xxx135
Aynı dili konuşmamıza rağmen anlaşamamak!..
Siyasi görüş farklı olabilir, hatta inançlarda da farklılık olabilir ama aynı dili konuşan insanların kavramlara böylesine birbirine zıt anlamlar yüklemesinin izahı çok zor. Bu arada kendilerine ait özellikleri, kendi yaptıklarının sorumluluğunu başkalarına yıkma çabası da bir başka türlü siyaset cambazlığı olsa gerek. Siyaset cambazlığı ile kavramlara farklı anlamlar yüklemek birleşince aynı dili konuşan insanların birbirini anlayamaması sonucu ortaya çıkıyor.
CHP Genel Başkanı Baykal'ın Kırşehir İl Kongresi'nde yaptığı konuşmanın bir bölümünü Pazar akşamı TV haberlerinde izlemiştim. Aynı konuşma dünkü bir gazeteye ise "Kışlada ve mahkemede siyaset olmaz" başlığı altında yansımıştı. Başlığa bakar akmaz Baykal'ın bu sözleri ile kışlada ve mahkemede siyaset olmamalı mı demek istediğini düşünmüştüm. Ancak haberin içini okuyunca anladım ki Baykal'ın meramı farklı. Ona göre şimdiye kadar kışlada ve yargıda siyaset olmamış da şimdilerde bu iki kurumu siyasete çekme gayreti ortaya çıkmış. Yani bugüne kadar siyaset dışında kalmayı başarmış olan kışla ve yargı AK Parti iktidarı ile birlikte siyasete çekiliyormuş. O zaman adama sormazlar mı, 28 Şubat'ta yaşanan neyin ifadesiydi? Bu süreçte asker en azından bir bölümüyle gırtlağına kadar siyasetin içine girmemiş, siyaseti belirlemeye kalkışmamış mıydı? Ve yine o süreçte üst düzey yargı mensupları askerlerden neyin brifingini alıyorlardı? Daha geriye gidersek yaşanan darbeler kışlanın siyasete girmesi anlamına gelmiyor muydu? Yakın zamana gelirsek mahkemelere intikal etmiş olan darbe planları da mı siyaset dışı çalışmalar ve hazırlıkları ifade ediyordu?
Bu gerçekler ortada dururken Baykal'ın yaptığı değerlendirmeler gerçeği yansıtmadığı gibi gerçeği gizlemeye yönelik olduğu görülüyor. Evet, yargıda ve kışlada kesinlikle siyaset olmamalı. Bu iki kurumu siyasi değerlendirmeler yönlendirmemeli. Elbette yargı ve TSK mensuplarının siyasi görüşleri olacaktır, bunu engellemek ne mümkündür ne de doğru olur. Önemli olan bu taraf oluşun eylemlere yansımaması, kararlarda belirleyici olmamasıdır. Bu gerçeği Sayın Baykal'ın da bilmemesi mümkün değil. Ancak iş siyasi yarışa dönünce benim yanımda olan asker ve yargı siyasete bulaşmış olmaz ama bir başka siyasi hareket yargı ve siyaseti bu yandaşlık çizgisinden uzaklaştırmak isteyince ya da bu hususta Parlamento'nun belirleyici olmasını sağlamak için harekete geçmesini "Yargı ve kışla siyasetin kontrolüne sokulmak isteniyor" diye feryat etmek sanıyorum doğru bir davranış değildir.
Aslında Baykal'ın Kırşehir konuşmasını baştan sona ele alınıp eleştirmek mümkün. Öylesine çelişkilerle ve millet iradesine güvensizlik belirten ifadelerle dolu ki bu konuşmayı yapan kişinin nasıl olup da milletin önüne çıkarak oy isteyebildiğini anlamak mümkün değil. Milletin önemli bir kesiminin istek ve iradesinin aksine isteklerde bulunmak, yapılmak istenenleri durdurma çabasının sonunda ortaya çıkan görüntü gerçekten insanı şaşırtıyor. Aslında şaşırmamak gerekiyor bu millet iradesine ters açıklamalar ve hareketler sebebiyledir ki bu millet CHP'yi tek parti dönemi dışında iktidar yapmadı, yapmıyor. Bu da onların sorunu ama bu tavır aynı zamanda millete karşı bir hareket olarak gelişiyor. Buna kimsenin hakkı yoktur. Bir takım kişilerin geçmişte devlet içinde oluşturdukları illegal örgütlenmenin mahkemeye yansımsı karşısında avukatlığa soyunan Baykal'ın bugün 'kışlada siyaset olmaz' şeklinde söylediklerine inanmak, ciddiye almak mümkün olabilir mi?
Bu noktada Baykal'ın konuşmasından kısa bir bölümü aktarmak istiyorum:
"Kışlaya siyaset sokulamaz. Kışlada itaat, görev ve disiplin esastır. Siyasetin mahkemede de işi olamaz. Eğer orada da siyaset olursa kaos olur, yargı tartışmalı hale gelir"
Şu anda yargı tartışmalı halde değil mi? Kışla Baykal'ın sözünü ettiği itaat anlayışı içinde emir komuta zincirine uygun olarak bu ülkede darbeler yapılmadı mı? Baykal'ın bulara söyleyecek bir sözü yok mu? Sanki düşünülen dar çerçeveli anayasa değişikliği ve buna bağlı olarak yargı reformu ilk defa yargıya siyaseti sokmuş olacak? Bir takım darbecilerden hesap sormak da mı yargının siyasete girmesi oluyor? Daha pek çok soru sıralamak mümkün. Ancak netice değişmeyecektir. Baykal bu çelişkilerle siyasi ömrünü tamamlyacaktır.