SEVİLLA GEZİ NOTLARI

Cordoba'dan ayrılıyoruz ve Sevilla'ya doğru yola koyuluyoruz. Sevilla, Cordoba'nın devamıdır aslında. Endülüs'ün güzelliklerini yaşamaya devam edeceğiz, sadece farklı bir şehirde. Sevilla, Endülüs medeniyetinin bir diğer önemli merkezi ve güzellikleriyle sizleri büyüleyecek bir şehirdir. Bu şehirde de tarih, kültür ve sanat dolu bir yolculuğa çıkacağız.

sevilla yat turu

Önce Sevilla’nın en büyüleyici güzelliklerinden birini keşfetmek için gezi programında önceden planlanan nehirde yat turu ile başladık. Yat turu şehrin tarihi ve kültürel zenginliklerini farklı bir açıdan keşfetmek için tam da aradığımız etkinliklerinden biriydi.

Vadi el Kebir Nehrinde ilerlerken, yavaş yavaş Sevilla'nın masalsı güzelliğinin farkına vardık. Bu görüntü karşısında, insanın içi ferahlıyor ve kalbinde bir huzur hissediyor.

Sevilla'nın güzelliklerine tanıklık ettiğimiz bu nehir turu, sadece görsel bir şölen değildi. Rehberimiz, bize şehrin tarihini, kültürünü ve sanatını anlatarak bu yolculuğu daha da zenginleştirdi. Kıvrımlı sokaklar, tarihi yapılar, köprüler ve bahçelerin manzaralarını seyrediyorum. Nehrin sol yakasındaki 36 metre boyundaki gözetleme kulesi şimdi Sevilla Denizcilik Müzesi olarak kullanılıyor

Nehir turumuz bitti ama Sevilla'nın güzelliklerinin büyük bir kısmı henüz keşfedilmeyi bekliyor. Bu şehirde keşfedilecek daha pek çok güzellik var. Çünkü Sevilla'nın tarihi ve doğal bir zenginliği var. Bu arada rehberimiz küçük bir hatırlatma yapıyor. “İspanya’nın Endülüs özerk bölgesinin başkenti Sevilla diye yazılır. Sebiya diye okunur.”

plaza de españa

Nehir turu sonrası İspanyol Meydanı adlı tarihi bir mekâna geldik. Yarım ay şeklindeki yapısı ile büyük ilgi çeken Plaza de Espana (İspanyol Meydanı) hoş mimarisi ile çok güzel bir tarihi yapı.

Rehberimiz Ali Osman Bey İspanyol Meydanı için şunları söyledi.

“İspanya-Amerikan Fuarı için 1929 yılında inşa edildi. Meydan önemli devlet adamlarının heykellerine ve kültürel etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır. Yine Arabistanlı Lawrence, Star Wars, vb. filmlerin bazı sahneleri bu meydanda çekilmiştir. İspanyol Meydanı binasının duvarları İspanya tarihi ve siyasi yapısına ait tablolarla doludur. Buraya gelen ziyaretçiler ilgi çekici bulduğu sanat eseri yanında fotoğraf çektiriyorlar.” Ben de seramikten yapılmış ilgimi çeken tabloların fotoğrafını çektim. Aşağıdaki tablo Nasri emirinin Granada şehrinin İspanyol ordusu komutanı kraliçe İsabella’ya teslim oluşunu anlatıyor.

Meydanın farklı yerlerinde sürekli flamenko gösterisi oluyor. Granada’da ücret ödeyerek izlediğim Flamengo dans gösterisini burada ücret ödemeden izledim. İspanyol Meydanının ortasından boydan boya bir kanal geçiyor. Bu kanalda kayık kiralayıp tur yapabiliyorsunuz ama kanal yaklaşık 500 metre kadar olduğu için bu kayık sefası fazla uzun sürmüyor o yüzden atlayabilirsiniz. İleride bu yapıyı ziyaret edecekler için tavsiyem şudur. Meydanı çevreleyen binanın üst katına çıkıp, meydanı oradan izlemeyi ve fotoğraflamayı unutmayın.

İspanya Meydanı sizi adeta zamanda yolculuğa çıkarıyor. İspanyol mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan bu yapı, aynı zamanda birçok ülkeden ziyaretçiyi kendine çekiyor.

Akşam olunca konaklamak için otelimize geldik. Ertesi gün Sevilla’nın tarihi ve doğal güzelliklerini ziyaret edeceğimiz için erkenden dinlenmeye çekildim.

sevilla şehir turu

Sevilla Endülüs özerk bölgesinin başkenti olarak diğer şehirlere göre daha düzenli, planlı ve parklarının çokluğu ile dikkat çekiyor. Özellikle Vadi el Kebir Nehrinin kıyısında epeyce park ve yeşil alan mevcut.

Sevilla şehri, Endülüs medeniyetinin izlerini taşıyan tarihi yapısı, sokakları ve kültürüyle kendine hayran bırakıyor. Bu şehri ziyaret etmek, sadece bir gezi değil, aynı zamanda bir zaman yolculuğu da demektir. Sevilla şehri ziyaretçilerini Endülüs döneminin tarihi ve kültürel atmosferi, yeşil alanları ve günümüz şehir planlamasıyla kendine hayran bırakmaktadır.

Gezi grubu olarak bir araya toplandık. Rehberimiz Ali Osman Bey Sevilla hakkında bizi bilgilendirdi.

“Sevilla, İspanya'nın güneyinde bulunur. Endülüs Özerk Bölgesi’nin en büyük şehridir. Endülüs ismi 711-1492 yılları arasında İber Yarımadası’nda Müslümanların yönetiminde bulunan bölgelere verilen isimdir. Endülüs emirleri Sevilla (İşbiliye) başta olmak üzere Endülüs bölgesini idare etmiştir. Bu dönemde Sevilla (İşbiliye) hem başkentlik yaptı. Hem de Kültür ve medeniyetin zirvesine çıkmıştır.

O dönemdeki adıyla İşbiliye’de özellikle Muvahhidler tarafından birçok imar faaliyetleri yapıldı. Şehre uzak mesafelerden su getirildi. Halkın gelir düzeyi yükseldi. İşbiliye’nin nüfusu arttı ve şehir “Endülüs ülkesinin gelini” olarak tanınmaya başlandı. İşbiliye Camii, ibadet ve eğitim açısında yetersiz kalınca dönemin devlet başkanı Ebu Yakup Yusuf, İşbiliye camisinin genişletilmesine öncülük etti. Böylece Endülüs bölgesinin en büyük camilerinden biri olan İşbiliye Ulu Camii yapıldı. Caminin hemen yanına Endülüs bölgesinin hatta İslam dünyasının en büyük minaresi yapıldı. 1198'de tamamlanan minare, Fas’ın Marakeş’teki Kutubiyya minaresi örnek alınarak yapılmıştır.

Yıllarca devam eden savaşlar ve on sekiz ay süren kuşatma sonucunda 1248 yılında Kastilya Kralı üçüncü Fernando şehri ele geçirdi. Büyük çoğunluğu Müslüman olmak üzere 400 bin kadar insan İşbiliye’yi terketmek zorunda kaldı. İşbiliye Ulu Camii tamamen yıkılarak yerine Sevilla katedrali (Santa Maria Kilisesi) yapıldı. La Giralda Kulesi diye anılan minarenin üst kısmı tıraşlanarak çan bölümü eklenmiştir. Günümüzde bir sanat harikası olan La Giralda Kulesi Sevilla’nın sembolü durumundadır.

1492 yılında Endülüs’teki son İslam devleti olan Nasriler Granada El Hamra Sarayında Katolik krallara uzun zamandır uygulanan ambargo nedeniyle savaşmadan şehri teslim etti. Bundan üç ay sonra Kristof Kolomb Hindistan’ı bulmak için İsabella’yı ikna ederek Amerika yolculuğuna başladı.”

Ali Osman Bey Kristof Kolomb’un Amerika keşfinin nasıl olduğunu anlattı.

“Kristof Kolomb deniz yoluyla Hindistan’ı bulmak için Portekiz ve Osmanlı devletlerinden yardım istedi. Olumsuz cevap alınca Endülüs’teki son İslam devletine son veren İsabella birazda zafer sarhoşluğu psikolojisiyle Kristof Kolomb’a her türlü yardımı sağladı. Kolomb gemide çalıştırılmak üzere hapishanedeki Müslüman tutsaklardan denizciliği bilen tayfaları tek tek seçti. Hindistan diye çıkılan deniz seferinin dönüşünde Avrupa değerli madenlerin yanında domates, patates, kakao vb. tropikal meyveleriyle tanıştı. Yeni Dünya’nın keşfi ile Sevilla daha da zenginleşti. Çünkü şehir, iki yüzyıl boyunca İspanya’nın denizaşırı ticaretinde en önemli şehirlerden biri oldu. Yeni Dünya’dan gelen altın ve gümüş, Sevilla’da paraya çevrildi, Yeni Dünya’ya yapılan tüm göçler buradan kalkan gemilerle yapılmaya başlandı.

Bugün Sevilla ziyaretçilere Alcazar Sarayı, Santa Cruz mahallesi, Altın Kule, Sevilla Katedrali ve La Giralda Kulesi gibi birçok tarihi eserle ev sahipliği yapmaktadır.”

Sevilla'nın tarihi sokaklarında yürürken, Endülüs medeniyetinin zengin kültürüne tanık oluyoruz. Bahçeler, avlular ve tarihi yapılar, şehrin güzelliklerini ortaya çıkarıyor. Sokaklardaki insanlar, yerel el işi ürünleri satan dükkânlar ve restoranlar, şehrin kültürel zenginliğini yansıtıyor.

sevilla katedrali,

Nihayet günümüzde Sevilla Katedrali olarak bilinen ama geçmişte İşbiliye Ulu Camii olarak anılan meydana geldik. Ali Osman Bey bizi Sevilla Katedrali ve La Giralda hakkında bilgilendirdi.

“İspanya'nın en büyük gotik katedrallerinden biridir ve UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer almaktadır. 15. Yüzyılda İşbiliye Ulu Camii yıkılarak yerine Sevilla kadetrali (Santa Maria Kilisesi) inşa edildi. Katedralin içinde İspanyol sanatının önemli eserleri bulunur. Katedralin yanında bulunan La Giralda Kulesi diye anılan Eski İşbiliye Ulu Caminin minaresi şimdi, katedralin çan kulesidir ve Sevilla'nın sembolik yapılarından biridir.

Yine Katedralin bir köşesinde Kristof Kolomb’un kabri var. Katedralin harika bir tavanı, işlemelerle dolu bir iç mimarisi vardır. Sevilla katedrali görkemli yapısıyla o tarihte dünyanın en büyük katedrali olan İstanbul’daki Aya Sofya’nın elinden almıştır. Halen günümüzün en büyük Gotik Katedrali ve dünyanın en büyük üçüncü kilisesi olma özelliğini korumaktadır.”

Ali Osman Bey La Giralda hakkında şunları söyledi. “İşbiliye Ulu Camii minaresi tam bir şaheser anıt niteliğindedir. İşbiliye Ulu Camii yıkılıp katedral yapılırken minaresi tam bir şaheser olduğu için yıkmaya kıyamamışlardır. Şimdi La Giralda diye anılan 104 metre yüksekliğindeki minareye ezan okumak için müezzinler o dönemde katırla çıkıyorlardı. Ziyaretçilerin büyük bir hayranlıkla seyrettiği minarenin harikulade bir işçiliği vardır. O dönemde İşbiliye şehri ekonomik ve bilimsel faaliyetlerin yanında sanat alanında da zirveye çıkmıştır.”

Minareye tekrar tekrar hayranlıkla baktım. Endülüs mimarisinin zirvesi diyeceğimiz bir eserle karşı karşıyayım. Bu görkemli sanat şahaserini gördüğüm için Rabbime şükürler olsun diye dua ediyorum. Bir yandan da Endülüs Emirlerinin kendi aralarındaki basit kavgalardan dolayı düşmanlara yenilmeleri sonucu başta camiler olmak üzere bütün İslam eserlerinin yıkılması karşısında içimi hüzün kaplıyor. Endülüs ziyareti hayata bakış açımı değiştirdi. Kendi kültürümüzle ilgili ne kadar tarihi ve kültürel eser varsa özelliklerini öğrenmeli ve yeni nesillere aktarmalıyım. Değişik açılardan La Giralda Kulesi ve Sevilla katedralinin farklı açılardan fotoğrafını çektim.

Not: La Giralda, pazartesi 11.00- 15.30, diğer günler ise 11.00-17.00 saatleri arasında açıktır. Giriş ücreti, 9 Euro’dur ve Sevilla Katedrali de girişi de ücretin içindedir. Yine Pazartesi günleri 16.30 ziyareti ücretsizdir. Her hafta Cuma günü 10.30’da (İspanya saatine göre) ücretsiz biletler satışa sunuluyor.

Sevilla'nın tarihi dokusu, İslam ve Hristiyanlık kültürlerinin benzersiz bir karışımını yansıtıyor. Sokaklarında yürürken, yüzyıllar öncesine götürülmüş gibi hissediyorsunuz ve her adımınızda tarihin izlerini hissedebiliyorsunuz.

Real Alcazar (Alkazar Sarayı)

Sevilla, tarihi yapıları ile de ünlüdür. Özellikle Alcázar Sarayı, bu şehrin en önemli ziyaret mekânlarından biridir. Rehberimiz Ali Osman Bey Alkazar Sarayı hakkında bizi bilgilendirdi. “Alkazar Sarayı Endülüs döneminin en etkileyici eserlerinden biridir. Kuzey Afrika’dan Endülüs bölgesine gelen insanlar Mağribi olarak adlandırılıyor. Endülüs şehirlerinde inşa edilen Cami, Saray ve binaların ince işçilikleri de Fas, Cezayir ve Tunus’tan gelen ustalar eliyle yapılmıştır. Endülüs şehirlerine inşa edilen eserler hem kale hem saray işlevini görüyor ve bu tür yapılara alcazar deniyor. Bu kelime, Arapça kasır anlamına gelen “el kasr” yani kasır kelimesinden İspanyolcaya geçmiştir.

913 yılında Kurtuba halifesi 3. Abdurrahman’ın nehir trafiğini kontrol etmek amacı ile Sevilla’ya bir valilik binası yapılmasını emretmesi ile inşasına başlanır. Alkazar Sarayı ilk bakışta bir saray gibi görünse de, burası aslında öncebir kale olarak yapıldı. Daha sonra İşbiliye şehri Endülüs’ün merkezi haline gelince yeni yapılan ilavelerle saray olarak kullanılmaya başlandı.

Daha sonraları Kastilya kralı Ferdinand’ın Sevilla şehrini almasıyla 14. yüzyılda Alkazar Sarayı zaman içinde İspanyol ve İslam mimarisinin özellikleriyle birleştirilerek çeşitli eklemeler yapılmış ve saray genişletilmiştir.

Saray insanı adeta bir masal dünyasına götürüyor. Yapıldığı dönemdeki estetik anlayışı, bahçeleri ve havuzları ile birlikte muhteşem bir atmosfer yaratıyor. Alkazar Sarayı Endülüs döneminde inşa edilen İslam mimarisinin ve bahçe tasarımının en güzel örneklerini yansıtmaktadır.

Sevilla

Sarayın içinde gezinirken, farklı dönemlerin izlerini göreceksiniz. Alkazar Sarayının bahçeleri, avluları ve salonları ziyaretçilerin hayranlıkla gezebileceği güzellikler sunuyor.

Saray Elhamra Sarayı’ndan etkilenerek yapılmıştır. Granada’da El Hamra Sarayı, Cordoba’da Kurtuba Ulu Camiden etkilendiğim gibi Sevilla’da da en

çok etkilendiğim yerin Alkazar Sarayı olduğunu söylemeliyim. Bahçe içinde palmiyeler, portakal ağaçları ve rengarenk güller bahçeye bambaşka bir hava katmakta ve ziyaretçilere huzur vermektedir. Sarayın içini hayranlıkla gezdim,

İnce işçilik eseri yapıları inceledim. Bahçesindeki yaseminlerin kokusunu içime çektim. Hatta havuz kenarındayken kendimi bir an dünyanın en güzel bahçelerinin içinde en sevdiğim dostlarla birlikte hoşça vakit geçiriyor gibi hissettim. Alkazar sanki beni aldı ve getirip rüyalarımdaki cennete bıraktı. Alkazar Sarayı Sevilla’ya gelecek olan ziyaretçilerin mutlaka görmesi gereken bir tarihi yapı olarak bekliyor.

Sevilla

Alcazar Sarayı günümüzde İspanya'nın en güzel saraylarından biridir ve UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer almaktadır.

Metropol Parasol

https://gezilecekyerler-listesi.com/wp-content/uploads/2019/12/paul_vanderwerf_metr_ZcaeQ.jpg

Sevilla’da mutlaka görülmesi gereken yerlerden bir de Metropol Parasol adlı Ahşaptan yapılmış enteresan bir yapıdır. Görkemli bu ahşap yapı, hem güneşten korunmak hem de üzerinden güzel bir manzara seyretmek için ziyaret edilebilecek bir yer. Metropol Parasol da, güneşten korunmak için inşa edilmiş olan bir şemsiye şeklindedir.

Ali Osman Bey kısaca bilgilendirdi. “Dünyanın en büyük ahşap yapılarından biri olarak bilinen Metropol Parasol, yaklaşık 150 metre uzunluğunda ve 25 metre yüksekliğinde. Birbirine bağlı 6 şemsiyeden yapılmış olan bu dev sanat eserine Sevilla halkı tarafından “Las Setas” (Mantarlar) olarak anılıyor. Bu şemsiyenin üzerinde dolaşabileceğiniz ahlap yollar bulunuyor. İspanyollar her ne kadar bu şemsiyenin altını tercih ediyor olsa da, turistler muhteşem bir manzara izlemek için bu sanat eserinin üzerine mutlaka çıkıyor. Siz de yukarı çıkıp etrafı izleyebilirsiniz.

Metropol Parasol’ün üzerine çıkmak için ödeyeceğiniz ücret 3€.dur.”

Madem buraya kadar geldim. Öyleyse ücretini vererek Metropol Parasol sanat eseri üzerinde yürümeliyim dedim ve tepeden etrafı izleyerek yürüdüm. Tavsiye ederim.

Sevilla’da gezilecek yerler listesi için 2 günlük bir süre yeterli. İspanyol Meydanı, Santa Cruz mahallesi, Sevilla Katedrali ve La Giralda, Metropol Parasol, Maria Luıse Parkı, Sevilla Arkeoloji Müzesi, Boğa Güreşi Arenası, Endülüs Çağdaş Sanat Müzesi, Büyük Nehirde Tekne turu ve son olarak Feria Caddesinde bulunan bitpazarını ziyaret edebilirsiniz. Eğer daha uzun süre bu şehirde konaklayacak olursanız daha yapılacak birçok şey bulabilirsiniz. Ayrıca daha fazla zamanınız varsa, Sevilla’ya yakın olan Granada, Malaga, Cordoba ve Ronda gibi tarihi şehirlerin yanında turistik cazibe merkezleri için de zaman ayırmayı düşünebilirsiniz.

sevilla’da ilim faaliyetleri

Endülüs'ün en parlak dönemi, İslam medeniyeti dönemi olmuştur. İslam medeniyeti, bölgeye barış, refah, adalet ve bilim getirmiştir. Endülüs, İslam medeniyetinin ışığı altında, sanat, bilim, edebiyat, tıp, matematik ve astronomi gibi birçok alanda büyük bir atılım yaşamıştır. Endülüs İslam mimarisi, sadece İslam dünyasına değil, Hıristiyan mimarisine de büyük bir etki yapmıştır. Bu yapılar, zengin desenleri, duvar resimleri, fıskiyeleri, bahçeleri ve mimari unsurları ile İslami sanatın en güzel örneklerinden bazılarıdır.

Sevilla, Endülüs İslam döneminde farklı medeniyetlerin ve kültürlerin bir arada yaşamasına olanak tanıyan hoşgörülü bir şehirdi. Sevilla'da doğan İbn Firnas, havacılık tarihinin ilk öncülerinden biridir. 9. yüzyılda yaşayan bu ilim adamı, uçmayı denemiş ve gerçekleştirdiği uçuşlarla tarihe geçmiştir.

Endülüs Devleti, İspanya'da yaklaşık 800 yıl boyunca varlığını sürdürmüş ve bu süre zarfında zengin bir kültürel, tarihi ve mimari miras bırakmıştır. Endülüs, İslam medeniyeti için önemli bir yerdir. İspanya'da gezilebilecek birçok tarihi ve turistik yapı Endülüs Devleti'nin izlerini taşımaktadır.

Müslümanların Endülüs’te kurdukları sulama sistemleri ve geliştirdikleri tarım usulleri, bugün de İspanya tarafından kullanılmaktadır. Avrupa’da temizlik kültürünün bilinmediği bir zamanda, Endülüs şehirlerini sebillerle, kanallarla ve hamamlarla donatan Müslümanlar, yarımadanın temizlik alışkanlıklarını köklü biçimde değiştirmiştir.

Endülüs'ü ziyaret eden Müslümanlar, İslam dönemi mimarisi ve sanat eserleri ile tanışarak tarihi bir yolculuğa çıkabilirler. Ben de en kısa zamanda tekrar Endülüs şehirlerini ziyaret etmek isterim. Okuyucularıma da tavsiye ederim.

Endülüs, tarihi boyunca farklı kültürlerin etkisi altında kalmış ve bu nedenle İspanyolca dilinde birçok Endülüs kökenli kelime bulunmaktadır. Bugün İspanyolcada dört binden fazla kelime, doğrudan Arapça kökenlidir ve günlük hayatta kullanılmaktadır. “Tanrı dilerse” anlamına gelen “O’jala” kelimesinin kökeni Arapça “inşallah”tır.

günlük dilde kullanılan bazı kelimeler şunlardır:

Aceituna - Zeytin (Olive) Azahar - Portakal çiçeği (Orange blossom) Almohada - Yastık (Pillow) Albóndiga - Köfte (Meatball) Albahaca - Fesleğen (Basil)Alcoba - Yatak odası (Bedroom)Almazara - Zeytinyağı fabrikası (Olive oil mill)Alquería - Köy evi (Farmhouse)Alcalde - Belediye başkanı (Mayor)Almendra - Badem (Almond).

Bu kelimelerin birçoğu İspanyolca dilinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu kelimeler, Endülüs bölgesinin İspanyolca dilindeki etkisini gösterir ve İspanyolca dilinin zenginliğine katkıda bulunur.

Müslümanlar pirinç, pamuk, şeker kamışı, dut, hurma, gül, şeftali, kayısı, portakal gibi meyve çeşitleri yanında, ziraî çiçekler ve sebze çeşitlerini de Endülüs'e getirmiş ve üretimlerini yaygınlaştırdılar. Daha sonra bu ürünler önce İspanyollara, onlardan da Avrupa ülkelerine yayılmıştır.

ispanya da ne kadar müslüman vardır

İspanya'da bugün Müslüman nüfusun sayısı kesin olarak bilinmemektedir, ancak tahminlere göre, ülke nüfusunun yaklaşık %2,3'ü Müslüman kökenlidir.

İspanya'nın tarihi açısından, 8. yüzyılda İspanya'nın fethi ile başlayan Endülüs dönemi boyunca, İslam İspanya’da hüküm sürmüştür. Ancak, Reconquista adı verilen İspanya'nın İslam egemenliğinden kurtarma hareketi sonucunda, 15. yüzyılın sonlarına doğru İspanya tamamen Hıristiyanlaştırılmıştı. Bu süreçte, Müslüman nüfus İspanya'da kalmaya devam etti. Ancak Hıristiyan dinine girmeye zorlandılar. Bunun sonunda ya baskı altında kalıp İslam'dan ayrılmak zorunda kaldılar; ya da başka ülkelere göç ettiler.

Bugün İspanya'da yaşayan Müslümanlar genellikle göçmen kökenlidir. En büyük Müslüman göçmenler Arap ülkeleri, Fas, Cezayir ve Pakistan'dan gelmektedir. Müslümanlar İslam’ın resmi olarak tanınan bir din olması sayesinde dini özgürlüklere sahiptirler.

sevilla’da ne yenir

Endülüs mutfağı, İspanya'nın güneyinde yer alan Endülüs bölgesine özgü bir mutfaktır ve İspanya'nın diğer bölgelerine kıyasla birçok farklı yemeği barındırır. Endülüs mutfağı, Akdeniz ve Orta Doğu mutfaklarından etkilenmiştir.

Endülüs yemekleri arasında, gazpacho adlı soğuk çorba, paella tarzı pilav, fritöz veya ızgara balık, kebaplar ve kuzu eti yemekleri bulunur. Endülüs'ün ünlü yemekleri arasında ayrıca "Rabo de toro" adlı boğa kuyruğu yemeği, "Migas" adlı ekmek yemeği ve "Salmorejo" adlı soğuk domates çorbası da yer alır.

Endülüs tatlıları arasında, "Tocino de cielo" adlı karamel tatlısı, "Arroz con leche" adlı sütlü pirinç tatlısı, "Pestiños" adlı hamur tatlısı ve "Polvorones" adlı bademli kurabiye bulunur. Ayrıca, "Churros" adlı kızarmış hamur tatlısı, sıcak çikolata eşliğinde kahvaltıda veya akşam yemeğinden sonra servis edilir ve Endülüs mutfağının vazgeçilmez tatlılarından biridir.

İspanyol yemeklerinin yanı sıra, Endülüs yemeklerini de bulabileceğiniz Sevilla’da her damak zevkine uygun bir şeyler bulmak mümkün. Çok sayıda yerel lokantalara ve cafelere ev sahipliği yapan Sevilla’da mutlaka denenmesi gereken lezzetlerden biri de soğuk domates çorbası Salmojero.

Salmorejo

https://gezilecekyerler-listesi.com/wp-content/uploads/2020/11/salmo-1.jpg

salmorejo, kökeni Cordoba’ya ait olan, domates ve ekmeklerden oluşan bir püre. Domates, ekmek, yağ ve sarımsaktan yapılır. Bunun yanında tatlılardan Tapas çeşitlerinden alabilirsiniz. Bir de Pionono adlı bir kek türü vardır.Kremalı ve kızarmış yumurta sarılı bir sünger kek çeşidi diyebilirim. Piononanın Vanilyalısı, çikolatalısı ve mandalinalısı gibi çeşitleri de vardır. Aklınızda bulunsun. Ayrıca, şehrin sokakları ve meydanları, yerel lezzetler, el sanatları ve tarihi dokusu ile zengindir

endülüs bölgesinde hediye ne alınır

Endülüs gezisinin son gününde Türkiye’ye dönerken sevdiklerimize neler alınır diye düşünüyorsanız hemen aklıma gelenler şunlardır.

Endülüs el sanatları: Endülüs bölgesinde geleneksel el sanatları da oldukça popülerdir. El yapımı çömlek, seramik, ahşap oyma, el işi nakış işleri, hasır ve sazdan yapılan örgüler, gümüş takılar El Hamra resimli Magbet gibi hediyeler seçebilirsiniz. Bunun yanında Cartuja seramikleri, zeytinyağı, manastır tatlıları da alabilirsiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum