Demliyazılar
Tutarsız Milletiz, Vesselam..!
Hülya Avşar.
Sanatçı bile değil.
Sözde bir zamanlar Türkiye güzeliymiş.
Ama herkesi aldatmış.
Meğersem evlilik yapmış.
Sonra Tanju Çolak ile dost hayatı yaşamış ve bir yuvanın yıkılmasına neredeyse sebep oluyordu.
Şarkıcılığa soyundu.
Ama ne ses vardı hani!.
Sadece bir şarkıyla piyasada kaldı.
Sonra şovmenlik yapmaya başladı.
Programlarında akıl almaz hareketlerle reyting yapmaya çalıştı; kimine absürt sorulara sorarak, kiminin de poposuna dokunarak.
Sadece yaptığı hareketlerle kalsa iyiydi.
Cahilliğiyle de milletin dikkatini çekmeye çalışıyor.
Ruhi Su’nun bile 25 yıl önce öldüğünü bilemeyecek kadar zır cahil.
Ruhi Su'nun büyük bir dinleyici kitlesi var. Kendisi 1985 yılında ölünce cenazesi 12 Eylül’den sonraki en büyük kitle hareketine dönüşmüştü.
Bunu 12 Eylül’ü yaşayan çoğu kişi biliyordu.
Ama cehalet içinde yüzüp de şovmenlik yapmaya çalışanlar hariç.
İşte cahil şovmen bozuntusu Hülya Avşar da 2010 yılının en büyük gafını yaparak kendinden epeyce bahsettirmeyi başardı.
Biz de halk olarak her nedense buna prim veriyoruz.
….
Yılmaz Erdoğan.
1995’li yıllarda piyasaya Mükremin Abi tiplemesiyle girdi.
Bir Demet Tiyatro’daki doğal tiplemelerle olsun, seçtiği konularla olsun, esprilerdeki farklılık olsun herkes tarafından beğenilmişti.
Üretici bir sanatçı Yılmaz Erdoğan.
Kimse onun memleketine bakmadan sevmişti.
Bizim için fark etmezdi Hakkârili olması. Ha Hakkâri, ha Denizli, ha Zonguldak.
Çünkü bizler bu toprağın çocuklarıyız ve aynı acıyı paylaştığımız gibi aynı sevinçleri de paylaşmalı ve gülmeliyiz.
Ancak daha sonra Yılmaz Erdoğan farklılaşmaya başladı.
Onunla ilgili PKK haberleri dolaşmaya başladı medyada.
Hakkâri’de yaşayan amcasının oğlu Erdal Erdoğan’ın Irak’tan kaçarak kendiliğinden güvenlik güçlerine teslim olduğunu geçtiğimiz yıl Mart ayında gazetelerde okumuştuk.
Hatta Yılmaz Erdoğan’ın yazmış olduğu Mektup adlı yazıda kamuoyunda PKK’lılara şehit dendi diye büyük bir tepki almıştı ve bu tepki de bir paylaşım sitesinde açılan sayfada onbinlerce kişi tarafından desteklenmişti.
Hal böyleyken hiç kimse tarafından tasvip edilmeyen yılbaşı gecesinde en çok izlenen de Yılmaz Erdoğan’ın BKM programı olmuş.
Zaten bu programda çoğunlukla skeçler belden aşağıya.
Oradaki seyircilerden yorum istenirken daha gay kelimesinin ne olduğunu bilmeyen 9-10 yaşındaki çocuğa bile yorum yaptırıyorlar.
Buna RTÜK de nasıl izin veriyor anlamadım.
Asıl anlamadığım taraf da halk tarafından pek sevilmeyen bu kişilerin (ister Hülya Avşar olsun, ister Yılmaz Erdoğan, isterse de bir başkası) nasıl olup da aynı halk tarafından çok seyrediliyor olması.
Ben bir türlü şu milleti anlamadım.
Hem sövüyorlar hem de baş tacı ediyorlar.
Eğer bu milleti anlayan varsa beri gelsin…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.