xxx95
Üçüncü Şahlanış 4 Erbakan diyor ki...
"Çok Aziz ve Muhterem Kardeşlerim! biz 12 Haziran'da bugünkü yönetimi neden değiştireceğiz? Çünkü bugünkü yönetim bildiğiniz gibi bizim talebelerimiz. Bunlar arka kapıdan kaçıp top oynayanlar. Hepsi evladımızdır. Kendilerini şahsen severiz. Fakat vatanımızı, milletimizi de seviyoruz; daha çok seviyoruz. Türkiye gibi tarihin en büyük devleti ve coğrafyanın merkezindeki bir devleti idare etmek yedi tane Allah vergisi ister. BİLGİ, TECRÜBE, HİDAYET, FERASET, DİRAYET, ŞUUR ve VİZYON. 'Efendim, ben Türkiye'yi idare etmek istiyorum' diyebilirsin. Ama bu iş istekle olmaz. Allah bu vergileri verdiyse yapabilirsin. Yoksa bir an için gelsen dahi, arkadan gitmeye mecbur kalırsın. Önce "BİLGİ" sahibi olacak, bu milletin inancını bilecek, bu milletin tarihini bileceksin... İkincisi "TECRÜBE" sahibi olman lazım. İş yapmak tecrübe ister. Şimdi şunların yaptıkları işe bakınız. "Demokratikleşme" diyor, ortada bir şey yok, yüzüne gözüne bulaştırıyor. "Kürt Meselesi" diye bir şey çıkartıyor, ortada bir şey yok, yüzüne gözüne bulaştırıyor. "Kalkan" diye bir şey çıkarıyor, şöyle yapacağım, böyle yapacağım diyor ama tam tersini yapıyor. Hiçbir meseleyi düzeltmiş değil. "Kıbrıs Meselesi"ni sözde düzeltecekti, içinden çıkılmaz hâle getirdi. Hiçbir meseleyi çözebilmiş değiller. Kendileri evladımızdır, kendilerini şahsen severiz ama Türkiye'yi daha çok sevdiğimiz için, kendilerine işe başlarken gereken nasihati yaptık: "Bak dedik; sizin 100 milyar dolar para bulmanız lazım. BORÇla, FAİZle, VERGİyle, ZAMla değil, bizim yaptığımız gibi "MİLLÎ KAYNAKLAR"dan bulmamız lâzım."
"Eğer bunları "MİLLÎ KAYNAKLAR"dan bulmaz da "BORÇ"la yapmaya kalkarsanız, BİR MÜDDET SONRA BORCUNUZ 500 MİLYAR DOLARA ÇIKAR. SONRA 1 TRİLYON DOLARA ÇIKAR" demiştim. Şimdi bir de bakıyorum ki keramet göstermişim. Neden? Çünkü söylediğim gibi; "MİLLÎ KAYNAKLAR"a gitmediler ve "BORÇ"la, "FAİZ"le bu işi yapmaya kalktılar. 80 senede devlet 80 milyar dolar BORÇLANMIŞ; bunlar geldi 8 senenin içerisinde 580 MİLYAR DOLAR BORÇLANDI! HER ŞEY "FAİZ"E GİDİYOR, MİLLETE BİR ŞEY KALMIYOR. BU BÖYLE GİTMEZ, BU BÖYLE GİTMEZ... Bunlar bizim evladımız, imkan olsa bunların başını okşayarak deriz ki: 'Gel evladım. Bak, sen bunu istiyorsun ama bunun şartları var. 7 tane şart olacak; BİLGİ, TECRÜBE, HİDAYET, FERASET, DİRAYET, ŞUUR ve VİZYON. Cenab-ı Allah bunların tamamını sana vermemiş. Bu istemekle olmaz. Bunlar olmadan da yönetim olmaz. Türkiye gibi büyük bir ülke yönetilemez. Dinleyeceksen, sen yap biz söyleyelim. Sen yap, nasihat dinleyeceksin.'
'Hayır, ben nasihat dinlemem, illa Siyonizm'in söylediğini yapacağım!' dersen; bu vatan şehitlerin vatanıdır, bizim vatanımızdır; o zaman buna müsade etmeyiz. Demokratik yoldan milletin oyuyla karar verme mekanizmasını senin elinden alırız. Seni yine kardeş olarak bağrımıza basarız ama kararı sen veremezsin. Çünkü bu Allah vergisi sende yok. İşte şimdi 12 Haziran'da yapacağımız iş budur. 8 SENE SABRETTİK, BEKLEDİK; OLMUYOR, OLMUYOR, OLMUYOR...
"Hep sürüngen hayat... Hep İŞSİZLİK... Geçim sıkıntısından dolayı kredi kartlarını nasıl ödeyeceğiz diye halk çırpınıp duruyor... Bundan dolayı önümüzdeki seçimler Türkiye'nin ve insanlığın kurtuluşu bakımından çok büyük önem taşımaktadır. İşte bu yenilik için 7 ay önceden seferberlik ilan ediyoruz ve böylece bugünden itibaren kolları sıvayarak insanlığın kurtuluşu için hep beraber canla başla çalışacağımıza söz veriyoruz. Maneviyatçı bir Türkiye istiyorsa, Hakkı üstün tutan bir Türkiye istiyorsa, Barışı koruyan bir Türkiye istiyorsa, Milletiyle vatanıyla bütünlük içinde bir Türkiye istiyorsa, tarihteki şerefli yerini almak istiyorsa, bağımsız, hür, müreffeh, öncü, lider ülke Türkiye istiyorsa; işte "SAADET PARTİSİ", işte "MİLLÎ GÖRÜŞ", işte "ADİL DÜZEN", işte 12 Haziran seçimleri. İşin özeti budur." (Devam edecek)