Haşim AKIN
Akika’nızı Kim Kesti?
Peygamber’in (SAV) sünnetlerinden birisi de çocuklar doğduğunda onlara akika kurbanının kesilmesidir. Ben evinde birkaç yüz koyun ve keçinin olduğu bir ailede doğmuşum. Ancak büyüklerim ne bana ne de benim dışındaki birileri için akika kurbanı kesmemişler. Amacım geçmişi sorgulamak / suçlamak değil. O günkü bilgileri bu kadarmış. Cimrilik yapmak istediklerinin sanmam...
Bu ibadetin bir çocuğun ruh ve beden sağlığına olan etkilerini bilmiş olsalardı buna da uyarlardı ve kaçınmazlardı diye tahmin ediyorum. Neyse biz de kendi akikamızı kendimiz kestik. Yıllar sonra kendimize kaldı bu iş... Sizde ne oldu bilemem? Bizim diyarlarda yeni yeni çocuklar doğunca ona bir akika kurbanı kesmenin sünnet olduğu anlaşılmaya / yaygınlaşmaya başlandı.
Burkina Faso’da en vazgeçilmez adetlerinden birisidir akika... Bir çocuk doğunca mümkünse yedinci gününde tamamlanır bu iş. Sağlık ve benzeri şartlar engellemişse biraz gecikmeli de olsa bu tören yapılır. Akika kurbanı kesilir, yemekler ikram edilip bebeğin ismi verilir.
Kız ve erkek evlatlarına ayrımının yapılmadığı tek yer akika törenleridir. Konu komşu, akrabalar, dostlar davet edilir. Bu davete de gitmek gerekir. Bir Burkina Faso atasözü şöyle der; “Benim eşeğim öldüğünde onu yemek için bana yardıma gelmezsen, senin eşeğin öldüğünde de onu yalnız bitirmek zorunda kalırsın.” Bize göre ilginç bir atasözü. Ne demek istediğini anlayabiliyoruz. Bu konuda sıkıntı yok. Ancak verilen örnek başka sosyolojik gerçeklere de işaret ediyor. Ben bu atasözünü ilk kez duyduğum da yanımdaki yerli arkadaşlara sordum: “Bu sözün ne anlatmak istediğini biliyorum. Lakin söz, eşek etinin yenilmesi üzerine kurgulanmışsa bu toplumda eşek etinin yenilmesi ile ilgili bir adet olmalı. Değil mi?” Cevap da tahmin ettiğim gibi geldi. “Evet, eskiden eşek eti yenirmiş. Şimdi de putperestlerden hala yiyenler vardır.”
Neyse konumuz bu değil. Neredeyse her hafta sonu beraber çalıştığımız arkadaşlardan birisinin akika töreni olur. Çoğunlukla sabah saat 7-8 gibi erkenden başlar tören. Aile ve çevrenin kalabalık oluşuna göre akşama kadar devam etmesi mümkün.
Pilav üzerinde çoğunlukla balık, et veya çok özel misafirler için tavuk ikramı vardır. Burada yemek ikramı çok zor değildir. Genelde leğen veya tabak gibi bir kap üzerinde gelecek yemeği kaşık ve çatal kullanmadan bismillah deyip yerler. Sofraydı, tabaktı, sofranın dizaynı ve görselliği gibi takıntıları da yoktur. Yanında genelde zomkom adı verilen şeker ve unun beraber kullanıldığı içecek de işin en vaz geçilmezidir. Yani Burkina Faso’da size koyun kesilirse normal bir misafir olduğunuz anlaşılır. Ancak tavuk ikram edilirse, bu durum sizin burada çok daha özel bir misafir olduğunuzu gösterir. Türkiye’deki dostlarıma “Burkina Faso’da misafirim olursanız size tavuk keserim” dediğimde bunu az görüyorlar. Ama pişman olmayacaklar.
Kesilen kurban, yani akika kurbanının eti ya küçük parçalar halinde misafirlere dağıtılır. Veya orada hemen pişirilip ikram edilir. Burası dayanışma ve destek olma konusunda dinamik bir toplumdur. Bu nedenle ev sahibinin eline bir kaç kuruşluk da olsa bir hediye tutuşturmak adettendir. Çocuğun ismi bu törende ilan edilir. Bundan önce çok özel yakınlar, çocuğun ismini duyabilir.
Ailenin en büyüğü veya bir başka davetli âlim dualarla çocuğun ismini ilan eder. Törenler; müsaitse evde, değilse yakın bir mescitte icra edilir. Zira burada mescitler daha aktif kullanılır. Kadınlar bölümünde nelerin yapıldığını görmedim. Ama akika törenine gelen kadınların çok daha özel kıyafetlerini giyerek geldiklerini görünce, evin içinde de ayrı bir düğün havasının olduğunu hissetmemek mümkün değil.
Bizdeki erkek çocuklarına yapılan sünnet töreninde biraz benzeyebilir ama en önemli farkı, yapılmasının acilliği ve kız - erkek ayrımının olmamasıdır.
Kız ve erkek çocuklarının yaşam mücadelesi, ev içindeki ayrımları asıl bundan sonra başlayacak...
Ama burada kimse benim gibi kendi akikasını kesmeyecek...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.