A.Kerim KARAAĞAÇ

A.Kerim KARAAĞAÇ

Ya Dünya Baki Olsaydı

Bir kardeşim, bana gönderdiği aşağıdaki paragrafta üzüntülerini anlatmış. 

"Yakın zamanda Millet caddesinde, yani Topkapı’yı Aksaray’a birleştiren cadde üzerinde modern belediyeciliğin yeni gözdesi olan yirmi tonluk gizli çöp toplama depoları yer altına kazılarak yerleştirildi. Yukarıdan çöpü buraya bıraktığınızda o aşağıdaki depoya ulaşıyor ve yeryüzüyle ilgisi kesiliyor. Sonra özel vinçli çöp arabaları geliyor bu depoyu kaldırıyor ve alt kapakları açılıp çöpleri kendi haznesine alarak depoyu tekrar yer altına yerleştiriyor. Bu yeni steril ve hijyenik çöp toplama yöntemini gördüğüm andan itibaren kalbime bıçak gibi bir ağrı saplandı. Çünkü buradaki çöplerin içinden rızıklarını temin eden geri dönüşümcü kardeşlerim ne kadar çabalarlarsa çabalasınlar artık buradan çöplere ulaşamayacaklar. Yani pencereleri naylon ile kaplı gecekondularda yaşayan ve en zor şartlarda çalışan bu Müslüman kardeşlerimin artık, günlük elli liraya ulaşmaları da zor ve daha çetin bir hale geldi.” Diyor.

Gerçekten çalışmak, helâlinden kazanmak isteyene, ama sadece geçimini temin etmek üzere iş ayrımı yapmadan çalışmak arzusu içinde olana o kadar iş var ki, bulamadım diyene şaşıyorum. Sıhhati yerinde olduğu halde açım, iş bulamadığım için evime ekmek götüremiyorum diyorsa birisi yalan söylüyor. Hele birde çöp toplamayı meslek edinmiş olacakta aç kalacak öyle mi? Yalnız, “ben şöyle bir iş isterim” diyerek, tarifini yaptığı vasıflı işi arıyorsa, ona diyeceğim yok, bulmada zorlanabilir. Vasıfsız iş arayana her zaman iş var demek istiyorum. O, geri dönüşümcü (çöpten işe yarayan atıkları toplayan) arkadaşlarımız ellerinde eldivenle, gece gündüz demeden bu işi yaptıklarına göre, o semt olmaz, başka semtlerde gene yaparlar. O iş olmaz başka işler de kovalarlar.

Çalışma, helalinden kazanma kolay bir şey değil, bunun farkındayız. Yaratılışta bu istek insana verilmiştir. Fakat, çalışma arzusunu farklı kullananlar çıkmıştır. Yani, daha az çalışmayla daha çok kazanma veya hiç çalışmadan her şeyi ayağına bekleme. Neden, yatmak varken sabahın köründe uykuyu terk etsin ve yollara düşsün ki? Sapasağlam olduğu halde, işi dilenmeye kadar götürüp, hepten emeksiz yemenin kolaylığına alışmış olanlar yok mu?

Bakınız, bizim Hüsnü’ye maşallah, kırk işi bir arada yapıyor ve Allah’a hamd emekten de geri kalmıyor..    

Hüsnü ayağının biriyle bir şeyleri tepip duruyor. Oradan geçmekte olan bir başka kimsenin dikkatini çeker ve “  böyle ne tepiyorsun be adam? “ der.

Hüsnü: Keçe tepiyorum, sıkı olsun da pazara satmaya gittiğimde yüzümü kara etmesin diye. İşte üç beş kuruş alıyoruz, fani dünyada.

Adamın bir başka şey dikkatini çekmiş bu sefer ve tekrar sormuş;

- Peki, başındaki bu çıngırak nedir?  

Hüsnü: Komşular bahçelerini bana emanet ettiler, oradaki meyve ve sebzelere zarar verecek kuşları kaçırmak için taktım. Ben sallandıkça o da çalıyor gördüğün gibi. İşte ondan da üç beş kuruş alıyoruz, fani dünyada geçim için.

Adam: Peki sırtındaki bu kalabalık ne?

Hüsnü: Yayık efendim. Tepinip sallanırken onun da yağını çıkarmak istedim. İşte üç beş kuruş alıyoruz, fani dünya bu.

Adam: Peki, neden sağa sola devamlı bakınıp duruyorsun?

Hüsnü: Şu yan komşu çocuklarını bana bıraktı, bir yaramazlık yapmasınlar diye onları gözetmemi, takip etmemi istedi. Onlara bakıyorum. İşte üç beş kuruş alıyoruz, fani dünyada...

Adam: Elinde döndürüp durduğun ne peki?

Hüsnü: Boş duranı Allah sevmez derler kardeş, ben de onun için bir taraftan kirmen eğiriyorum. İşte üç beş kuruş alıyoruz, fani dünyada geçim meselesi..

Adam: Ben yanına geldiğim zaman devamlı bir şeyler fısıldamaktaydın, Allah aşkına kime ne söylüyordun?

 Hüsnü: Bana bu kadar güzellikleri bahşeden Rabbimin isimlerini (Esma-ül Hüsnayı) sayıyordum (zikrediyordum). Üç günlük dünya, üç – beş sevap alıyoruz işte.

 Adam: “Fani dünya için bu kadar işi bir arada yapıyorsun da, ya dünya baki olsaydı neler yapacaktın kim bilir” der.

Demek ki, fani dünyada iş çok kardeşim, kimsecikler aç kalmaz inşaallah. Yeter ki iş arama ve çalışma niyeti bulunsun. Korkma rızık sadece çöpten çıkmaz, Rabbimiz o kadar çok rızık kapıları açmış ki, binlerce hamdüsenalar olsun.   

 

 

Dt. Abdülkerim Karaağaç - Habername

akerim@habername.com

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.