Anayasa Mahkemesi sonunda kararını verdi. Seçim barajıyla ilgili bireysel başvuruları konu bakımından yetkisizlik nedeniyle oy çokluğuyla  reddetti. Başvurunun esasına girilmedi. Yüzde 10 seçim barajının düşürülmesine ilişkin bireysel başvuruların ele alındığı toplantıya Mahkeme Başkanı Haşim Kılıç katılmadı. Haşim Kılıç’ın toplantıya katılmama nedeni ise: daha önceden yüzde 10 barajının, Anayasa Mahkemesi tarafından ele alınmasına ilişkin açıklamalarda bulunmuş olması nedeniyle, Kılıç’ın bu açıklamalarının “ihsas-ı rey” olarak değerlendirilmesidir.

   Mahkeme Başkanı Haşim Kılıç’ın önüne gelen uyuşmazlık ve başvurularda görüş belirtmesi ihsas-ı rey olarak değerlendirilebilir. Önüne gelen başvuru hakkında oy kullanacağı bir konuda, mahkeme kararı verilmeden önce Kılıç görüş belirtmiştir. Mahkemenin önüne gelen konu hakkında üyeler müzakere edecek, tartışacak ve nihai olarak oy kullanacaktır. Mahkeme başkanı Haşim Kılıç tarafından toplantıdan önce görüş bildirilmesi mümkün değildir. Kanaatimce ihsas-ı rey olarak değerlendirilmesi isabetli olmuştur.

   Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç,  2010 yılında anayasa değişikliği taslağının önüne geleceğini belirterek bu konu hakkında yorum yapmasının ihsas-ı rey olabileceğinden herhangi bir açıklama yapamayacağını açıklamıştı. Haşim Kılıç’ın başkanlığı döneminde Anayasa Mahkemesi önüne gelen çoğu önemli başvuruda bu şekilde görüş bildirmediğine şahit olmuştuk.

    Ancak bu defa Haşim Kılıç  hukukçu! hassasiyetini göstermedi…

   Unutulmamalıdır ki mahkemeler kararlarıyla konuşur! Özellikle mahkemenin muhalefete veya bir gruba yakınmış gibi bir görüntü vermemesi gerekir. Mahkemenin siyasi konularda kararını vermeden önce görüş belirtmesi saygınlığına ve tarafsızlığına zarar verir.

   Medyada Anayasa Mahkemesi Başkanının sürekli demeç vermesi de düşündürücüdür. Danıştay, Yargıtay ve AYM Başkanları demeç vermemelidir.

   Anayasa Mahkemesi TBMM yerine geçecek kararlar veremez. Böyle bir yetkisi de bulunmamaktadır. Ayrıca Anayasanın 67. maddesinde “Seçme, Seçilme, ve Siyasi Faaliyette Bulunma Hakları” düzenlenmiştir.  Seçim sistemini belirleme yasama organının takdirindedir. Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuruya dayanarak ihlal kararı vermesi halinde Anayasa Mahkemesinin,  Anasaya’da mahkemeye verilen yetkilerini aşması anlamına gelecekti ki; başvurunun reddi isabetlidir.  Karar Türkiye’nin tekrar kaos sürecine ve vesayet rejimine geri dönmemesi açısından önemlidir.  Konu bakımından yetkisizlik kararı verileceği açık olmasına rağmen bu konuyu Anayasa Mahkemesinin gündemine alması hukuka aykırıdır.

    2015 yılı Yeni Türkiye’nin geleceği ve siyaset açısından çok önemli bir yıl. Çözüm sürecini baltalamaya çalışanlar altında kalacaktır. Türkiye’nin normalleşmesine, akan kanın, gözyaşının durmasına karşı olanlar milletin iradesiyle sandıktan çıkamaz.

   Küresel güçler tarafından Türkiye’nin geleceğine karşı girişilen tüm operasyonlar sandığın dibine gömülecektir.

    Siyasi Partiler Yasasını, seçim sistemini, Meclis İçtüzüğünü, yerel yönetimleri, 12 eylül darbe rejimiyle gelmiş demokratik olmayan tüm mevzuatı Türkiye’nin temizlemesi şarttır.                     Demokratik, sivil bir anayasa yapmak sadece Ak Parti’nin değil, Türkiye’nin en büyük hedefi olmak zorundadır.

    Av. Aydoğan AHIAKIN

    E-mail:  ahiakin@gmail.com

    Twitter: https://twitter.com/Aydogan_Ahiakin