Yaklaşık 376 bin üye ile yaklaşık diyorum çünkü bu rakam bağlı sendikalarının tespit tutanaklarına göre Konfederasyona sundukları Sayın Başbakan’ın vurgulu ifadesiyle “rakkam”…

Kesin rakam ise, Çalışma ve Sosyal güvenlik Bakanlığı’nca kısa zaman içinde açıklanacak…

Üç-beş gün sonra Resmi olarak açıklanacak rakamın 367 bin rakamıyla hemen hemen aynı olacağı kuvvetle ihtimal…

Türkiye’nin birinci sendikası olma yolunda emin adımlarla ilerleyen “Memur-Sen Konfederasyonu”, 15 Ağustos itibariyle başlayacak olan Toplu Görüşmelerde geçtiğimiz yıl olduğu gibi yine bu yılda “ağırlığını” hissettirecek gibi…

Hafta içinde, bağlı sendikalarının çözüm önerileriyle birlikte sorun ve taleplerini iletmek üzere, Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu ve Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala, Memur-Sen Konfederasyonu Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu başkanlığında benim de yer aldığım bir heyet tarafından ziyaret edildi…

Yine konularla ilgili olarak Memur-Sen yönetim kurulu üyelerince ziyaret edilen tüm bakanlıkların Müsteşarları, Müsteşar Yardımcıları da cabası…

Dahası ziyaret edilecekler listesine bakıyorum, bir hayli kabarık…

Her saat, her dakika “hareketli” olan Ankara’nın, bir yandan memur sendikalarının turlarıyla da ısınan  “havası”, bastıran “Temmuz sıcağı”, ile kıyaslandığında emin olun ki, Ağustos 15’i ve sonrasında yaşayacağı “Ağustos sıcağından” çok daha fazla “yakıcı” olmayacağını söyleyebilirim…

Merak edilen şu, “Hükümet acaba bu süreçte, “ekonominin yakıcı sıcağından” “bunalan” ve “serinlemek” isteyen kamu çalışanlarını nasıl bir tavırla karşılayacak ve “Bakın beyler, ekonomimiz yüzde 13.8 küçülme yaşıyor!” deyip bunalmaya devam mı diyecek, yoksa biraz olsun serinleterek yola devam mı diyecek?...

Bu sebepledir ki, olumlu bir hava içinde geçen tüm bu ziyaret ve görüşmelerden çıkardığım sonuç, hükümetin bunalan kamu çalışanlarını bir nebze olsun, “serinletme” yolunu seçeceği…

 “Memur-Sen, toplu görüşmelerde yine ağırlığını hissettirecek” yargısını “güçlendiren” nedenlerden biri de işte bu…

Çalışanların sosyal ve ekonomik hak ve taleplerinin ısrarla altı çizilerek iletildiği ziyaret ve görüşmelerden, “topladığım”  iyi niyetli gözlemlerim, umarım kamu çalışanları açısından sonrasında da umut değil  “gerçek” olur…