Uğur CANBOLAT
VÜCUT ÜLKESİNDE BARIŞ NASIL TESİS EDİLİR?
BEN iyi yaşayışa dair kendime sorduğum soruların makul cevaplarını bulma peşine düşmüştüm. Sorular hakikiyse cevapları da hakikatli olmalı.
O nedenle iyi sorular, peşine düşülmeyi hak ederler.
Sizi bilmem ama ben böyle düşünürüm.
Soruların ardı sıra seğirtip ikna edici cevapları kovalarken zihnimde rüzgârın sesi duyuldu. İyi yaşamayı bulmak için geçinme ahlakına sahip olman gerek diyor.
Şu soruların cevaplarını bulsaydım önce diyecek oldum ama iyi geçinmek adına sustum.
Duymak da bir rızık değil mi? Evet öyle.
Geçinme ahlakı gibi ilk kez duyduğum bir kavram henüz baş kulağımdan iç kulağıma yani mânâ kulağıma doğru yol almaya başlamışken buna muhalif bir davranış göstermem beklenmemeli.
Bu iyi yaşayış ilkesine de ters olurdu.
Geçinme ahlakı ilginç geldi bana doğrusu. Rüzgârın hangi sözü ilgi çekici değil ki zaten. O kaç imbikte süzdükten sonra buhurdandan çıkan buhar gibi söyler sözünü.
Dikkat edersen duyarsın.
İlgin varsa dikkatine sunar.
Sözünü heba edenlerden değil o. Sözüne değer biçenlerden...
Sözüne değer vermeyen sana değer vermiş olur mu ki hem?
Sözünü daha ilk elden yere düşüren seni de bir gün yere çalmak için hamle etmez mi?
Söz som altındır.
İşlemek ise kâmilin işidir.
Kâmil sözü irfan çekici ile işler de işler, döver de döver.
Forma sokar.
Kıvama getirir.
Duyanın yüreğinde titreşimler meydana getirecek frekansa sabitler.
Sonra tâlibine sunar.
Rüzgâr da öyle…
Sözünü ehline götürür, ona sunar.
Madem terazisi bu kadar hassas o vakit benim de öyle olmam gerekir.
Geçinme ahlakı!
Önce kendinle geçinmelisin. Sen sana çekilmez gelirsen kim yüklenir yükünü?
Kim omuz verir?
Önce kendimizi tanımalı ve kendimizle geçinmenin bir yolunu bulmalıyız.
Sonra mı?
Sonrasını sonra konuşsak nasıl olur.
Kendisiyle geçinenin dünyasında başkası diye bir kavram kalmaz belki de... Kim bilir?
Kendi vücut ülkesinde barışı tesis edenin kiminle kavgası kalır?
Tüm kavgalar kendimizle kavgalı olduğumuzdan çıkmıyor mu?
Öfkelerimizin boğum boğum olması bundan değil mi?
Başkalarına kızışlarımız aynı özelliklerin fazlasıyla bizde olmasından kaynaklanmıyor mu?
Geçinme ahlakında harekât planımız dışarıdan içeriye mi olmalı, içeriden dışarıya mı?
Buna karar vermeliyiz artık.
… Ve;
Vücut ülkemizde barışı tesis etmeliyiz.
Nasıl mı?
Ehline sormaya ne dersiniz?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.