'Tehdit' Sihirbazı

Baykal, partisine üye yaptığı çarşaflı kadınların “laikliği tehdit etmediğini” söylüyor: “Tamamen geleneksel” olduğunu işaretlediği 'çarşaf' için “Siyasi simge değil” diyor.

Çarşaflı kadınları yıllar yılı “rejim tehdidi” olarak gören ve “örtünme”yi “siyasi simge” olarak niteleyen “CHP zihniyeti” idi.

Dolayısıyla, Baykal'ın sözleri “çarşaf bağlamında” bir “tekzip”tir.

Ya türban?

*

CHP liderine göre “siyasi simge” olan “türban”dır.

Deniz Baykal'ın hangi örtünme biçiminin “siyasal simge” olup hangisinin olmadığına karar verebilecek bir “ölçme yeteneği”ne sahip olduğu anlaşılıyor.

Deniz Bey'in partisine üye yaptığı örtülü kadınlar daha ziyade “türban” takıyor. Yani, o kadınlar -örtünme şekilleri daha farklı olduğundan birdenbire “siyasi simge” takmış oluyorlar!

Baykal, partisine katılan türbanlı kadınların siyasi simge olsun diye örtünmediklerini söyleyebilir. Son grup konuşmasında bu anlama gelen kimi sözler de sarf etti.

CHP'nin türbanlı üyelerinden birisi çıkıp da “başını açmadan üniversite okuma” talebinde bulunduğu an birdenbire onun örtüsü Baykal nezdinde “siyasi simge” haline dönüşüverecektir:

“Siyasi Simge” hikayesi, işte böylesine sırıtan bir tezdir.

Sözünü ettiğim bu hususu Deniz Bey'in göremiyor veya algılayamıyor olması mümkün değildir.

-CHP lideri de türbanın siyasi simge olmadığını gayet iyi biliyor.

Bu bağlamda bir “itiraf”ta bulunmayışı “siyaset icabı”dır.

*

Üniversite kapısına “geleneksel örtünme biçimi” ile mesela “yemeniyle, eşarpla ve dahi çarşafla” gelen bir öğrenci içeriye alınır mı?

-Asla!

*

Demek ki, “Kurulu Düzen”in “örtünme” hadisesiyle ilgili olarak kırk yıl öncesinden itibaren ürettiği “rejim sorunu” başı örtülü kadınların üniversite okumak istemesiyle, toplumsallaşma talebiyle ilgilidir.

Kurgusal “siyasal simge” ithamı, “Gizli Egemenler”in “yabancılaşma” eksenli itirazıyla ortaya çıkmış bir “resmi tez”di.

Halkın değer yargılarına itina ile yabancılaşmaktan ve “çevre”deki vatandaşları “merkez”den uzak tutma politikasından söz ediyoruz.

“Türban simgedir” hikayesi, üniversite kapısına gelen başörtülü öğrencilerin konumunu “siyasi” olarak tanımlamak suretiyle -onları “üniversiteden, sosyal hayattan, kamusal alandan dışlama” amacına yönelikti.

*

Başörtülü Hatice Babacan'ın üniversitede okuması engellendiğinde yıl kaçtı?

-1968.

İdris Küçükömer'in “Düzenin Yabancılaşması” eserine temel teşkil eden makaleleri de 1968 Ekim'inde Akşam'da yayınlanmıştı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.