Osman KANDARA
YÖK'un "Ö"su...
Türkiye'de yüksek öğretim (diğer bir çok konuda olduğu gibi), gereğinden fazla merkezi bir yapıya sahiptir. Dolayısı ile, meseleyi temelden çözüme kavuşturmanın yolu, yüksek öğretimin başı olan YoK meselesini çözüme kavusturmaktan geçer. YoK'un "o"'sünde ki iki noktası fazla. Bilindiği üzere YoK, 12 Eylül askeri darbesi ile kurulmuş bir kurumdur. 28 Şubat süreci başta olmak üzere, YoK uzun süre "Yüksek Öğretim Komutanlığı" şeklinde algılanmıştır. Üniversitelerde alınan hemen hemen tüm kararlar, atamalar, YoK onayına tabidir.
Bu gün 200 e varan üniversitelerimiz var ve sayıları her gün de artıyor. Eskisi gibi değil; her bölgede ve her ilde üniversite var. Üniversitelerin; yönetimsel, akademik, maddi, sosyal, kültürel, ve şair ihtiyaçları bulundukları bölgeye ve ile göre değişiklik arz etmekte. Bölgenin, o üniversiteden beklentileri ha keza aynı şekilde. Oysaki, bir tane YoK ve bir tane yüksek öğretim kanunu var. Hal böyle olunca, İstanbul'daki bir üniversite ile Erzurum yahut Siirt'teki bir üniversite aynı kefeye konuluyor. YoK'un ilk kurulduğu yıllarda 20 civarında bir üniversite vardı. Dolayısı ile bu pek bir sıkıntı cikartmayabiliyordu.
Diğer bir hususta, kanaatimce, YoK ile getirilen tek tıp yüksek öğretim sisteminden amaclananlardan bir tanesi de tek tıp insan yetiştirme projesi idi. Oysaki, eğitim işi mekaniksel bir olay değildir. İdeal bir eğitimde amaçlanan, robot vari davranan tek tıp bir insan üretmek değildir. Eğitimli insan; sadece kuru bilgiler ile yüklü bir insan değil, aynı zamanda içinden geldiği yahut içinde buludundugu sosyal ve kültürel yapıya uyumlu bir şekilde davranan ve çözüm üreten insan da demektir. Ürünün kalitesi, üretim sisteminin kalitesi ile doğru orantılıdır. Bağımsız (dinamik) düşünebilen eğitimli insan yetiştirmenin yolu, bağımsız (özerk) bir eğitim sisteminden geçer.
Önerimiz: Üniversitelerin (bölgesel ve sosyal şartlar da göz önünde bulundurularak) ozerklesmesinin önünün açılması. Bunun için:
1- YoK'un "o"'sundeki iki nokta atılarak, YoK tamamen kaldırılır. Üniversite yönetim kurulları güçlendirilerek, üniversiteler MEB altında yeni kurululan Yüksek Öğretim Genel Müdürlüğüne bağlanır.
İlaveten, bağımsız, bölgesel bazda çalışacak, akredite ve koordinasyon görevli görecek yeni yapılanmaya gidilir.
2- Merkezi YoK yerine, bölgesel YÖKler kurulur. Önerimiz, beş bölgesel YoK kurulması yönünde. Bunlar, Batı, Doğu ve Güneydoğu, Kuzey, ve iç Anadolu bölgesel YÖKler.
3- YoK kanunu değiştirilerek, YoK'un yetkileri sınırlandırılır. Üniversiteler iç işlerinde özgür/özerk hale gelirler. Dekan ve rektör atamaları gibi konular üniversite içerisinde sulha kavuşturulur. YoK'un görevleri, denetleme ve yüksek öğretim ile alakalı temel standartları belirleme ile sınırlı olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.