Adnan Zeki BIYIK
TÜREDİ (1)
*Eskiden yerde ekmek görüldüğünde yerden alınır, öpülür yüksek bir yere konulurdu, oradan kuşlar alsın yesin diye hesap yapılırdı. Şimdi ekmeği görmesine rağmen üstüne basıp geçen bir nesil türedi.
*Eskiden Kurban Bayramlarında kurban etinin büyük bir kısmı fukaraya dağıtılır, misafirlere ikram edilirdi. Şimdi az bir bölümünü fukaraya dağıtan etin yüzde doksanını deep freezlere depolayan, sucuk yapan bir nesil türedi.
*Eskiden Arafat vakfesinde klimalı çadırlarda dua edilmez, diğer hacılar gibi herkes kefenvâri ihramlarıyla GÜNEŞİN SICAKLIĞINI BAĞIRLARDA HİSSEDEREK eşit şartlarda Allah’a yakarırdı. Şimdi dışarıda/klimasız çadırlarda huccac yanarken diğer tarafta klimalı çadırlarda güya Allah’a yalvaran bir takım manevi müflisler, bencil uyanıklar türedi.
*Eskiden hacca/umreye bir kez gidilirdi, imkânı olanlar birkaç fazlasıyla giderdi. Şimdi “paranın gözü kör olsun” 25 kez gidip harcırahları cukkalayan gözünü hırs büyümüş dünya sevici benciller türedi.
*Eskiden yetimler görülüp gözetilip onlara sahip çıkılırdı. Onların âhından insanlar çok korkardı. Şimdi adım başı fütursuzca yetim hakkı yiyen hiç de vicdanı sızlamayan kan emici keneler türedi.
*Eskiden yemeğe “Besmele” ile oturulur, yemek sonunda Yüce Allah’a verdiği nimetlerden ötürü şükredilirdi. Şimdi bırakınız bu müstesna cümleleri söylemeyi Besmele ve hamdelenin ne olduğunu bilmeyen bir nesil türedi.
*Eskiden câmi sayısı çok değildi, camiler dolar taşardı. Şimdi nüfus arttı haliyle cami sayısı da arttı, camiler süslendi püslendi ama camileri nüfusa oranla doldurmayan bir nesil türedi.
*Eskiden zulüm-haksızlık-yolsuzluk vesair kötü şeyleri kendi etrafından birileri de yapsa başkaları da yapsa herkes tepki gösterirdi, o şahıs veya şahıslar kınanırdı. Şimdi Kendi etrafının haricinden biri bu pislikleri irtikâp ettiğinde hoplayan/tepki veren, ama pisliği yapan kendi etrafından olunca da süt dökmüş kedi gibi sessizleri oynayan ikiyüzlü bir nesil türedi.
*Eskiden hac ’da müminler normal ölümle (5-10 kişi) ölürdü. Şimdi katliam gibi facialarla yüzlerce insan feci bir şekilde öldürülürken hiçbir tepki vermeyen, vermediği gibi “çok şükür bu sene de ölmedik “ dercesine Kâbe’nin önünde kahraman edasıyla selfie çektiren, protesto amaçlı olarak kralın sarayına yürümeyen, “Siz katilsiniz” diyemeyen bir halk… Buna karşılık da hiç istifini bozmayan sorumsuz ve de azmış insancıklardan oluşan idareciler güruhu türedi.
*Eskiden Kur’an’a ve Hz Peygamber’e ve de milli değerlere inanılmaz derecede saygı duyulur, bir şahıs onlara dil uzatmayı aklından bile geçiremezdi. Şimdi bu değerlerle alay eden, onlara kasıtlı veya kasıtsız hürmetsizlik yapanları terfi ettiren onlara ikbal veren bir nesil türedi.
*Eskiden “Ben mesihim”, “Ben Mehdiyim” , “Ben Allah’ın yeryüzündeki gölgesiyim” gibi cümleler milyonda bir duyulurdu. Şimdi tavşan üremesi gibi elini sallasan mehdi mesihe değecek tarzda “Mesih ve Mehdi” üreten bir nesil türedi.
*Eskiden bir kamu görevlisi şaş kaza rüşvet alsa o şahıs toplum tarafından çok kınanır, dışlanır idare tarafından cezalandırılır, sürgün edilir bazen de işten el çektirilirdi. Şimdi rüşvet almayıp dürüst yaşamaya çalışanlara salak gözüyle bakan bir toplum, rüşvetçiyi alkışlayan, ahlaklı insana “Vay keriz vay” diyen bir ahali türedi.
*Eskiden mankenler sadece defileye çıkardı, bir kazağı veya ceketi tanıtırlardı. Şimdi çok kültürlü!!! Bu şahıslara televizyonlarda din-felsefe ve edebiyat dersleri verdiren Sorbon ya da Oxford mezunu! medya patronları türedi.
*Eskiden adam gibi gazeteciler, işinin erbabı şahıslar yorum yapardı. Şimdi Türkçeyi doğru kullanamayan, dalâlete delâlet diyen halka kendini gazeteci ya da entelektüel münevverler olarak lanse eden cahil hamamböcekleri türedi.
*Eskiden “Nasılsınız Efendim”, “Hayırlı Akşamlar” denirdi. Şimdi “How are yousunuz gençler?” “Haydi bye bye” diyen, değerlerini horlayan kültürel olarak hızla asimile olan bir nesil türedi.
*Eskiden domatesler kıpkırmızı idi ve mis gibi kokardı, lezzet deposuydu. Şimdi ise lastik gibi, tadı da yok. Demem o ki domatesi de domatesçisi de bozuk bir nesil türedi.
*Eskiden evlerin duvarlarında ya da pencerelerinde “Ya Malike’l Mülk” yazardı. Şimdi “Dikkat köpek var” yazıları ve uyarıları türedi.
*Eskiden tanrı misafirleri vardı, bereket dağıtırlardı. Şimdi misafirden aslandan kaçar gibi kaçan çalınan kapıyı açmayan, çorbasını komsusuyla bile paylaşmayan bir nesil türedi.
*Eskiden borcu olan arkadaşa, dosta, akrabaya el uzatılırdı, insanlar birbirine güvenir, istisnalar hariç kimse kimseyi dolandırmazdı. Şimdi “Ben savcıyım, ben komiserim hesabınız teröristlerce ele geçirildi diyerek halkı dolandıran kanı bozuk fahişe meşrepliler türedi.
*Eskiden cenaze evine yemek götürülür, acısı yüreğini dağlamış cenaze sahibine moral verilirdi. Şimdi acısı ve derdinin arasında yemek yapmak zorunda bırakılan cenaze sahibinin evinde yemek yiyen bir nesil türedi.
*Eskiden erkekler dahi sokaklarda sin-kaflı sövmekten hayâ ederdi. Şimdi kızları alenen erkek gibi söven bir nesil türedi
*Eskiden hanımefendiler muhtelif tarzlarda, daha çok da eşarp örterlerdi, saçını örtmeyen hanımlara da eşarplı hanımlara da “Hacı teyze” Ayten Abla” diye hürmet edilirdi. Kimse dışlanmazdı. Şimdi göbeği görünen, vücut hatlarını gözenekleri hava almaması pahasına sıkarak daraltan, öne çıkaran, buna karşılık nasıl bir örtünme anlayışı ki kafasında deve hörgücü gibi bir türban takan hilkat garibesi örtülüler türedi.
*Eskiden büyüklere aşırı saygı gösterilir, küçüklere şefkatle yaklaşılırdı. Dedeler-Nineler hep beraber bir evde yaşanırdı. Şimdi belki sevgisinin etkisiyle babaya babişko diyen ama yaşlandığında anneye de babaya da moruk diyerek huzurevine postalayan merhametsiz bir nesil türedi.
*Eskiden insanlar “Nuri Kantar izlerdi” Döndü’ye gülerdi, Ezo Gelin’a ağlar, Kandıralı’nın oyun havalarıyla sevinirdi. Şimdi “kim kimi boynuzladı”, “kim kimin kucağında”, “mafya haraç vermeyenlerin başını nasıl kesti” “ihaleye girmek isteyen namuslu iş adamının hazin sonu” konulu yayınlarıyla halkı psikopat ruh hastalarına döndüren vatan haini medya patronları ve bu ahlaksızları denetlemeyen dolayısıyla da genç neslin ahlaken hızla çökmesine göz yuman bir devlet anlayışı türedi.
*Eskiden Cüneyt Gökçer, Haluk Kurdoğlu, Kerim Afşar, Nedret Güvenç, Rüştü Asyalı vb. gibi hâzâ sanatçı oyuncular, tiyatrocular vardı. Şimdi bacağı ve yüzü güzel fiziği düzgün, ama beyni boş ve (teatral) tiyatral kabiliyeti sıfır oyuncuları halkın önüne koyan yapımcılar ve yönetmenler türedi.
*Eskiden Ayşe teyze gözleme pişirir, pişi yapar kokusu etrafa yayılır, insanların canı çekti diye komşulara ve mahalledeki bakkala, kalaycıya filan evin çocuğuyla börek-çörek gönderirdi. Ahmet Emmi, bahçedeki armudu gören yoldan geçene “Bakan gözün hakkı var” diyerek arkasından armudu yetiştirirdi. Şimdi zıkkımın dibini yesinler diyen bir nesil türedi.
* Eskiden Kadın hafif meşrep bir iş yapsa kendisine birtakım sıfatları yüklerken çok dikkatli olunurdu, aşüfte filan denirdi. Şimdi kadın bu işi yapmayı bırakın yeltendiğinde ol hatuna fahişe, kaltak, şıllık, ve o…Diyen ama aynı işi erkek yaptığında “Elinin kiri canım erkek adam ne de olsa” diyen ikiyüzlü ve pozitif-negatif ayrımcı ve bölücü münafık yapılı bir ahali türedi.
*Eskiden gazete okunurdu, bulmacalar çözülürdü, pehlivan köşeleri özellikle takip edilir, kış akşamları sohbetleri yapılır insanlar birbirlerine akşam oturmalarına giderdi. Şimdi bedava dağıtılmasına rağmen gazete okumayan ama resimlerine bakıp bir kenara atan, akşam evine kapanıp “Kurtlar Vadisi” ya da bir başka lüzumsuz bir diziyle veya dangalak şov (Show) programları ile asosyalleşen bir toplum türedi.
*Eskiden yok muydu ne bilmem “vatan haini” diye kimseye bir hitapla hitap edilmezdi. Şimdi vatanımızı bölüp parçalamak isteyen çok sayıda vatan haini türedi.
*Eskiden taksit çok bilinmezdi, her istediğini alamazdı, insanlar bazı ürünleri alır onunla yetinirdi, her yeni çıkan ürüne görgüsüzce atlamazdı, ayağını yorganına göre uzatırdı ama toplumda psikiyatrik ilaç çok nadir kullanılır, genel olarak insanlar geceleri huzurlu bir şekilde uyurdu. Şimdi taksit ve kredi çılgınlıkları ile aldıkça alan, bitmez tükenmez bir tüketme iştahıyla tatmin olmayan psiyatrik ilaçları peynir ekmek gibi tüketen, geceleri uyuyamayan, nasıl olsa taksitle filan öderiz diyerek her ürüne saldıran, 5 ayda bir telefon değiştiren, her geçen gün leğen gibi büyüyerek hayatlarımızı kontrolü altına alan telefonlarla robotvari münzevi bir hayata bizleri mahkûm eden kapitalist bir anlayış insanlarımızda türedikçe türedi….
*Eskiden belli başlı insanlarda variyet vardı, toplumun büyük bir kısmı orta direk olup, geçinip giderlerdi, çok bir tamahkârlık yoktu ama insanlar mutluydu, huzurluydu. Şimdi dün ayağı çıplakken bir gecede trilyoner olan haramzade zipçikti zenginler türedi. Hırs ve çelme takmalar arttı, insanlar gerginleşti, yokluk çekenler kolayca zengin olanlara kin tutar hale geldi, ciddi anlamda bunalımda olanlar manevi boşluğun da tesiriyle cinnet geçirenler ve intihar edenlerin sayısı oldukça arttı. Toplum mutsuz ve çocuklarının yarınlarından endişeli hale geldi. Tecavüzcüler ve hırsızlar çoğaldı.
♦ Fuhuş apartmanlara yayıldı. Kumar ocakları söndürdü. Uyuşturucu ilköğretim öğrencilerine kadar intişar etti. Alkol tüketimi süt tüketimini geride bıraktı. Rüşvet ve iltimas cehennemi alevlendirdi. Kürtajlar masumları iniletti, sabi ruhlar itlaf edildi. Namus da neymiş diyen karaktersiz-aşağılık Pompei çocukları palazlandı. Dindar bir nesil olamayan millet kindar oldu. Nefret ve hased hanelerimizdeki bereketi aldı götürdü. Sevgi ve hoşgörü göklere firar etti. Siyasi veya gayr-ı siyasi kavgalarla insanlar birbirini “Kafir” ilan etti. Cehennem parsellendi. Yenilen Kul hakları arşı salladı. İnternette sanal ortamlarda “Cennet Annelerin ayağı altındadır” hadisini hayat felsefesi yapanlar siyasi veya tarikatsal ya da cemaatsal taassuplarla kendinden olmayanların analarına sövmeyi İslam’a ve genel ahlaka aykırı bulmadı.
♦ Milletin meclisinde bazı vekiller diğerlerinin annesine, eşine bacısına sövebildi, bu küfürbazlar tekrar vekil adayı yapılarak ödüllendirildi. Dini nikâh-mut’â nikâhı veya çeşitli adlarla kıyılan sözde nikâhlarla garsoniyer evlerde Zeliha hanımlar, Ayşe ablalar, Mualla yengeler boynuzlandı. Allah’ın ahkâmı da çiğnendi mer’i kanunlar da ayaklar altına alındı, hukuk dağa kaçtı. Yönetmelikler hatırlı zevat için bir gecede değiştirildi. Garip-gurebâ geçim kaygısıyla inim inim inlerken birileri Mustafa Abinin müzikholünde içki sofrasında 3 bin liralık hesap ödedi. Kötüler maddi olarak kazandı, iyiler kötülerin tezgâhında can çekişti. Hulâsa; Ahlaken jet hızıyla çöken (anomik) bir toplum türedi.
*Bu kadar türedinin içinde birçok mikrop, virüs bakteri de üredikçe üredi…
Adnan Zeki BIYIK
Kırklareli Müftü Yardımcısı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.