Haşim AKIN
Sevmek Mi Dediniz?
Allah resulünün hayatı her yönüyle tam bir örnektir. O’nun hayatı kadar, yanında bulunan ve dünyaya ışık saçan yıldızların /sahabenin hayatı da calibi dikkattir. Yüz değil binlerce yıl devam edecek insanlık tarihine birçok örnek ışığın o dönemden parladığını görürüz. Eşine destek olmak ve onun hak davasında elinde var olan her şeyini, son kuruşuna kadar harcamak desek; şüphesiz aklımıza gelecek ilk örnek Hz. Hatice (RA) olurdu.
Eşine sadakat
Bana, “eşine sadakatin ve onu kurtarma uğruna göze alınan dasitani mücadelede kim örnektir?” diye sorulsa, “Allah resulünün baş düşmanı Ebu Cehil’in oğlu İkrime’nin eşi “ÜMMÜ HAKÎM BİNTİ HARİS” derdim.
Zira Mekke fethedilmiş, tüm şirk avenesi affa uğramıştı. Ama Allah resulü daha önce yaptıkları amansız düşmanlığın bir karşılığı olarak bir gurup düşman için; “Kâbe’nin örtüsüne bile gizlenmiş olsalar, yakalanıp öldürülmeleri” fermanın vermişti. İkrime de bunlardan birisidir. Ne var ki karısı Ümmü Hakîm, Müslüman olan bahtiyar kadınlardandır. Kendisinin İslam’la şereflenmesine sevinmekle beraber, içinde bir acı vardır. Zira yıllardır, hayatın acı tatlı iksirini beraber yudumladıkları kocası, Allah resulü tarafından idam cezasına çarptırılmış ve o da korkudan kaçmıştır.
Nereye gittiğini bile tam olarak bilmek mümkün değildir. Ama Yemen’e doğru gittiği haberini alır. Allah’ın kutlu elçisinin huzuruna varıp “İkrime’nin korkudan kaçtığını ve ona eman vermesini” ister. Allah resulü bu samimi isteği kıramaz ve İkrime’den idam fermanın kaldırır. Ama bununla yetinmeyen Ümmü Hakîm, İkrime’nin affına dair yazılı bir belge alır.
Yanına aldığı Rum kölesiyle birlikte Yemen yollarına düşer. Devrin soysa- ekonomik şartlarını ve ulaşım imkânlarını düşündüğümüzde, bunun bir kadın için ne kadar riskli olduğunu anlamak, hiç de zor olmayacaktır. Ama azmin elinden bir şey kurtulmazmış ya yollara düşer. Yolda giderken kölesi tarafından bir ihanete maruz kalacağını anlayınca, bir Arap kabilesinden yardım ister. Onlar da bu hain köleyi iple bağlarlar. Sonra yoluna yalnız devam eder.Tüm zorluklar içinde Yemen’e ulaşır.
Yemen yolları
Kocası İkrime’yi Tihame sahillerinin birinde bir gemiye binmişken yakalar. Çünkü Habeşistan’a kaçmak ve orada ölümden emin bir şekilde yaşamak istemektedir. Kendisine durumu bildirir. Affını müjdeler. Elinde taşıdığı eman-nameyi gösterir. İkrime bu konuda biraz mütereddittir. Ama biraz önce gemide yaşadığı ve gemicinin, “Denize Allah’tan başkasının hâkim olmadığı, ve başkasına yapılacak duaların boşa gideceğini bildirmesi üzerine, denize hâkim olan Allah; karaya da hakimdir” diyerek imana yaklaşır.
Konuşmalarınıza dikkat
Karısının ısrarları üzerine Mekke’ye dönmeye karar verir. Mekke'ye yaklaştıkları sırada Peygamberimiz (s.a.v) yanındaki Müslümanlara, "İkrime sizin yanınıza Mü'min ve muhacir olarak geliyor. Sakın onun babasına kötü söz söylemeyin. Çünkü ölüye kötü söz söylemek diriyi rahatsız eder. Ölüye bir şey erişmez." Diye uyarır. Onu ayakta karşılayıp kucaklar. "Hoş geldin süvari muhacir!" buyurur. Şehadet getirip Müslüman olmuştur İkrime... Onun Müslüman oluşu Peygamberimizi çok sevindirir.
İkrime'nin Müslüman olduktan sonraki ilk işi Mekke'de evlerde bulunan gizli putları kırmak olur. Zira kendisi Cahiliye devrinde put tüccarlığı yapardı. Allah resulü gönüllerdeki putları temizler, İkrime ve arkadaşları da çevrede var olanları…
Elbette İkrime’yi özel kılan öyle bir babanın böyle oğlu olması olabilir. Hatta Yermük savaşında, “şehit oluncaya kadar durmadan vuruşmaya devam” sözünü veren yiğitlerin arasında yer alması ve “son su yudumunu arkadaşına ikram ederek kendi hakkını cennet şerbetine saklaması” da olabilir. Ama asıl önemli olan eşinden gördüğü gerçek sevgidir.
Sadece varken yemek, iyiyken gülmek, mutluyken neşelenmek üzerine kurulmamış, ASIL CENNETİ HEDEFLEMİŞ VE ORAYA BİRBİRİNİ TAŞIYAN BİR SEVGİYE SAHİP OLMALARIDIR.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.