xxx654
Sözüm Alevilere
Geçen gün " Sabancı suikastı " hakkında yazarken, suikastı üstlenen
DHKP-C örgütünün, geçenlerde ölen lideri Dursun Karataş'ın cenazesinin Gazi mahallesindeki cemevinde ziyarete açılmasına ve suikast timinden Fehriye Erdal'ı Sabancı Center'a sokan polis müdürü Hüseyin Kocadağ'ın Alevi olmasına değindim.
Bazı Alevi okurlarım bana kızmış: Alevi düşmanıymışım, Alevileri karalıyormuşum. Böyle önyargılı laflar etmeden önce, hele bir dinleyin!
DHKP-C örgütünün, geçenlerde ölen lideri Dursun Karataş'ın cenazesinin Gazi mahallesindeki cemevinde ziyarete açılmasına ve suikast timinden Fehriye Erdal'ı Sabancı Center'a sokan polis müdürü Hüseyin Kocadağ'ın Alevi olmasına değindim.
Bazı Alevi okurlarım bana kızmış: Alevi düşmanıymışım, Alevileri karalıyormuşum. Böyle önyargılı laflar etmeden önce, hele bir dinleyin!
- Diyanet İşleri'nin, Sünnilikle sınırlı kaldığını, Aleviliğin temsil edilmediğini, eğer böyle bir kurum varlığını devam ettirecekse (ki bence laikliğe aykırıdır) bunun yanlış olduğunu yazmadım mı?
- Muhafazakar kesimden arkadaşlarla sohbet ederken ya da TV'de konuşurken, " Alevilerin de hakkını savunmalısınız; onlar da bu ülkenin insanı ve ciddi sorunları var " dediğimi, burada apaçık dile getirmedim mi?
- Cemevlerinin serbestçe açılıp faaliyet göstermesi gerektiğine defalarca değinmedim mi?
- Esas olarak Sünniliği öğreten, zorunlu din derslerinin, seçmeli hale getirilmesi gerektiğini söylemiyor muyum? (Bence din dersini devletin vermesi de laikliğe aykırıdır ya; o da ayrı bir mesele.)
Gelelim olayın öteki yüzüne.
Tarih boyunca baskı gördükleri için, Aleviler, Sünni kesimden hep çekindiler. Bu yüzden, Cumhuriyet kurulduğundan beri CHP'ye oy verdiler ve Kemalistleri desteklediler.
Bazı politikalarını Sünnilik üzerinden yürüten partilere uzak durdular. Dün Milli Görüş hareketinden rahatsızdılar, bugün de AKP'yi istemiyorlar.
Olabilir. Böyle bir tavır alınabilir elbette. Her kesim, dertlerine ve amaçlarına uygun bir siyasi çizgi takip eder ki bu da gayet normaldir.
Ancak bu tavrı keskinleştirmek, nahoş durumlara da yol açıyor.
- Mesela geçen yıl, darbe heveslilerinin perde arkasından organize ettiği cumhuriyet mitinglerinde birçok Alevi yer aldı.
- " Susurlukçular " ya da " Ergenekoncular " gibi derin ve karanlık örgütlenmeler, " Şeriatla mücadele ediyoruz " maskesi altında, Alevi kesimden eleman devşiriyor.
- Aynı atmosfer içinde, Alevi örgütleri, Ergenekon operasyonuna da destek vermedi. Niye? Çünkü AKP'ye yarıyormuş!
Tarih boyunca baskı gördükleri için, Aleviler, Sünni kesimden hep çekindiler. Bu yüzden, Cumhuriyet kurulduğundan beri CHP'ye oy verdiler ve Kemalistleri desteklediler.
Bazı politikalarını Sünnilik üzerinden yürüten partilere uzak durdular. Dün Milli Görüş hareketinden rahatsızdılar, bugün de AKP'yi istemiyorlar.
Olabilir. Böyle bir tavır alınabilir elbette. Her kesim, dertlerine ve amaçlarına uygun bir siyasi çizgi takip eder ki bu da gayet normaldir.
Ancak bu tavrı keskinleştirmek, nahoş durumlara da yol açıyor.
- Mesela geçen yıl, darbe heveslilerinin perde arkasından organize ettiği cumhuriyet mitinglerinde birçok Alevi yer aldı.
- " Susurlukçular " ya da " Ergenekoncular " gibi derin ve karanlık örgütlenmeler, " Şeriatla mücadele ediyoruz " maskesi altında, Alevi kesimden eleman devşiriyor.
- Aynı atmosfer içinde, Alevi örgütleri, Ergenekon operasyonuna da destek vermedi. Niye? Çünkü AKP'ye yarıyormuş!
Bunlar " doğru " politikalar mı?
Eğer çözülmesini istediğin sorunların varsa, her şeyden önce demokrasiye, hukuk devletine, insan haklarına ve AB projesine sahip çıkacaksın.
Çünkü ancak demokrasi içinde örgütlenerek, taleplerini ortaya koyabilirsin.
Çünkü ancak AB değerleri yönünde ilerleyerek en doğal, en insani haklarına kavuşabilirsin.
Tabii aynı anda, karşıt uçta yer alan, aslında demokrasiyi yok etmek, Türkiye'yi AB yolundan döndürmek isteyen darbecilerden, otoriter laikçilerden, karanlık örgütlerden de uzak durmalısın.
Kışkırtmalara gelmemelisin.
Eğer çözülmesini istediğin sorunların varsa, her şeyden önce demokrasiye, hukuk devletine, insan haklarına ve AB projesine sahip çıkacaksın.
Çünkü ancak demokrasi içinde örgütlenerek, taleplerini ortaya koyabilirsin.
Çünkü ancak AB değerleri yönünde ilerleyerek en doğal, en insani haklarına kavuşabilirsin.
Tabii aynı anda, karşıt uçta yer alan, aslında demokrasiyi yok etmek, Türkiye'yi AB yolundan döndürmek isteyen darbecilerden, otoriter laikçilerden, karanlık örgütlerden de uzak durmalısın.
Kışkırtmalara gelmemelisin.
Bir soru daha: Bu politikalar "doğru" olmasa da, "fayda" sağlıyor mu? Hayır, ona da yaramıyor!
Mesela darbecilerin organizasyonunda yer alıyorsun da ne oluyor?
İşte AKP yine iktidarda; işte engellemeye çalıştığın Abdullah Gül, bir yıldır cumhurbaşkanı.
Alevilerin sorunları ise ortada duruyor.
Demek ki başka politikalar izlemek, "yeni şeyler söylemek lazım".
Benim fikrim bu. Yanılıyorsam, söyleyin.