Vah Kanadoğlu, sen bu hallere de düşecek miydin? Demek ki sen de muskalı çıktın. Helal olsun sana… Konuşurken mangalda kül bırakmayan, her daim Atatürkçülüğe sığınan, her daim yobazların bu devletin tek düşmanı olduğunu söyleyen, Türkiye Cumhuriyeti'nin laik, hukuk devleti diye diline pelesenk eden sen ve içinde de özene bözene sakladığın muska.

Heyhat dünya, sen nelere kadirsin. Hayatını muskaya bağlayan meczup Atatürkçü; Sabih KANADOĞLU…

..............

 Ah Gazzem..!

İçimiz kan ağlıyor, sızım sızım sızlanıyoruz televizyonda gördükçe Filistinli Kardeşlerimizi. Herkes tepkili bu olaya. Çünkü, vicdanlar el vermiyor. Amma içimizdeki bazı cüzdan sahiplerinin hâlâ vicdanları harekete geçmemiş. Amalarla, fakatlarla, ancaklarla Terör devleti İsrail'in de haklılık payı çıkarmaya çalışanlar var. İçimizdeki İsraillilerin acaba başı bedenden ayrılmış yavrucağı gördüğünde onu tıp fakültesinde gösterilecek bir kadavra olarak mı algılıyorlar?

Sen namazımda da varsın, niyazımda da..

Ah Gazzem…!

Sen tesbihimde de varsın, Kur'an'ımda da…

…….

 Virüslerin Avukatı Baykal

Açılımcı avukat yine sahneye çıktı. Demek ki kuyruk acısı bitmedi. Hep merak ediyorum ülkemizde kişiye göre mi hukuk sistemi var? Ben bunu beğenmedim başka hukuk sistemi getirin demeye kimsenin hakkı yoktur. 28 Şubat'taki hukuk sistemi neyse şu anda da o var. Her şey belli sistemde devam ediyor.

Baykal'ın çığırması acaba dedirtiyor insana; Ergenekon virüsü Baykal'a ve partisine de bulaştı mı? Yoksa insan durup dururken dalganın hemen ardından kükremezdi.

Ayrıca, bu Ergenekon Terör Örgütünün bir numarası bulunmadan dalgalar devam edeceğe benziyor. Bizim avukat da her fırsatta mübaşirler gibi çığırmaya devam edecektir mutlaka. Hey gidi Baykal hey. Bir âlemsin sen. Bir taraftan dindarlara her türlü desiseyi uygulayanların avukatlığını yapacaksın, diğer taraftan da çarşaf çarşaf açılım yapacaksın.

Aslında zavallı olan o açılıma aldanan zavallı başörtülü, çarşaflı hanımlar. Ne diyelim, onların da başları kapalı, ferasetleri de…