xxx78
Terörsüz bir döneme doğru...
PKK'nın bayram öncesi 'ateşkes' ilân ettiğini duymuş muydunuz? O kadar yakından izlediğim halde ortalığın sütliman olmasının gerçek sebebini ben bile anlamamışım. Daha da önemlisi şu: PKK ateşkesi bayram sonrasında da sürdürüyormuş; 'barış girişimlerinin sonucunu görmek için' bahara kadar eylem yapmama kararında ısrarlıymış... Terör örgütü, ama sonuçta teröristlerin de vücutları üzerinde bir 'kafa' ve onun içinde de bir 'beyin' bulunuyor. Teröristin sonunda terörün çıkmaz sokak olduğunu anlaması olumlu bir gelişme. Dünyada teröre muhatap olan tek ülke bizim ülkemiz değil, terör yalnız belli ülkeleri de vurmuyor... Teröristler, eylemleriyle ülkelerin dengesini bozuyor, ekonomisine darbe indiriyor, sosyal hayatı rehine alabiliyor; buna karşılık terörün dize getirebildiği tek bir ülke bile yok. Hemen her ülke bir biçimde terörle baş etmenin yolunu buluyor. 30 yıla yaklaşan PKK terörü çok canlar aldı, ocaklar söndürdü; ancak gelinen noktada 'başarı' diye övünebilecekleri bir şey yok teröristlerin... Bazıları bugün 'Kürt Sorunu' diye adlı adınca söz eder hale gelmeyi terörle irtibatlasa bile gerçek bu değil; dünyanın şartları ve toplumun zaman içinde kazandığı olgunluk, terör olmasaydı da, konunun bugünkü seviyeye gelmesini sağlayacaktı; hatta belki çok daha kolay çözülebilecekti sorun... Terör örgütünün şu sıralarda sergilediği -'ateşkes' dahil- farklı tavır da dünyanın şartları ve Türkiye'nin edindiği yeni değerle yakından ilişkili: ABD'de yeni bir yönetim işbaşına gelmek üzere ve yeni kadrolar daha ipleri eline almadan kendi politikaları istikametinde alan düzenlemesini başlattı bile. Ortadoğu'ya öncekinden farklı bir bakış söz konusu olacak ve Türkiye yeni dönemde önem kazanacak; terörden arınmış, demokrat ve halkına refah getiren bir ülke olarak... Dikkatler orada fırlatılan pabuca kaydığı için pek az kişi fark etti: George W. Bush'un Bağdat'a gitmesinin sebebi, Irak yönetimiyle bundan sonra ilişkilerin nasıl yürütüleceğine dair kapsamlı bir anlaşma imzalamak içindi. İmzalanan anlaşmanın öngördüğü yol haritası, yılların umutlarını boşa çıkartacağa benziyor: ABD askerlerinin tamamını 2011 yılında Irak'tan çekecek... Kuzeydeki yerel yönetimin beklentisi kalabalık bir üssün kuzeyde süreklilik kazanmasıydı; beklentinin yerine gelemeyeceği meydanda. Dün ülkemize gelen Irak Başbakanı Nuri el-Maliki'nin ayağının tozuyla verdiği mesajlar hiç de şaşırtıcı değil; çünkü Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani de kaç gündür Türkiye'nin gönlünü hoş tutacak açıklamalar yapıp duruyor. Geçen hafta kendisiyle görüşen DTP heyetine, Mesut Barzani de gerekli uyarılarda bulunmuştu. Irak'taki merkezî hükümet de, kuzeydeki yerel yönetim de, Washington tarafından Türkiye ile daha sıkı ve samimi ilişki kurmaya yönlendiriliyor. ABD-Irak anlaşması bunu zorluyor zaten. Topraklarında teröristleri barındıran bir ülkeyle Türkiye samimi ilişki kurabilir mi hiç? Peki de PKK ne olacak? Daha önce İngiltere'nin başını ağrıtan İRA ile İspanya'daki ETA ne olmuşsa, hangi yöntemlerle silâh bırakmış ve terörden vazgeçmişse, Türkiye'de de olması gereken odur. Önümüzdeki sürecin sancısız ve kolay geçmesi için en büyük rol elbette iktidara düşüyor; ama sürecin özelliğini anlamış DTP'nin tavrı da olağanüstü önemli. DTP yerel seçimi bile dert etmeyip bütün dikkatini yeni döneme sancısız geçişe verse iyi olur.