xxxx111
Tıpkı dün gibi...
“ABD AKP'ye karşı yeni müttefik buldu” iddiasını duydunuz mu? Amerikalılar he yıl kutladıkları Bağımsızlık Günü'ne önem verirler; sadece kendi topraklarında kutlanmaz 4 Temmuz Bayramı, yurtdışı temsilcilikleri de görkemli davetler düzenler... Ankara'da yaşarken haber alma açısından pek verimli geçtiği için daveti sektirmezdim; şimdi İstanbul'dayım ve iki dirhem bir çekirdek hazırlandığım halde davete gitmedim.
“Sana göre değil” dedi bir dostum. Geçen yılın davetine gittiğinde içeri girene kadar uzun mu uzun bir kuyrukta beklemesi gerekmiş; “İçeri girdim, dirsek dirseğe vermiş tanımadık yüzlerce sima arasında kendimi pek yalnız hissettim” dedi.
Oysa Ankara'da böyle bir davette herkes herkesi tanır. İstanbul gerçekten bambaşka.
Eskisi kadar davet meraklısı değilim; yerimden kaldırılmak için vinç getirmeleri gerekiyor son zamanlarda. En küçük bir uyarı caymam için yeterli. Katıldığım davetlerden “Bir daha mı asla” kararlılığıyla ayrıldığım çok oluyor.
Katılsaydım, Amerikalı evsahiplerine, “Gerçekten ülkeniz bu yeni dönemde demokratik yöntemle seçilmiş hükümet yerine, Türk Silâhlı Kuvvetleri (TSK) ile mi iş tutmanın peşinde?” sorusunu yöneltecektim. Cevap verirler vermezler, o kendi bilecekleri iş; cevap verirlerse söyledikleri 'doğru' kabul edilmeli mi, onu da bilemem...
Washington'da Barack Obama'nın Beyaz Saray'a yerleşmesiyle birlikte hava değişti. Bush “Ya bizimlesiniz, ya da düşman” söylemine sahipti, Obama “Ne yapacaksak, birlikte yapacağız” diyor da başka bir şey demiyor. Ankara'da ve Kahire'de yaptığı konuşmalarda demokrasiden uzak ülkelere “Demokrasiyle tanışın, insan haklarına değer verin, hukuk devleti olun” tavsiyesinde bulundu Obama...
Ben dahil pek çok yorumcu, 'demokrasi' olduğu, insan haklarına saygılı hale geldiği için Türkiye'nin değerinin arttığı kanaatinde...
Hürriyet dışında... Daha doğrusu Hürriyet'in bazı yazarları dışında; özellikle de bir yazarı... Hürriyet yazarı, ısrarla ve “Benim her dediğim doğru çıkar” havasıyla, “Obamalı ABD Türkiye'de AKP iktidarı yerine TSK ile iş tutma niyetinde” tezini seslendiriyor.
Dediklerini kendi mantığından okuyalım. “Peki ne oluyor?” sorusuna şu iddialı cevabı veriyor Hürriyet yazarı: “ABD Türkiye'de müttefik değiştiriyor!” İşte bu sürecin ayrıntıları: “1) Obama BOP'u terk ediyor, dolayısıyla 'ılımlı İslam' söylemi tedavülden kalkıyor. / 2) Böylelikle, yeni ABD yönetimi artık Gülen Hareketi'ne eskisi kadar ihtiyaç duymuyor, hatta yeni olası müttefiki TSK'ya yaklaşabilmek için Hareket'ten 'uzaklaşmak' bir zaruret. / 3) Zaten, Gülen Hareketi de, 2003-2009 arasındaki tüm çabalarına rağmen, Güneydoğu ve Kuzey Irak'ta Kürtler üzerinde anlamlı bir etkisi olmadığını yedi düvele göstermiş vaziyette. 29 Mart'ın Güneydoğu sonuçları ortada.”
Şimdi de hüküm cümlesi: “Obama, yeni dönemde, Kuzey Irak'ı gereğinde Irak'taki diğer unsurlara karşı koruyacak, gereğinde kendi toprağından ABD askerinin çıkmasına yardımcı olacak bir müttefike ihtiyaç duyuyor. Olası müttefik TSK!”
Yazar geçmişte 'ittifak' içerisinde bulunduğu Hareket'i şimdiden boşamış görünüyor. Ben de bu derin 'sosyolojik' tahlili Hürriyet sayfalarında unutulup gitmesin diye buraya taşıyorum. Madem sizleri bu kadar zahmete düçar ettim, en iyisi tezini geliştirdiği son yazısından da haberdar olun bari.
Aynı yazar dün de şu takip yazısı ile çıktı okur karşısına: “İki gündür yazıyorum, ABD, Türkiye'de müttefik değiştiriyor, kıyamet de bundan kopuyor.”
Bir yerde, “AKP yol ayrımında!” diye haykırıyor yazarımız. Hükümet, Ak Parti ve Başbakan Tayyip Erdoğan bir tarafla irtibatını koparıp başka bir tarafı tercih etmek zorundaymış. Yazara göre bu zorunluluğun sebebi şu: “AKP Obama'yı Ermenistan konusunda hayal kırıklığına uğrattı, üstelik Azerbaycan'ı ürkütüp Azerileri Rusya'ya itti. Azerbaycan, Yukarı Karabağ sorununun çözümü karşılığı doğalgazını Rusya'ya satıp Nabucco Projesi'ni öldürmek üzere.
“İsrail de artık Türkiye'yi arabulucu olarak istemiyor. ABD'li World Public Opinion Şirketi'nin yaptığı saha araştırmasına göre 'One minute' ile Ortadoğu'da parlayan Erdoğan popülaritesi 'mayın yasası' ile yerle bir oluyor. Yani ABD'nin çıkarları açısından AKP verimli değil.
“AKP Kuzey Irak'ta da ABD'ye yardımcı olamazsa yandı bitti keten helva! / AKP gerçekten yol ayrımında! Hem içeride, hem ABD nezdinde!”
Tayyip Bey'e tavsiyesi çok açık: “Ne duruyorsun, doğru TSK'nın -dolayısıyla ABD'nin- yanına!”
Tıpkı dün gibi... 1 Mart (2003) tezkeresi öncesinde de bu akılları veriyordu Hürriyet ve yazarı...
Ne akıllar bunlar, ne akıllar...
“Sana göre değil” dedi bir dostum. Geçen yılın davetine gittiğinde içeri girene kadar uzun mu uzun bir kuyrukta beklemesi gerekmiş; “İçeri girdim, dirsek dirseğe vermiş tanımadık yüzlerce sima arasında kendimi pek yalnız hissettim” dedi.
Oysa Ankara'da böyle bir davette herkes herkesi tanır. İstanbul gerçekten bambaşka.
Eskisi kadar davet meraklısı değilim; yerimden kaldırılmak için vinç getirmeleri gerekiyor son zamanlarda. En küçük bir uyarı caymam için yeterli. Katıldığım davetlerden “Bir daha mı asla” kararlılığıyla ayrıldığım çok oluyor.
Katılsaydım, Amerikalı evsahiplerine, “Gerçekten ülkeniz bu yeni dönemde demokratik yöntemle seçilmiş hükümet yerine, Türk Silâhlı Kuvvetleri (TSK) ile mi iş tutmanın peşinde?” sorusunu yöneltecektim. Cevap verirler vermezler, o kendi bilecekleri iş; cevap verirlerse söyledikleri 'doğru' kabul edilmeli mi, onu da bilemem...
Washington'da Barack Obama'nın Beyaz Saray'a yerleşmesiyle birlikte hava değişti. Bush “Ya bizimlesiniz, ya da düşman” söylemine sahipti, Obama “Ne yapacaksak, birlikte yapacağız” diyor da başka bir şey demiyor. Ankara'da ve Kahire'de yaptığı konuşmalarda demokrasiden uzak ülkelere “Demokrasiyle tanışın, insan haklarına değer verin, hukuk devleti olun” tavsiyesinde bulundu Obama...
Ben dahil pek çok yorumcu, 'demokrasi' olduğu, insan haklarına saygılı hale geldiği için Türkiye'nin değerinin arttığı kanaatinde...
Hürriyet dışında... Daha doğrusu Hürriyet'in bazı yazarları dışında; özellikle de bir yazarı... Hürriyet yazarı, ısrarla ve “Benim her dediğim doğru çıkar” havasıyla, “Obamalı ABD Türkiye'de AKP iktidarı yerine TSK ile iş tutma niyetinde” tezini seslendiriyor.
Dediklerini kendi mantığından okuyalım. “Peki ne oluyor?” sorusuna şu iddialı cevabı veriyor Hürriyet yazarı: “ABD Türkiye'de müttefik değiştiriyor!” İşte bu sürecin ayrıntıları: “1) Obama BOP'u terk ediyor, dolayısıyla 'ılımlı İslam' söylemi tedavülden kalkıyor. / 2) Böylelikle, yeni ABD yönetimi artık Gülen Hareketi'ne eskisi kadar ihtiyaç duymuyor, hatta yeni olası müttefiki TSK'ya yaklaşabilmek için Hareket'ten 'uzaklaşmak' bir zaruret. / 3) Zaten, Gülen Hareketi de, 2003-2009 arasındaki tüm çabalarına rağmen, Güneydoğu ve Kuzey Irak'ta Kürtler üzerinde anlamlı bir etkisi olmadığını yedi düvele göstermiş vaziyette. 29 Mart'ın Güneydoğu sonuçları ortada.”
Şimdi de hüküm cümlesi: “Obama, yeni dönemde, Kuzey Irak'ı gereğinde Irak'taki diğer unsurlara karşı koruyacak, gereğinde kendi toprağından ABD askerinin çıkmasına yardımcı olacak bir müttefike ihtiyaç duyuyor. Olası müttefik TSK!”
Yazar geçmişte 'ittifak' içerisinde bulunduğu Hareket'i şimdiden boşamış görünüyor. Ben de bu derin 'sosyolojik' tahlili Hürriyet sayfalarında unutulup gitmesin diye buraya taşıyorum. Madem sizleri bu kadar zahmete düçar ettim, en iyisi tezini geliştirdiği son yazısından da haberdar olun bari.
Aynı yazar dün de şu takip yazısı ile çıktı okur karşısına: “İki gündür yazıyorum, ABD, Türkiye'de müttefik değiştiriyor, kıyamet de bundan kopuyor.”
Bir yerde, “AKP yol ayrımında!” diye haykırıyor yazarımız. Hükümet, Ak Parti ve Başbakan Tayyip Erdoğan bir tarafla irtibatını koparıp başka bir tarafı tercih etmek zorundaymış. Yazara göre bu zorunluluğun sebebi şu: “AKP Obama'yı Ermenistan konusunda hayal kırıklığına uğrattı, üstelik Azerbaycan'ı ürkütüp Azerileri Rusya'ya itti. Azerbaycan, Yukarı Karabağ sorununun çözümü karşılığı doğalgazını Rusya'ya satıp Nabucco Projesi'ni öldürmek üzere.
“İsrail de artık Türkiye'yi arabulucu olarak istemiyor. ABD'li World Public Opinion Şirketi'nin yaptığı saha araştırmasına göre 'One minute' ile Ortadoğu'da parlayan Erdoğan popülaritesi 'mayın yasası' ile yerle bir oluyor. Yani ABD'nin çıkarları açısından AKP verimli değil.
“AKP Kuzey Irak'ta da ABD'ye yardımcı olamazsa yandı bitti keten helva! / AKP gerçekten yol ayrımında! Hem içeride, hem ABD nezdinde!”
Tayyip Bey'e tavsiyesi çok açık: “Ne duruyorsun, doğru TSK'nın -dolayısıyla ABD'nin- yanına!”
Tıpkı dün gibi... 1 Mart (2003) tezkeresi öncesinde de bu akılları veriyordu Hürriyet ve yazarı...
Ne akıllar bunlar, ne akıllar...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.