Abdullah CESUR
Ulusal Takımımız Öksüz Kaldı
Dinimizde ölenin arkasından hayırla konuşulmak emredilmiştir. Lakin tarihe ışık tutmak açısından herkesçe bilinenleri tekrarda mahsur olmasa gerek. Spor medyasının renkli ismi Kazım Kanat bu hafta vefat etti. Düçar olduğu kanseri yenmesiyle de ünlenen merhum Kanat'ın asıl ünü Hıncal Uluç gibi polemikleriydi.
Her daim objektif olmayı kendisine şiar edinmiş bu satırların sahibi aynı zamanda yiğidi öldür ama hakkını yeme prensibinin de takipçisidir.
O açıdan önce Kazım Kanat'ın artılarından başlamak isterim. Avrupa ve Amerika da olduğu gibi sporcuların soyisimleriyle yazılmasını ilk başlatan kişidir kendisi. Aynı zamanda iyi bir analizci ve işinin takipçisi bir emekçiydi de. Yine kanserden kurtulduktan sonra yazdığı kitapla bu hastalığa yakalananlara bir ümit olur düşüncesiyle yazmış olduğu eser de takdire şayandır.
Bunların yanısıra maalesef birçok spor adamında olduğu gibi Kanat'ında bazı takıntıları vardı. Mesela kendisi azılı bir Şenol Güneş karşıtıydı. Güneş, milli takımıdünya şampiyonu yapmış olsaydı bile oyuncular süperdi antrenör kim olsaydı yine şampiyon olurduk derdi. Şenol Güneş'in saç ve ceket tercihiyle ilk uğraşan da kendisi olmuştu.
Ayrıca merhum Kanat asla milli takımı tutmazdı. Onun takımı ULUSAL TAKIMDI. Ona kalsa Milli Marşımızı, Milli Eğitim ve Milli Savunma Bakanlığının isimlerini de değiştirmeliydik. Hani kendi kendilerine vermiş oldukları AYDIN sıfatları olan bu tür şahsiyyetler milli ismine neden böyle alerji duyarlar doğrusu bilen varsa beri gelsin.
Bendeniz yıllar öncesinde özel bir radyonun spor programında bu tür şöhret olmuş spor yazarlarına meydan okumuştum. Zira yeterli donanıma sahip olmadıklarını görüyordum. Şunu demek istiyorum. Bugün spor dünyada en büyük sektörlerden biri bunu tartışmaya bile gerek yok. En son olimpiyatlarda da gördük. Tabii olimpiyatları sadece Türk televizyonlarından takip edenlere hiçbir sözüm olamaz. Onlar dünyayı sadece bir pencereden görenlerdir. Spora ciddi yatırım yapan ülkeler aynı zamanda spor adamlarına da değer vermektedirler. Gerek yorumcular ve gerekse spor yazarları birçok spor branşında uzman olmak zorundadırlar.
Maalesef Türkiyemizde ise eyyamcılık, sansasyonel yorumlar ve hakaret spor adamlığında en geçer akçe konumundadır.
Kazım Kanat'ın ölümüyle Ulusal Takımımız yastadır. Ancak Milli Takımımız ise yeniden göğsümüzü gerecek milli başarılara hazır beklemektedir. Kazım Kanat'ın hiç sevemediği Şenol Güneş ise Kore'de destan yazmaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.