xxx135
Sorumlu emekliler mi?
Maliye Bakanı Sayın Şimşek'in gazetelere yansıyan açıklaması sanki cari açığın, iç ve dış borçların tek sorumlusu emeklilermiş gibi hava estiriyor. Çünkü, Bakan'ın açıklaması gazetelerde "Emeklilik yaşı çılgın düzeyde", "Çok yüksek emekli maaşları çılgınlık" gibi başlıklar altında yer aldı. Bakan'ın verdiği rakamlar ve bu rakamları seçerken takip ettiği yol, sorunu olduğu gibi yansıtmıyor. Çünkü, şu anda devlet tarafından belirlenmiş olan asgari ücretin yeterli olduğunu söylemek mümkün değilken bu rakama bakarak "Şu anda 599 lira maaş alan asgari ücretli, emekli olduğunda en düşük 648 lira emekli aylığı alıyor" diyerek emeklinin çalışandan fazla aldığını belirtiyor. İyi de çalışanın aldığı 599 lira çok bir para mıdır? Emekli olduktan sonra aldığı 648 lira emekliye insanca yaşama imkanı sağlıyor mu? Gerek devlet tarafından belirlenen asgari ücret gerek bu ücrete bağlı olarak belirlenen emekli aylığının sefalet rakamı olduğunu devlet kendisi açıklamıyor mu? Durum böyle olunca "Çok yüksek emekli maaşları çılgınlık" demenin gerçeği gizlemeye yönelik bir çabadan öte geçmeyeceğini bilmem söylemeye gerek var mı? Kaldı ki emekliler çılgınlık olarak nitelendirilebilecek çok yüksek bir maaş beklentisi içinde de değiller. Onlar da içinde yaşadıkları ülkenin ekonomik durumunu bakan kadar olmasa da biliyorlar. Onların isteği çoluk çocuğuna muhtaç olmadan yaşayabilecekleri, hayatlarını devam ettirebilecekleri bir ücrettir.
Hemen belirteyim ki bu ülkede bazı devlet kurumlarında 38 yaşında emeklilik söz konusu oldu. Yani 18 yaşında okulunu bitirip işe başlayan bir görevli yıpranma zammı da dikkate alınarak 38 yaşında emekli olabildi. Bunun dışında yine 18 yaşında çalışmaya başlayan bir işçi de 25 yıl fiilen çalıştıktan sonra 43 yaşında emekli olabildi. Ama tüm bunlar uygulanmakta olan mevzuatın sonucuydu. Bunun için emeklilerin suçlanması mümkün değildir. Bir takım siyasiler bazı kurumlar karşısında seslerini çıkartamadıkları için 38 yaşında emekliliğe imkan sağlamışlarsa ve yine bir takım oy hesapları ile 43 yaşında emekliliğin önünü açmışlarsa bu kanuni hakkını kullandı diye emeklileri suçlamak mümkün olamayacağı gibi, emeklileri sefalet ücretine mahkum etmekte doğru olmaz.
Hemen belirteyim ki bırakan 38 yaşını, 43-45 yaşında emeklilik bile yanlıştır. Ancak buna karşılık ülkemiz şartları dikkate alınmadan 65 yaşında emeklilik uygulaması da yanlıştır. Bunun yanlış olduğunu çok yakında hep birlikte göreceğiz. Çünkü, pek çok çalışan, özellikle işçiler belli bir yaştan sonra işlerini kaybedecekler ama emekli olamayacaklar. Hem de öngörülen gün sayısı kadar prim ödedikleri halde. Emeklilik yaşını doldurmak için işsiz olarak evlerinde gün sayacaklar. Peki bu süre içinde ne yiyecek, evlerini ne ile geçindirecekler. Söz gelimi 55 yaşında gerekli gün sayısı kadar prim ödemiş bir işçi işini kaybettiğinde 65 yaşına kadar hayatını işsizlik fonundan sürdürebilecek mi? Kendisine böyle bir imkan verilecek mi? Yoksa hiçbir geliri olmadan 65 yaşını doldurmayı mı bekleyecek?
Devletin sıkıntısına çare bulmak adına devlet tarafından insanının sıkıntıya, yoksulluğa mahkum edilmesinin izahı olabilir mi? Ortada bir yanlışlık varsa buna çözüm bulmak durumunda olan vatandaş değil devlettir.. Demek istediğim o ki emeklilikle ilgili politikalarda yanlışlar vardır ama asgari ücretten emekli olan bir işçi emeklisinin aldığı 648 liralık emekli aylığını çılgınlık olarak nitelendirmek doğru değildir. Geçmişte yapılmış yanlış uygulamalar sebebiyle SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin sefalet ücretine mahkum edilmesi mazur gösterilemez. Var olan haksızlığı gidermez. Sayın Bakan genellikle işçi emeklilerinin asgari ücretten emekli olduklarına dikkat çekiyor. Özel sektörde istisnalar dışında pek çok yerde insanlar gerçekten asgari ücretten emekli oldular. Asgari ücretin üzerinde bir rakama çalışır olsalar da asgari ücretten emekli oldular çünkü işverenler öyle gösterdiler. İşçiler ise işlerini kaybetmemek için buna itiraz edemediler. Şimdi çıkıp da niçin itiraz etmediler diye sadece çalışanları suçlu ilan etmek., devletin görevini yapmamış olmasını gizlemek ne kadar hakkaniyet ölçülerine uygun düşer?
Demek istediğim o ki siyasilerin yanlışlarının faturasını zaten yıllardan beri emekliler çekiyorken şimdi bir de emeklileri ekonomik dengelerin bozulmasında baş aktör olarak sunmak sanıyorum haksızlıktır. Her şeye rağmen emeklilerin insanca yaşayacak ücreti talep etmeleri haklarıdır, bunu sağlayacak olanda siyasi iktidardır.