Uğur CANBOLAT
AMASYA SOKAKLARINDA SÜRPRİZLER!
SİZİ bilmem ama ben şehirlerin sürprizleri olduğuna inanırım. Bir yerlerde sizi beklerler.
Yapmanız gereken şey şehre teslim olmaktır.
Direnmemektir. Kendinizi bazı kayıtlarla bağlamaz ve sere serpe düşerseniz yola her an bir zuhurat ile karşılaşmanız mümkündür.
Şehirlerin ruhu vardır.
Yapıların, sokakların kendilerine özgü bir enerjisi bulunur.
Kızımı ziyaret için gittiğim Amasya’da dost tavsiyesi yerlere de uğrayarak kendimi sokaklara terk etmiştim. Burgulu minareyi büyük bir hayranlıkla incelemiş, ezan çağrısına uyan caminin cemaatiyle de merhabalaştıktan sonra Taşhan’a kısa bir selamla ile devam ettim yürümeye. Ayaklarım beni bakırcılar sokağına taşıdı.
Merak ederim bakırları… Geçemem hemen.
Çocukluğumdan izler bulurum onlarda. Bırakmazlar hemen o sebeple…
Yine öyle yaptım. İnceledim. Birkaç fotoğraf çektim. Derken karşı dükkândan dikkatli bir gözün takip ettiğini fark ettim. Aldığım gel işaretine uyarak içeri girdim ve selamladım.
Neden fotoğraf çektiğimi sordu beyefendi. Anlayamadım önce sorunun sebebini ama severim dedim bakırları.
Öyle mi der gibi baktı ve onlar bakır ben Özbakır dedi.
Nasıl yani dedim? Dükkân içerisindeki yazıhanesine davet etti.
Elini uzattı. Ben Amasya Mahalli Sanatçısı Burhan Özbakır dedi. Durum açıklığa kavuşmuştu. İçimde serin rüzgârlar esmeye başlamıştı. Nezaket-i İslamiye gereği şehre ilk gelindiğinde oranın manevi sahibinin ziyaret edilmesi gerektiğini ustamdan öğrenmiştim. Mir Hamza Nigari Hazretlerinin huzuruna gitmiştim ilk gün ve orada da hoş bir sürprizle karşılaşmış türbedarla epeyce muhabbet etmiştim.
İşte bu da ikinci sürpriz idi.
Muhabbetin muhabbeti çektiğine inananlardanım. Yine muhabbetin tam içine düşmüştüm.
Mahalli Sanatçı olarak köy köy gezerek derlemeler yapmış olan kendi besteleri de bulunan Burhan Özbakır ile Amasya ve sanat hakkında harika bir söyleşiye başlamıştık.
Sular seller gibi anlatıyordu. Soruya bile hacet yoktu ama ben yine arada kendimi tutamıyor soruyordum.
Gelen misafirler, müşteriler sohbeti bölmedi. Aksine harladı. Onlar da katıldılar. Hatta birisi kendi köyünden uzunca bir türküyü hemen oracıkta şiir şeklinde okudu.
Burhan Özbakır beyin gözleri daha bir parladı. İlk kez duyuyordu o da. Bu da bana Amasya’nın üçüncü sürprizi idi.
Türkiye’nin yurt dışından da siparişler alan önemli bir alem ustasıydı Burhan Özbakır.
Kendine özgü modelleri vardı.
Mesleği babası ile nasıl başladığını, işleri nasıl ilerlettiklerini bir bir anlattı.
Derleme çalışmalarından örnekler gösterdi klasöründen. Hatta birini hediye etti. İlk kitabını 1980 yılında ‘Amasya Türküleri’ adıyla yayınlamış. Daha sonra da ortak çalışmalara imza atmış. Belediye adına da yayınladıkları bir kitap olmuş.
TRT ekranlarından tanıdığımız sanatçı Seyit Al ve Yaşar Topcam Burhan Özbakır’ın öğrencilerindenmiş.
…
Sevdim Amasya’yı.
İnsanı içine alıyor, sarıyor.
Bir tarih yolculuğu Amasya sokaklarında gezmek. Şehzadeler şehrinde nefeslenmek insana iyi geliyor.
Ve sürprizli…
Gidin ve sürprizlere açık olun!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.