YÜZ VERMEDİĞİNİZ EŞLERİNİZ

Yüz vermediğiniz, insan yerine koymadığınız eşleriniz sizin cennet anahtarlarınızdır. Ahh bunu bir anlayabilseydiniz.

Açık hapishane olan eve terk ederek geçimini sağlıyorum dediğiniz eşlerinizin, sizin zor günlerinizde, hatta delilik zamanlarınızda sizinle beraber, hep yanınızda olduklarını, her sıkıntıya katlandıklarını, çocuklarınızı büyüttüklerini unutup, üzerinizdeki tüm haklarını görmezden gelmek için mi nikahladınız?

İkinci eşi mutlu, birinci eşi mahkûm ederek mi adaleti sağladığınızı düşünüyorsunuz? Çocuklarınıza uygulamalı örnek olduğunuzun farkında mısınız? Ölüm gelip çattığında, mirasınız paylaşıldığında, geride kalanlar size rahmet mi okurlar sanıyorsunuz?

Madem ikinciyle evlenecektiniz, ilk eş ile anlaşıp, rızası yoksa ayrılsaydınız. Dul mu? Evli mi? mahkum mu? Ne olduğu belli olmayan, boynu bükük, kalbi yaralı, dermansız bırakmasaydınız. Erkeğe her şey mubah (!) Kadına her yol kapalı öylemi? Halktan utanmasanız, ekmek dahi vermeyeceksiniz ceza olsun diye.

Hamd olsun âlemlerin Rabbine ki, rızkımızı kullara bırakmamış. Zulmünü merhamet zannedenler insanları açlığa mahkûm ederdi.
Hastalık ve ölüm aczimizi idrake ne güzel ilaçtır. Unutmayalım, her zalime bir başka zalim musallat olur. Mazlumun ahı yerde kalmaz, hem dünyada görür hem de ahirette perişan olur. Müslüman’sanız Müslüman gibi evlenin, Müslüman gibi boşanın, Müslüman gibi davranın insanlara “Müslümanlık bu mu?” yoksa dedirtip kötü örnek olmayın. Sünnete uygun, fıkhi delillerle göre hareket edin.

Şer'i devletin olmadığı yerde, ikinci eş ve çocukların durumu ne olacak, kendini âdil sanan gafil. Kendinizi kudretli ve ölümsüz mü sanıyorsunuz? Yanlış ve çıldırtan hareket tarzınızla, eşlerinizi önce delirtir, sonra da deli olduklarına kamuyu ikna etmek için uğraşırsınız. Bilmez misiniz ki, Allah kulunu koruyandır. Sanır mısınız ki, yapıp ettikleriniz bir ebedi âlemde gün yüzüne çıkmayacaktır.

Hayır hayır, siz kendinizi aldatıyorsunuz. Haklar ödenmeden tevbenize güvenmeyin, mahşer günü onlar sizin peşinizi bırakmayacaktır. Mahrum edenler mahrum olacaktır.

Bana kızanlar olacak; olsun muhakeme ve muhasebe etmeleri için kardeşlik görevimi ve duyduğum acıyı anlamlarını istiyorum.
Unutmayalım, eş ve çocuklarımız bizim imtihan vesilemizdir. Ellerimizin altındaki, emrimize âmâde olan Allahın kullarına iyilikle muamele edelim. Yoksa, sonumuz hüsran olur.

Evlenmek  (şartları yerine getirilebiliyorsa ) bir hak olduğu gibi, boşanmakta  (şartları yerine getirilerek) bir haktır.

Kula kulluk yoktur, Allaha kulluk vardır.

Allah’ım nefsine uyup zalimlerden olmaktan sana sığınırım. Bizleri hidayet eylediklerinden, rızana uygun yaşayanlardan, cennet ehli kıldıklarından eyle. Muktedir olan sensin.

"Lailahe illa ente subhaneke inni küntü minezzalimin "