Necmi ÇAVUŞOĞLU

Necmi ÇAVUŞOĞLU

Tek millet iki devlet

”Erzurum’da kar yağsa Rize’de üşüyürüm.” diyor ses sanatçısı İsmail Türüt.
Rize’nin Erzurum’dan ayrısı gayrısı yok tabii.
Rize’nin Erzurum’dan yokta Türkiye’nin Azerbaycan’dan ayrısı gayrısı var mı?
Ne demişti Haydar Aliyev: ”Biz tek millet iki devletiz.”
Şimdi gelelim esas konuya;
İsviçre’nin arabuluculuğunda Türkiye Cumhuriyeti ve Ermenistan diplomatik ilişkiler kurma kararı aldılar. Türkiye’nin Ermenistan’la protokoller üzerinde uzlaşmaya vardığı dış işleri yetkilileri tarafından açıklandı. Bu protokollerle Ermenistan'la diplomatik ilişki kurulması ve sınırların açılması için bir takvim öngörülüyor.

Türkiye Cumhuriyeti 16 Aralık 1991'de Ermenistan Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını tanıyan ilk devletlerden birisidir.
Ermenistan, Azerbaycan’ın %20 toprağını (Dağlık Karabağ) işgal edince, Türkiye ilişkileri kesti. Azerbaycan’a yapılan haksızlığı kendine yapılmış gibi kabul ederek tepki verdi. Yukarı Karabağ’ın işgaline kayıtsız kalmadı. Çünkü biz tek milletiz!
Bugün, Ermenistan ile Türkiye arasında hiç bir diplomatik ilişki mevcut değildir ve 1993 yılından beri Türk-Ermeni kara sınırı kapalıdır.
Peki, protokoller ne içeriyor?

Ermenistan, Türkiye’den kara sınırının açılmasını, diplomatik ilişki kurulmasını, hava, kara ve demiryolu bağlantıları kurulmasını istiyor. Türkiye, Ermenistan’a uluslararası kuruluşlarda uyguladığı tüm vetoları kaldırıyor. Enerji alanında işbirliği yapılmasını istiyor.

Türkiye, Ermenistan’dan Türkiye ile mevcut sınırı resmen tanımasını, soykırım iddialarını araştırmak üzere bir alt komisyon kurulmasını, Ermenistan devletinin, soykırım iddialarını uluslararası alanda Türkiye’ye karşı kullanmamasını, Ermenistanın da, Türkiye gibi, arşivlerini araştırma için açmasını istiyor.

Mutabakata varılan belgeler her iki ülke parlamentolarına da onay için sunulacak. Eğer onaylanırsa yürürlüğe girecek.

Protokollere Azerbaycan’dan ve Türkiye’den tepkiler var.
"Azerbaycan'a ihanet ediliyor!"

"Bu hatalı eylemler, Azeri-Türk bağlarını yok edebilir" ve benzeri tepkiler.

Bu tepkilerin dozunu aşırı bulmakla birlikte anlayışla karşılıyoruz.
İnsan sevdiğine gücenir. Darılmaları, gücenmeleri, kırılmaları çok normal ama bu denli sert tepki vermek için nihai sonucu beklemenin daha doğru olacağını düşünüyorum.
Başbakan Tayyip Erdoğan ve hükümetleri ülkemizin etrafında bulunan (hemen hemen hepsiyle problemli olduğumuz) komşu devletlerle ilişkileri düzeltmek için yoğun çaba harcıyor. Bu yoğun çabalar sonucu bu gün birçok devlet ile ilişkilerimiz normale döndü. Ermenistan da sevmesek de komşumuz ve onunla da sorunları ortadan kaldırmak için çalışması normaldir.

Başbakan Erdoğan, Azerbaycan Milli Meclisi'nde şöyle demişti: 'Türkiye-Ermenistan sınırları, Azerbaycan toprakları Ermenistan tarafından işgal edildikten sonra kapatıldı. Bu işgal kalktıktan sonra sınırlar açılabilir. Biz Azerbaycanlı kardeşlerimiz razı olmadığı sürece bu noktadan ileri bir adım atmıyoruz. Bunlar birbirleri ile bağlıdır ve ayrı sayılamaz.' Her ülkenin bir başka ülke ile ilişkilerini belirlemesi onun bağımsızlık hakkıdır. Ancak bu durumda meselenin doğrudan Azerbaycan'ın milli çıkarları ile ilgili olduğunu dikkate alarak beyan ediyoruz ki Dağlık Karabağ sorunu çözülmeden Türkiye-Ermenistan sınırlarının açılması Azerbaycan'ın milli çıkarlarına aykırıdır."

Başbakanın sözünden daha büyük güvence mi olur?
Tarihî ve kardeşlik bağlarıyla bağlı olan Türkiye ve Azerbaycan sonsuza kadar öyle kalacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum