Hamit SEVEN
Yükü çeken manda, sesi çıkan kağnı
Bir düşünürün sözlerini hatırlıyorum, diyor ki; Zengin öksürse boğazını temizledi derler. Fakir öksürse verem derler. Zengin takla atsa ayağı sürçtü derler, fakir ayağı sürçse takla attı derler. Krala hizmetçilik verirseniz o artık kral gibi düşünmeyi bırakıp hizmetçi gibi düşünmeye başlar, hizmetçiye de kral rolünü verirseniz o da bundan sonra kral gibi düşünmeye başlar
Buradaki maksat zengin fakir meselesi değil
Genel bir misaldir aslında
Hayatımıza yansıyan gerçekler bunlar
Bakıyorsunuz, bir makam ve mevkiye getirilen insanın yürüyüşü bile değişiyor
Salt yürüyüşü mü elbette hayır
Konuşması, gülmesi oturup kalkması
Hepsi değişiyor
Özellikle de eski arkadaşlarını umursamaması
Hatta görüyor görmezden geliyor
İşte bu en bariz örneklerden birisidir
Bu tavıra sonradan görme mi denir, yoksa adam olamamazlık mı, bilemem... Benim bildiğim bir şey var o da genelde böyle olmasıdır
Ne olmalı ne olmamalı, bunu tartışacak değilim
Ancak unvanlı da olsa unvansız da olsa insan değişmemeli
Değişenler sadece görevler olmalı
Hani bir türkü var ya Yüce dağ başında yağan kar idim, yağdı yağmur esti boran eridim. Evvel sevdiceğin ben idim. Şimdi uzaklardan bakan ben oldum
Hah işte bu... İnsanların eline hak etmedikleri değer verilirse önce sevdiceklerini yani eski dostlarını unuturlar
Eskiden papucu yoktur giymeye, şimdi bakarsınız makam arabası beğenmez olur
Baştan da söyledim ya, tartışma konusu açma derdinde değilim... Amacım sadece ortak bir derdi dillendirmek o kadar... Yani niyetim ortalığı yellendirmek değil... Zaten, yel esince ilk havaya uçacak olanlar tozlar ve yapraklardır, inciler değil
Bilirsiniz Cenap Şahabettin"in bir sözü vardır, der ki; Yükü çeken mandanın sesi çıkmaz da, kağnı gıcırdar
Değerli olan incilerdir
Böyle şeyler karşısında kımıldamaz da hemen ayağı yerden kesilen daha çok hafif şeyler olur
Yük çeken misali
Her daim gönül zenginliğinden söz eder dururuz
Ederiz de bir türlü gönülleri ayak altında kalmaktan da kurtaramayız
Biz ne yazsak ne etsek de bu anlattıklarımız adamına göre değişiyor tabi... Nefis işte
Başka ne dersiniz
Bazen kurtaramıyor insan kendini
Tıpkı denizde ayağın altından kumların çekilmesi gibi
Ben, bir gün eldeki imkanları gidince yine eski dostlarının yanında teselli arayan çok insan gördüm
Yani; yanisi şu, insan nefsi çok köftehordur
Hayat ise bir anafordur
İkisine de kapılmamak, dikkatli olmak gerek... Zira, insan nerede olursa olsun insanlık değerini korumayı bilmeli... Yükseğe de çıksa, aşağılarda da kalsa
Sarayda da çadırda da olsa
Mevkii sorumlulukları değiştirmeli, erdemleri değil
Belki de demeye çalıştığımız budur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.