xxx135
Tüketiciyi tüketen kart uygulamasına fren!..
Her konuda olduğu gibi kredi kartına geçişimiz de paldır küldür oldu. Alışveriş merkezlerinin girişine atılan masalarda gelip geçen herkese kart vermek için uğraştı bankalar. Hatta işyerlerini dolaşarak bankalarının kartını dağıttılar. Öyle ki verilen kartların limitlerinin belirlenmesinde de çok cömert davrandılar. Söz gelimi bir kişi gelirine göre kendisine bin liralık bir limitin yeteceğini söylese de rahatlıkla 2 bin liralık kredi açılmıştı. Bu limit birkaç senede de 15 bin liraya kadar çıkmıştır. Yani insanımız avlanacak kuş gibi görüldü. Bir defa tuzağa düştü mü yakasını kurtarması imkansız hele geldi.
Demek istediğim o ki kredi kartı kullanıcılarının ayaklarını yorganlarına göre uzatmadıkları, bu sebeple de bir çoğunun sıkıntıya düştüğü ileri sürülürken işin bu boyutu da dikkate alınmalıdır. Bugün özellikle asgari ödeme sınırı yükseltilirken ve nakit çekimine sınır getirilirken bankaların yıllık aidat adı altında 50 hatta 75 liraya varan aidat tahsilatlarına nedense hiç ses çıkartılamamakta. Daha doğrusu devletin bu konuyu düzenlemede yetkisi yokmuş gibi davranılmaktadır. Zaten artık kredi kartının ilk günlerdeki cazibesi kalmamıştır, pek kişi kartlarını kapattırma yoluna gitmeye başlamışlardır. Çünkü bankalar kredi kartı kullanıcılarını yolunacak kaz gibi görmekte ve gelirlerinin önemli bir bölümünü kredi kartları oluşturmaktadır. Bu ise tüketicinin kanuni yollardan söğüşlenmesi anlamına geliyor.
Bu arada kart taksitlerinin ödenmesi için banka veznelerinde ayın belli günlerinde oluşan yığılmalar sebebiyle bankalar PTT ile bir anlaşma yaparak kart taksitlerinin bu yolla ödenmesine imkan vermişlerdi. Bu durum önceleri kart sahipleri için bir kolaylık olmuştu. Ancak bir süre sonra görüldü ki bankalar bir de bu yolla kart sahibini tırtıklamaya başladılar. Çünkü, bankadan bankaya değişse de PTT şubelerinden yapılan ödemelerde 1.5 ile 2.5 lira arasında ek para tahsil edilmektedir.
Sadece kredi kart ödemelerinde değil bugün eğer elektrik ve su faturalarını bu kurumların kendi veznelerine değil de PTT şubelerine ya da anlaşmalı bazı kuruluşlara yatırmaya kalktığınızda fatura bedelinin üzerine bir lira eklendiğini görürsünüz. Yani elektrik ve su idaresinin veznelerinde oluşan kuyruklarda sıra beklemek istemezseniz ek para ödemek durumundasınız.
Demek istediğim o ki zaten geçim sıkıntısı çeken dar ve sabit gelirliler çeşitli yollarla tırtıklanmakta ve devlet buna seyirci kalırken kredi kartı asgari ödemelerindeki sınırı artırma yoluna gitmektedir. Bunu yapana kadar niçin bankalara başlangıçta verdiğiniz kartın limiti 2 bin lira iken neden birkaç yıl içinde bu limiti 15-20 bin liraya çıkardınız diye sorulup, bu limit artışlarına bir sınır getirilmez? Yapılması gereken asgari ödeme tutarının artırılmasından önce bankaların limit sınırlandırmasına riayet etmelerinin sağlanması gerekmez miydi?? Yani devletin bankalara gücü yetmediği için mi bir takım yeni sınırlandırmalar getiriliyor?
Bu arada yeni kararla konut kredilerine yeni bir getirildiği, konut kredilerinin alınan konutun yüzde 75'inin üzerinde olamayacağı belirtiliyor. Bu sınırlandırma 60 bin liranın üzerinde konut alımları için söz konusu. Aslında yıllar önce de böyle bir sınırlandırma vardı. Bir arkadaşıma 30 bin liralık bir konut alımı için banka 22.500 lira kredi verebileceklerini söylemişti. Bu arkadaşım alacağı krediye karşılık ödeyeceği parayı da hesap ederek kredi almaktan vazgeçmişti.
Yani bu durumun devlet kararı ile değil bankaların kendi geleceklerini düşünerek uygulamaları gereken bir husus değil mi? Ama bugün özellikle de yabancıların eline geçmiş bankalar verdikleri konut kredisinin tahsilatı hususunda fazlaca bir telaş göstermiyorlar. Verdikleri kredi karşılığı taksitini ödeyemeyenin gayrimenkulüne el koymayı tercih etmektedirler.
Demek istediğim o ki bugün bankacılık sektörü çok karlı bir hale gelmiştir. Üretim yapacağım diye uğraşmak yerine bir banka sahibi olmak çok daha kârlı olmuştur. Bunda elbette insanımızın kredi kartı furyasına hazırlık yakalanmış olmasının da önemli rolü vardır. İnsanımızın hazırlık yakalanması, bankaların açgözlülüğü giderek kredi kartı kullanıcılarını yani tüketiciyi tüketen bir noktaya sürüklemiştir.