Prof. İhsan IŞIK
70 Milyonluk Türkiye'nin Geleceği
Bugün dünyamızın yükselen ekonomi yıldızları Çin ve Hindistan (Çindistan)’dır.
Çin son otuz senedir ekonomik büyümede rekor üzerine rekor kırmış ve geçen sene büyük bir hamleyle Almanya’yi geçerek dünyanın en büyük ücüncü ekonomisi olmayı başarmıştır. Hindistan bilgi teklojisi alanında büyük adımlar atmış ve Batı’dan bu alanda milyarlarca dolar iş ithal eder hale gelmiştir.
Çindistan ABD’de çok büyük ve etkin diasporaya sahiptir. Bugün ABD’de belli başlı teknoloji ve mühendislik şirketlerinde, araştırma kurumlarında, hastanelerde ve üniversitelerde çalışan onbinlerce Çinli ve Hintli vardır ve ülkeleri adına çok etkin acentalıklar yapmaktadır. Bugün Çindistan'a kayan her işin arkasında şu veya bu şekilde bu ülkelerin ABD’de çalışan mühendis, akademisyen ve araştırmacısı bulunmaktadır. İşlerin projelendirilmesinde ve Çindistan’da organize edilmesinde aktif rolleri vardır.
Benim bilgi teknolojisi alanında Amerika’da çalışan arkadaşlarla görüşmemde ortaya çıkan tablo, Türkiye’nin henüz bu pastadan hiç bir pay almadığıdir. Microsoft, Siemens ve Intel gibi bilgi teknolojisi şirketlerinde, Wall Street’deki finansal kurumlarda bir sürü Türk’ün çalıştığı düşünüldüğünde, Türkiye’ye iş kaydırılamamasının nedenleri ciddi düşünülmelidir.
Bu bizim dışarıdaki yetişkin elemanlarımızın yönetsel güce erişemediğini, diğer milletler kadar çok sayıda etkin pozisyonlarda temsil edilmediğini, ülke adına çalışma konusunda yeteri kadar motive olmadıklarını ve risk almadıklarını, veya böyle bir şeye tevessül etseler bile Türkiye’nın alt yapı olarak hazır olmadığını düşündüklerini çağrıştırmaktadır.
Ortaya çıkan sonuç şudur ki Türkiye eğer tekrar büyük bir devlet olacaksa, dışarıdaki Türklerin iyi örgütlenmesine ve ülke adına lobi ve kulis çalışmaları yapmasına ihtiyacı vardır. Bu anlamda dışarıdaki her Türk’un iyi bir eğtim alması ve iyi bir konuma gelmesi Türkiye’yi ilgilendirmektedir.
Bugün ABD’dede Kaliforniya eyaletini Avusturya doğumlu eski bir aktör yönetmektedir. Ayni sekilde, şu an, meşrubat devi Pepsi’nın en tepesinde Hindistan’dan ABD’ye Yale Üniversitesi’ne okumaya gelmiş bir bayan oturmaktadır. Birinci Irak operasyonunun Genel Kurmay Başkanı Colin Powel bir Jamaika’li ailenin oğludur. 1980’lerde kazansaydı, Massatchusess eyaleti valisi Yunan asıllı Michael Dukakis Amerika başkanları arasına girecekti. O zaman belki gerçekleşmemişti ama bügün dünyanın en güçlü koltuğunda oturan Başkan Barak Obama, bir Kenya’li göçmenin oğludur. Dahası, yeryüzünün en bilinen markalarından biri olan Coca Cola’nın tepesinde şimdi Muhtar Kent adlı bir Türk vardır.
Bu vakalar gösteriyor ki, yer yüzünün yönetildiği ana merkezde, iyi bir eğitim almış ve biraz da şanslı olan Türk asıllı birisi teorik olarak inanılmaz noktalara gelebilir. 12 bin öğrencisiyle, Türkiye Amerika’da en fazla öğrenci bulunduran dördüncü ülkedir. Bu sayıya Amerika’da doğmuş Türk kökenli öğrencileri de ekleyince, büyük bir potansiyel ortaya çıkmaktadır.
Kişiler bir yana, Türk diyasporasının genel olarak güçlenmesi Türkiye’ye inanılmaz fırsatlar açacaktır. ABD’de sözde Ermeni soykırımı tasarısının kongreden geçmemesi için geçtiğimiz yıllarda zamanın Dışişleri Bakanı Sayın Abdullah Gül, sonra da Devlet Bakanı Egemen Bağış öncülüğündeki bir Türk heyeti bu ülkeye bir haftalık ziyaret yapmış ve kulis çalışmalarında bulunmuştu. Belki de bu girisimler bir bakanın, bir resmi heyetin diğer bir ülkede en uzun kalış süresidir.
Onlar gittikten sonra bu kulis çalışmalarını devam ettirecek güçlü bir diasporanın olması ne kadar elzemdir. Hal böyle iken bitmez tükenmez liderlik kavgaları veren, sadece özel günlerde birbirlerini eğlendiren ve halkı örgütleyemeyen dışarıdaki geleneksel Türk dernek ve federasyonları, malesef, İstanbulun fethi öncesi eğlenceye dalmış Bizans elitlerine benzemektedir.
Türk Araştırmaları Merkezi başkanı Dr. Faruk Sen’e göre bugün Almanya’da 550 binin üzerinde Türk öğrenci bulunmakta ve bunların 35 bini üniversitelere gitmektedir.
Avrupa genelinde sayıları 83 bini bulan Türk girişimcileri toplam 35 milyar avro ciro yapmakta ve 420 bin kişi çalıştırmaktadır. Hollanda’da Türklerin %85’i vatandaşlık almış durumda ve çocuk yapmayan ve dolayısıyla varis bırakmayacak 100 bin Hollanda’lı şirket sahibinin işlerine en büyük aday Türkler görülmektedir.
Dış Türklerin iş ve eğitim olarak aldıkları mesafe bir türlü Türkiye’ye kazanım olarak dönecektir. Uzağa gitmeye gerek yok, bugün Türkiye’nın en büyük ticaret ortağı (en fazla mal ihraç ettiği ve ithal ettiği) ülke, komşuları ya da zengin Orta Doğu ülkeleri değil, Almanya’dır. Acaba neden?
Yarın Avrupa Birliği maceramızda iş referanduma veya sıra Avrupalı politikacıların Türkiye adına siyasi risk almasına geldiğinde, oradaki kamu vicdanını rahatlatacak dışarda yaşayan Türkler ve onların verdiği izlenimlerdir. Bir Avrupalının Türkiye hakkında ilk edindiği imaj kapı komşusu veya iş arkadaşından kaynaklanmaktadır.
Bu anlamda Türkiye’nin Avrupa kaderini belirleyecek olan en büyük etken, Türkiye’nin tam üyelik yapacağı zamana kadarki göstereceği üstün ekonomik ve hukuki başarısından çok, dışarıdaki Türklerin çevreye uyum ve güçlü halkla ilişkiler (PR) kurma başarısıdır.
Öyle gözüküyor ki, 70 milyonluk Türkiye’nin geleceği ve iki asırlık muasırlaşma projesinin başarısı, önemli ölçüde dışarıda yaşayan 7 milyon Türk’ün insiyatifindedir.
Farkında mıyız?..
PROF. İHSAN IŞIK*, TOBB Dünya Türk İş Konseyi Amerika Bölge Komitesi Üyesi; Amerikan Türk Ticaret Odası (ATCOM) Başkanı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.