Dilek SOYSAL
SİZ GUGUK KUŞUNU BİLİR MİSİNİZ ?
Şu arada bir başını saatten çıkaranlardan değil ama…
Bu kuş yuvalarına kendi bakmaz, başka kuşlara baktırır. Bu yüzden
yumurtalarını başka kuşların yuvalarına bırakır. Daha önceden iyi tanıdığı bir
kuş türünün yuva yaptığını görünce ,yumurtlamaya karar verir. Gözüne
kestirdiği kuşun yumurtlamaya başladığını görür görmez planını uygulamaya
koyar.
Kuşun yuvadan uzaklaşacağı zamanı kollar. Zamanı gelince de derhal
yuvaya koşar, kuşun yumurtalarından birini aşağı atıp, yerine kendininkini
koyar…
Bir dişi guguk, yılda ortalama yirmi yumurta yapar ve her seferinde de
aynı stratejiyi uygular…
Yumurtadan çıkan yavru guguklar da en az anneleri kadar kurnazdır.
Doğar doğmaz ilk işi, üvey anne-babasının olmadığı bir zamanda, yuvadaki diğer
yumurtaları aşağı atmak olur. Çünkü sadece kendisiyle ilgilenilmesini ister.
Bakıcı kuş ise kendisinin sandığı guguğu özenle besler ve büyütür…
Bunu niye mi anlattım???
Düşünelim bize neleri çağrıştırdığını…
Diyeceksiniz bu guguk kuşları da kim???
Her geçen gün (tabi uyumakla meşgul olduğumuz için fark
edemediğimiz) bize kimliğimizi, kişiliğimizi, insanlığımızı unutturan dış mihraklar…
Artık dış/iç kalmadı ama, yinede bir nebze de olsa kendimizi aklamak için ‘’dış’’ ibaresini buraya koymak istedim…
Dışımız, içimiz kalmadı çünkü…
Nereye baksak parsel parsel satılmış, hemde en nadide yerler…
Bir Ulus’un Sanayii ve iletişimi satılmışsa, Ordusu sürekli sorgulanır duruma gelmiş ve artık halkına güven sağlamıyorsa, varın artık gerisini siz düşünün…
Hani yuvadaki bakıcı annenin yavrusu sanıp besleyip büyüttüğü yavru kuş
ise, her şeyimizi elimizden almaya hazırlanan, bugün içimizde gün be gün
büyüttüğümüz gelecekteki karanlık günlerimiz…
İnsanca yaşamayı başkalarının ellerine rehin verdiğimiz,onur ve haysiyetten biçare, parçalanarak,kan kusturulan yaşamımız...
Bu kurnaz guguk kuşuna karşı uyanık olmazsak, yuvamıza daha nice yabancı kuşlar! gelip, kendi yavrularımızı talan edip, kendileri kurulacaklar baş köşeye…
Farkındayız bu ironi hep yaşanıyor, ama yaşatmamak bizim yarınlarımıza sahip
yuvaya koşar, kuşun yumurtalarından birini aşağı atıp, yerine kendininkini
koyar…
Bir dişi guguk, yılda ortalama yirmi yumurta yapar ve her seferinde de
aynı stratejiyi uygular…
Yumurtadan çıkan yavru guguklar da en az anneleri kadar kurnazdır.
Doğar doğmaz ilk işi, üvey anne-babasının olmadığı bir zamanda, yuvadaki diğer
yumurtaları aşağı atmak olur. Çünkü sadece kendisiyle ilgilenilmesini ister.
Bakıcı kuş ise kendisinin sandığı guguğu özenle besler ve büyütür…
Bunu niye mi anlattım???
Düşünelim bize neleri çağrıştırdığını…
Diyeceksiniz bu guguk kuşları da kim???
Her geçen gün (tabi uyumakla meşgul olduğumuz için fark
edemediğimiz) bize kimliğimizi, kişiliğimizi, insanlığımızı unutturan dış mihraklar…
Artık dış/iç kalmadı ama, yinede bir nebze de olsa kendimizi aklamak için ‘’dış’’ ibaresini buraya koymak istedim…
Dışımız, içimiz kalmadı çünkü…
Nereye baksak parsel parsel satılmış, hemde en nadide yerler…
Bir Ulus’un Sanayii ve iletişimi satılmışsa, Ordusu sürekli sorgulanır duruma gelmiş ve artık halkına güven sağlamıyorsa, varın artık gerisini siz düşünün…
Hani yuvadaki bakıcı annenin yavrusu sanıp besleyip büyüttüğü yavru kuş
ise, her şeyimizi elimizden almaya hazırlanan, bugün içimizde gün be gün
büyüttüğümüz gelecekteki karanlık günlerimiz…
İnsanca yaşamayı başkalarının ellerine rehin verdiğimiz,onur ve haysiyetten biçare, parçalanarak,kan kusturulan yaşamımız...
Bu kurnaz guguk kuşuna karşı uyanık olmazsak, yuvamıza daha nice yabancı kuşlar! gelip, kendi yavrularımızı talan edip, kendileri kurulacaklar baş köşeye…
Farkındayız bu ironi hep yaşanıyor, ama yaşatmamak bizim yarınlarımıza sahip
çıkmamızla önlenebilir…
Benden söylemesi…
d.SOYSAL
Benden söylemesi…
d.SOYSAL
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.