Hüseyin DERVİŞOĞLU
TERS YÜZ
İnsan duyguları ile bütündür. Her duygunun insan dediğimiz varlığın oluşmasında, karakterinin oturmasında önemli bir yer tuttuğunu hepimiz biliriz.
Filmde başkarakterin dünyası için duygular büyük bir önem taşıyor. Filmin senaristleri ve hikâyenin yardımcı yazarları 27 farklı duygu üzerinde çalışmış ve sonunda beş duyguya (Neşe, Üzüntü, Tiksinti, Korku ve Öfke) odaklanılmasına karar verilmiş. Şaşkınlık, Onur ve Güven gibi bazı temel duygular ise kurguda kesilmiş. Kıskançlığın es geçilmesine şaşırdığımı belirtmeliyim. Belki de çocuk izleyicilerle birlikte filme gelecek ebeveynleri üzmemek için senaristler bu yolu seçmiştir diyelim biz de bu konuyu deşerek anne-babaları üzmeyelim.
Filmin yönetmeni ve senaristlerinden biri olan Pete Docter, filmin ilham kaynağının kızının bir hayli hareketli geçen büyüme döneminde oluştuğunu belirtiyor. Film, Pete Docter’in Monsters, Inc. (2001) ve Up (2009)’ın ardından Pixar için yaptığı 3. uzun metrajlı film.
Geçenlerde internette fenomen haline gelen Baattin (Baho) karakterinin bir sözüne rastlamıştım: “Yalnız hissediyorum kendimi yazmış, bazen ben kendimi bile hissedemiyorum delinin zoruna bak.” Canımızın hiçbir şey yapmak istemediği, boş boş veya tembel tembel oturup yok olmak istediğimiz, dahası hislerimizin körelerek hiçbir şeyi anlayamadığımız günler yaşarız. Bu durum, bizi biz yapan duygularımızın bütünlüğünün bozulması belki de kişiliğimizi oluşturan, ‘karakter parçacıklarımızın’ bir bir yıkılması, eskilerin deyimi ile “hak ile yeksan olması” sonucu oluşmuştur. Kim bilir?
Aslında, filmin başkarakteri 11 yaşındaki Riley’in başına gelen tam da bu! Bu Cuma (26.06.2015) Türkiye’de de vizyona giren animasyon film Ters Yüz bizi, içimizdeki karmaşık duygu dünyası ve belleklerimizin sonu gelmez girdaplarıyla tanıştırmayı hedefliyor.
Efsane film Oyuncak Hikâyesi’nin hikâyesinde imzası olan, kısa animasyonlardan sonra ilk olarak 2001 tarihli Sevimli Canavarlar filminde kamera arkasına geçen Pete Docter rüştünü, ailecek seyredip, ağlayarak salondan ayrıldığımız Yukarı Bak ile kanıtlamıştı. Bu filmi ile 2010’da En İyi Animasyon film dalında Oscar alan yönetmen şimdi de Ters Yüz ile “kafamızın içine” mercek tutmaya çalışmaktadır. Kabul edelim, değme senaryolara taş çıkartacak tarz ve orijinallikte bu işin altından kalkmasını da başarmış. Yukarı Bak (Up)’tan daha iyi animasyon film seyredebilir miyim diye düşünürken, aynı yönetmen “Bende orijinal öykü bitmez” dercesine oldukça başarılı bir projeyle animasyon severlerin karşısına çıkıyor.
5 temel duygu durumundan, (Neşe, Üzüntü, Korku, Öfke ve Tiksinme) yola çıkarak insan hayatının, anılarının ve kişiliğinin nasıl şekillendiğini, özetle ‘aslında içerde neler döndüğünü’ keyifli bir animasyon senaryosuna yediren ekip, mesaj kaygısı taşımadan hem küçüklere, hem de güncel esperileriyle onları sinemaya getiren ebeveynlerine sesleniyor. Filmin satır aralarında öyle yoğun duygu yükleniyor ki, filmi birlikte seyrettiğim yedi yaşımdaki kızıma bazen sarılmak ihtiyacı hissettim.
Ameller niyete göre bellidir. Tek amacı Riley’in mutlu etmek olan ‘Neşe’nin niyeti’ her ne kadar iyi olsa da, Üzüntü ile çıktığı macerada onun da öğreneceği yeni şeyler vardır. İnsanın sadece ye, iç, eğlen, keyfine bak, neşelen modundan çok farklı bir yapıya sahip olduğunu, neşe’nin duygusal yolculuğunda bizler de bir kere daha öğrenmiş oluyoruz. Film, çocuk seyirci kitlesine (ve bence filmi seyretmek için salona birlikte gelen büyüklere de) mutluluğun yanı sıra üzüntü, korku, öfke ve nihayetinde iğrenmenin de insan bütünlüğünün bir parçası olduğunu abartıya kaçmadan çok güzel fısıldamaktadır. Hatta yeri geldiğinde ağlamanın da yola devam etmek için gerekli anahtar olduğunu ifade etmesi ayrı bir önem taşımaktadır.
Gelişme bölümünde izlediğimiz Riley’in hafıza katmanları, hayal dünyası ve güldüren rüyalar stüdyosu üzerinde çok düşünülmüş, her bir ayrıntıya dikkat edilmiş bir teknik çalışmanın sonucu ortaya çıkmış görünüyor. Bu açıdan bakıldığında filmde teknik anlamda “şurası hatalıydı demek” neredeyse imkânsız.
Son bir nokta olarak da filmin Türkçe dublajının çok iyi bir kadrodan çıktığını eklemek gerek. Afişte, Üzüntü’nün seslendirmeni olarak yer alan Gupse Özay’ın, dersine iyi çalıştığını, kendine has ve fazlasıyla dikkat çekici boğuk ses tonu, karakterin ruhuna bire bir oturmuş. Yönetmen Gupse Özay’ı tanısa, orijinalinde de bu sesi kullanırdı diye düşünüyorum.
Özellikle filmin bir yönünü takdir ettiğimi söylemesem haksızlık olur: Ters Yüz, küfürlü veya argo içermeyen tertemiz bir yapım olmuş. Ters Yüz’ün Türkçe dublaj ekibine de ucuz espri yapmadıkları ve çokça kullanmaya müsait argo kelimeleri es geçtikleri için tebrikler.
Kısaca, hâlâ çocuğunuza karne hediyesi verememiş iseniz bu hafta gösterime giren Ters Yüz hediye için biçilmiş kaftan. Animasyon filmlerinden hoşlanmayanların bile ilgiyle seyredeceği bir film. Çocuğunuz ile hoşça bir vakit geçirmek isterseniz Ters Yüz’ü mutlaka seyretmelisiniz.
Künye
Orijinal Adı: Inside Out
Hikâye: Pete Docter
Senaryo: Meg LeFauve, Josh Cooley
Cast Direktörü: Natalie Lyon, Kevin Reher
Yapım: Pixar Animation Studios, Walt Disney Pictures
Ülke: ABD
Uluslararası Dağıtımcı: Walt Disney Pictures
Türk Dağıtımcı: UIP Türkiye
Yapımcı: Jonas Rivera
Yardımcı Yapımcı: Mark Nielsen
Müzik (Besteci): Michael Giacchino
Set Dekoratörü: Ralph Eggleston
Dublaj Oyuncuları (orijinal sesler): Amy Poehler (neşe), Bill Hader (korku), Mindy Kalign (tiksinti), Lewis Black (öfke), Phylis Smith (üzüntü), Kaitlyn Dias (Riley), Diane Lane (Anne), Kyle MacLachian (Baba), Paula Pell (rüya yöneticisi)
Dublaj Oyuncuları (Türkçe sesler): Aysun Topar (neşe), Murat Şen (korku), Suzan Acun (tiksinti), Ercan Demirel (öfke), Gupse Özay (üzüntü), Mısra Balkan (Riley), Özden Ayyıldız (Anne), Ali Ekber Dinbaş (Baba), Füsun Kokucu (rüya yöneticisi)
Yönetmen: Pete Docter, Ronaldo del Carmen
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.