Tahirhan GÜL
TÜRKİYEYE KURULAN TUZAKLAR
Değerli dostlar bugün yazım da birkaç önemli eşikten bahsedip Türkiye’ye kurulan ciddi tuzaklar ve kurulmakta olanları işleyeceğim.
Türkiye’nin 2023 kadar çok dikkat etmesi lazım. Çünkü Türkiye bu tarihte kendi savaş uçağını yapan, kıtalar arası füze geliştiren ve her şeyden önemlisi de nükleer silahı olan bir ülke olacak. Bu askeri anlamda dokunulmazlık demektir. Yine sanayide de müthiş bir dönüşüm var. Gerek bileşim sanayi, gerek uzay teknolojisi gerekse otomotiv sektörü bu tarihte zirve yapıp bizi dünyanın en gelişmiş birkaç ülkesi seviyesine çıkaracaktır. Düşünün bir kere son 27 çeyrektir Türkiye üst üste büyüyor bu bir rekordur. En sıkıntılı dönemlerde bile müthiş bir şekilde büyüyen bir ülkeyiz. Bu süper güç olmak üzere olduğumuzun en belirgin işaretidir. Böyle olması, dünya masasında kapital pastadan pay alan büyük ülkeleri ürkütüyor. Çünkü pasta tek ve ortak istemiyorlar.
Şimdi gelelim geçmişte kurulan tuzaklar ve şu anda dikkat etmemiz gereken tehditlere.
Evet, dostlar birinci tehdit yıllardır süre gelen terör olayları ve bunu hayata geçiren örgütlerdir. Bu bela her dönem zayıf kalmamız için kullanılan en büyük sıkıntımızdır. Hepimizin bildiği gibi terörün hem finans hem siyasi hem de teçhizat bakımında en büyük destekçisi dost ve müttefik kabul ettiğimiz büyük ülkelerdir. Bugün Türkiye’deki birçok terör örgütünün merkez üstü Brüksel’dir yani Avrupa birliğinin başkenti kabul edilen yer. Birçok Avrupalı ülkelerin milletvekilleri terör örgütü elebaşlarıyla can ciğer kuzu sarmasıdır. Bu nedenle ülkemizin öncelikle terör örgütlerinden kurtulması gerekir. Bu sadece silahlı mücadele ile olmayacağı gibi diğer boyutlarıyla yani finans ayağı, siyasi ayak ve ideolojik yapılanma boyutu düşünülüp komple bir mücadeleye girişilmelidir.
İkinci tehlike ise büyük tuzaklar dediğimiz, ani büyük tehditlerle bir anda baş başa bırakıldığımız oyunlardır. Buna örnekler verecek olursak ilki uçak kriziyle Rusya’yla savaşın eşiğine getirildiğimiz hepimizin hatırladığı sinsi olaydı. Bence bu batılı bir tuzaktı ve Allahtan iki ülke belli bir sure sonra zorda olsa gerçeği gördü ve tuzak olduğu anlaşıldı. Yoksa bu olay karşısında ani refleksler verilseydi iki ülke içinde felaket olurdu. Şükür Türkiye bu belayı atlattı. Diğer bir örnek ise feto bağlantılı darbe girişimi. Yine batılı devletlerin istihbarat örgütlerince bizzat yönetilen darbe girişimi aslında iç savaş ve işgal girişimiydi Rabbim yardım etti buda atlatıldı. Ve gelelim kurulmakta olan diğer büyük tuzağa. Türkiye’nin Musul’a dikkat etmesi gerekiyor. Hatta sadece Türkiye değil tüm İslam aleminin dikkatli olması lazımdır. Çünkü komşu devletteki çoğu yönetici batılı devletlerin kuklalarıdır. Musul üzerinden Türkiye Suudi Arabistan ve İran’ın içinde olacağı bir büyük mezhep savaşı planlanmış olabilir bazı komşu devletlerin işgalci devletler tarafından başa getirilen yöneticileri bizim Iraktaki üstlerimize adamlarını saldırtılmak suretiyle provokasyonlar yapılabilir. Türkiye’nin burada gerekli önlemleri alması gerekiyor kanaatimce de almıştır. Unutmamalıyız ki işgal altındaki ülkelerin yöneticileri kesinlikle o ülkeden olmazlar işgalcilere hizmet eden uşaklardır. Her dönem öğle olmuştur.
Ve sonuç olarak dışarda dikkat edip 2023’lere kadar ülkemiz istikrarlı olursa inşallah ondan sonra süper gücüz. Rabbim inşallah kazasız belasız görmeyi nasip eder.
HİKAYENAME
Hikâyemiz, gariban bir arkadaştan. İmam hatip lisesinde yatılı okuyormuş. Okurken aynı zamanda yazın çalışıp masraflarının bir kısmını kendi karşılarmış. Yazın amcasına çalışınca amcası alıp bunu veresiye alış veriş ettiği dükkâna götürmüş. takım elbisen ve eşofman takımın benden seç al demiş. Arkadaş güzel bir takım elbise almış sıra eşofman takımına gelince bakmış kendi bedeninde sadece bir takım kalmış oda güzel ama komple Amerikan bayraklı. Takımın üst kısmının arka bölümü komple bayrakla kaplıymış. Bu arkadaş da imam hatipte okuduğundan önce olmaz demiş. Ama amcasının alışveriş ettiği dükkân burası olduğundan amcası da buradan veresiye aldığından mecbur kalmış eşofmanı almış. Spor derslerinde çoğu zaman takılan arkadaşları olsa da o mecburen giymiş tek takım eşofmanını. Yurtta etüt saatlerinde rahat olsun diye diğer arkadaşları gibi buda eşofmanla dolaşırmış. Etüt arası namaz kılayım derken o sıra mescitte Arapça dersi öğretmeni gelmiş. Yurtlarda her akşam birkaç hoca nöbetçi olurmuş o geceki nöbetçi hocalardan biride Arapça hocasıymış. Hoca bayraklı eşofmanla öğrencisinin namaz kıldığını görünce namazı bitirmesini fırsat bilip sevdiği öğrencisine takılmış evladım demiş ne o Amerika’yla birlikte Allah’ın huzuruna çıkmışsın demiş. Öğrenci espriyi duyunca hocasına dönüp hocam demiş siz şimdiye kadar bir gayrimüslimi müslüman yaptınız mı bilmem ama bakın ben koca Amerika’yı arkamdan secdeye götürüyüm demiş. Hocası bu cevap karşısında önce şaşırmış sonrada gülmüş. Daha sonrada bu akıllı cevabı arkadaşları ve öğrencilere anlatmış. Mecburen alınıp utana sıkıla giyilen eşofman takımı o andan itibaren artık rahatça giyile bilinir hale gelmiş.
Selam ve duayla
Tahirhan gül
tahirhangul@hotmail.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.