xxx43
Taraf'ı Tebrik
TARAF gazetesi Türkiye'de bir çığır açtı. Bu çığırı ancak onlar açabilirdi. Pek dinle diyanetle ilgileri yok. Çağdaş insanlar. Rakı içerler, opera seyrederler, dans ederler. İçlerinde kaç kişinin alnı secdeye varmıştır acaba?
Lakin kabul etmek gerek büyük hizmet ettiler.
Statüko mu dersiniz, resmî ideoloji mi onu temellerinden sarstılar.
Tabuları yıktılar.
Bu işi biz Müslümanlar yapabilir miydik? Maalesef yapamazdık. Hem yapamazdık, hem de yaptırmazlardı.
Tabuları dinsizler koymuştu, yıkma işi de dindar olmayan bir taife tarafından yapılmalıydı.
Taraf'a bunca belgeyi, bilgiyi kimler veriyor? Kim veriyorsa bravo derim.
Bendenizin elinde belge yok ama çok şeyler biliyorum, duyuyorum, yazamıyorum. Belgesiz, delilsiz, ispatsız yazmam doğru olmaz.
Türkiye'yi altüst eden bilgiler, belgeler sadece Ergenekon, darbe konusunda değildir.
Talan, soygun, hortumlama, kara para Ergenekon kadar önemli, onun kadar yıkıcıdır.
Ülkemiz, ne yazık ki, temiz ve şeffaf değil.
Haram yeme genelleşmiş.
Yakın tarihimizde bunca banka battı, batırıldı, dibi delinip içi boşaltıldı da ne oldu? Faturası halka, ülkeye, devlete kesildi. Şu anda banka batırmaktan hapis yatan bir kişi bile yok.
İnşaallah gün gelecek bu soygunların, talanların, haram rantların da hesabı sorulacaktır.
Temiz olan, namuslu olan, helâl servete sahip olan, malının hesabını açık alınla verebilecek olan hiç kimse benim şu satırlarımdan hiç gocunmaz.
Farz edelim temiz biri iftiraya uğradı, araştırma yapılması için bizzat kendisi teşebbüse geçer.
Haram, kara, kirli, necis servete ve mallara sahip olduğu iddia ediliyor? Buyurun gelin araştırın? Emniyet araştırsın, adliye araştırsın, Yüce Divan araştırsın hiç korkmaz, hiç çekinmez.
Şu ev babamdan, şu arazi dedemden, bankadaki paramın kaynağı şudur... Şu ticareti yaptım, şu kadar vergi ödedim, şu mallar verâsetle bana geçti, şu kadar para kazandım...
Namuslu, doğru, dürüst, haysiyetli vatandaş kesinlikle korkmaz, çekinmez.
Bendeniz çok sıradan mütevâzı bir vatandaşım. İki mülküm var: Biri oturduğum daire, ötekisi kırsal kesimde bir katlı tuğladan, konforsuz bir bağ evi. Antika bir otomobilim vardı, tamir ettirmek için Yalova'ya götürdüler, izini kaybettim, beş senedir araba ortada yok. Telefon ediyorum cevap yok. Halen kullandığım otomobil bir dostumun, emânet olarak verdi.
Banka hesabım yoktur. Çek, kredi kartı falan kullanmam. Küçük bir yayınevim var, ayda bir kere bile uğramam.
Geçimimi dükkândan sağlarım, bir de Bağkur emekli maaşım var. Ayıptır söylemesi gazeteden maaş, ücret, para almam.
Beni mahkemeye yahut Yüce Divan'a verseler niçin korkacakmışım. Mal beyanım ortada, servet derseniz o da ortada. Bankada, başka yerde param varsa bulanın olsun!..
Sadece bazı hayır ve hizmet işleri yapmak için nezdimde çok cüz'î (birkaç bin dolar) emânet para vardır. Bana ait değildir.
Ümid ediyorum, inşaallah şu Ergenekon işinden sonra, Türkiye'nin yüzünü kara çıkartan kirlilik meselesine de el atılır, nice dehşetli dosyalar bomba gibi patlatılır.
İftiraya uğrayanlar olursa onlar neticede aklanır, Müfteriler rezil olur.
İddialar doğruysa talancılar, haram ve kara servet sahipleri tepelenir. Türkiye'nin temizlik ve şeffaflık notu 4'ten 7', 8'e yükselir.
Sözü uzattım, daldan dala kondum. Taraf gazetesini yürekten tebrik ve teşekkür ederek bitiriyorum.
* (İkinci yazı)
GÖRGÜ VE AHLAK
BÜTÜN okullara "Edep, Ahlak, Görgü" dersleri konulmalıdır.
Bu konuda yeterli miktarda vasıflı öğretmen bulmak mümkün değildir.
En iyisi, çok güzel, çok tesirli ahlak ders kitapları hazırlatılıp kuşe kağıdına, dört renkli olarak milyonlarca adet bastırılmalıdır.
Bu kitaplarda ve derslerde kesinlikle resmî ideoloji safsataları yer almamalıdır.
Türkiye'de bir müddetten beri korkunç ve vahim bir edep, ahlak, terbiye krizi hüküm sürmektedir.
Ülkemizin olgun, iyi, vasıflı gençler ve vatandaşlara ihtiyacı vardır.
Bir takım müesseseler gençliği, genç beyefendiler, genç hanımefendiler olarak değil, tam tersine hoppalar, züppeler, hafif meşrepliler, saygısızlar ve sorumsuzlar olarak yetiştiriyor.
Toplumumuz şifahî bir toplum olmuştur.
Onu şifahîlikten, bedevîlikten medenî, yazılı, şehirli bir toplum haline dönüştürmeliyiz.
Şehirli ve medeni olmak için şehirde ikamet etmek yetmez. Bu bir kültür, zihniyet, ahlak, görgü meselesidir.
Nasıl kapı çalınır, nasıl yemek yenir, sokakta nasıl yürünür, nasıl telefon edilir, büyük küçüğe, küçük büyüğe nasıl muamele eder, sokakta ve nakil vasıtasında telefonla konuşulur mu?
Bu gibi yüzlerce konuda Türkiye halkının çoğunluğu kuralsız kalmıştır.
Etkili bir ahlak seferberliği başlatılmazsa, bazı maddî gelişmelere rağmen batmaya, krizden krize sürüklemeye, dengesizliğe, huzursuzluğa, yabancılaşmaya mahkumuz.
Maddî kalkınma, demokratikleşme, refahın artması ahlak, görgü, terbiye, medenîlik ile beraber olmalıdır.
* (Üçüncü yazı)
CEHENNEMLİK MEL'UNLAR
1. Dine ticarî kurumlarla, ticarî metotla hizmet edilebilir ama din ticareti ve sömürüsü yapılamaz. Din ticareti ve sömürüsü haramdır. Yapan mel'undur.
2. Kadın satışı, fuhuş ticareti haramdır.
3. Uyuşturucu ticareti haramdır.
4. Tefsir yazmaya ehliyeti olan icazetli bir alim sahih ve temiz niyetle bir tefsir yazdı, bir yayınevi bunu bastı. Bu yapılabilir, yapılmalıdır ama ehliyetsiz bir kimsenin, içinde bile bile yahut cahillikle fâhiş yanlışlar bulunan bir tefsir yazması günahtır, böyle bir tefsiri para hırsıyla basan yayınevinin kazancı kirlidir.
5. Açık veya örtülü bütün riba işlemleri haramdır, bunlardan kazanılan servet haramdır. Riba zenginleri mel'undur.
6. Rüşvet alan da veren de Cehennemliktir. Rüşvetle oluşmuş bir zenginlik lânetlidir.
7. Şeriatın meşru görmediği bütün alavere dalavere komisyonları haramdır, alanlar mel'undur.
8. Devletin ve belediyelerin bütçelerini hortumlamak suretiyle oluşmuş bütün servetler haramdır, lanetlidir.
9. Zekatların Kur'ân'a, Sünnet'e, fıkha, Şeriat'a aykırı şekilde toplanması haramdır. Bu zekatların tamamını veya bir kısmını zimmetlerine geçirerek zengin olanlar mel'undur.
10. Parayı istiflemek, kenz etmek, iddihar etmek haramdır.
11. Dini imanı para, mal ve zenginlik olan, parayı putlaştırmış olan kimseler gizli müşriktir.
12.02.2010