Aslan DEĞİRMENCİ
Aranan adalet
Tutuklu vekiller için her gün yeni bir formül gerçekleştiriliyor.
Formüller kamuoyuna yansıdıkça tartışma alevleniyor. TBMM Başkanı Cemil Çiçek, partiler arasında mekik dokuyor.
Ama birde unutulanlar var ki nedense meclisin gündemine kimse getirmiyor.
12 Eylül darbesinin, 32 yıl sonra mahkeme önüne çıkmasına karşın, 30’a yakın darbe mağdurunun halen cezaevinde tutuklu bulunmasıparlamenterleri rahatsız etmiyor.
Aynı şekilde Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliğinin yürüttüğü 28 Şubat Soruşturması derinleşerek devam ederken, postmodern darbe sürecinde alınan siyasi yargı kararlarının iptal edilerek yeniden muhakeme yolunun açılmasını talep etmekte parlamenterlerin aklına gelmiyor. Konuyla ilgili yasal düzenlemelerin yapılması için harekete geçen olmadığı gibi derin bir sessizlik arasında çok sayıda 12 Eylül ve 28 Şubat mağduru hukuksuz bir şekilde kafeste tutuluyor. Dışarıda olanlar ise Yakup Köse gibi her an içeri alınmayı bekliyor. Bu mudur adalet? Böyle mi yüzleşilecek darbelerle?
Siyasilere birkaç soru
Meclis'te Yüzleşme Komisyonu kurulmasını isteyen CHP'li Hüseyin Aygün ile darbe planlayanların tımarhaneye gönderilmesi gerektiğini savunan TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ak Partili Ayhan Sefer Üstün, konu hakkında ne zaman girişimde bulunacak?
“Kozmik Oda'ya girelim. Arşivini inceleyim” diyen TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu'nun BDP'li Üyesi Sırrı Süreyya Önder, brifingli yargı kararlarının masaya yatırılması için hangi adımı atacak?
Darbe süreçlerinin ve sonuçlarının araştırılması amacıyla TBMM Başkanlığı'na araştırma önergesi verenMHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, 12 Eylül öncesi siyasi olaylar sebebiyle ve 28 Şubat sürecinde her kim hakkında olursa olsun mahkemeler tarafından verilmiş aleyhte bütün kararların yok sayılması adına gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını talep etmek için daha ne kadar bekleyecek?
Bekleyip göreceğiz. Umarım daha fazla zaman kaybetmeden mağduriyetlerin giderilmesi için milletvekilleri harekete geçer.
Astsubaylar ne istiyor?
Bu arada astsubayların sorunlarına ilişkin çok sayıda mail aldım. Genelde astsubayların maillerinde sitem vardı. Doğrusu sitemlerinde yerden göğe kadar haklılar. Hemen konuya girecek olursak; astlarının haklarını korumak yerine muhtıra çekenler astsubayları ayrımcılığın pençesine atıyorlar... Oysa astsubayların istekleri çalışma şartlarının iyileştirilmesi, emekli olduklarında büyük kayıplara yol açan eşitsizliklerin giderilmesinden ibaret.
Astsubayların, görevde yükselme ve terfi problemleri de ortadan kaldırılmalıdır. Tüm orduevlerinden, sosyal haklardan eşit şartlardan yararlanmalı ve OYAK yönetim kurulunda üstleri ile aynı oranda yer almaları sağlanmalıdır.
Tabi bir de özgürlükleri bağlayıcı cezaların hâkim kararı olmadan astsubaylara verilmesine son verilmelidir. Bu haksızlıkların önlenmesi için konuyu ısrarla takip edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.
Yapılan adaletsizlikler mazur gösterilip yok sayılamaz…
Mazlumları unutmayalım
Unutmadan binlerce Filistinli esirin İsrail zindanlarında 17 Nisan günü başlattıkları açlık grevi eylemi sürüyor. Filistinli esirlere çıplak teftiş ve hücre cezası gibi en ağır ihlallerde ve aşağılayıcı uygulamalarda bulunuluyor. İşgal güçleri, Filistin Meclis Başkanı Aziz Duveyk olmak üzere 24 milletvekilini esir tutuyor, Filistinlilerin evlerine baskın düzenleyip tutuklamalar yapmaya devam ediyor. Filistin'deki mazlum kardeşlerimiz için her daim dua edelim inşallah.
Yeryüzünde acı ve ızdırap çeken, zulme uğrayan tüm insanlar için de Rabbimizden yardım isteyelim.
Kan, gözyaşı, zulüm ve işkence altında olan tüm insanlığın kurtuluşu için yer gök arasını direksiz var eden Rabbimizden ‘özgürlük’ dileyelim.
Ve inşallah zalim iktidarlar da yıkılır, halkına zulmü reva gören, kendi hırsları için milleti köleleştirmeye çalışandiktatörler hesap verir.
Diktatörlerin kendi ülkelerinde meydana getirdikleri karışıklıktan faydalanmak için akbaba gibi bekleyen emperyalistlere de Rabbimiz fırsat vermez inşallah. Emperyalist tuzaklar amaçlarını gerçekleştirmeden bozulur inşallah.
Not: Darbelerle yüzleşildiği iddia edilen bir süreçte Genel Merkezi Diyarbakır`da bulunan Mustazaflar İle Dayanışma Derneği‘nin kapatılması manidar ve kabul edilemezdir. Yoksa 28 Şubat birileri eliyle sürdürülüyor mu?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.