Ayşe Nur MENEKŞE
SEN YÜREĞİNİ NEREYE BIRAKTIN?
Varlıkla yokluk arasındaki farkı görmeye, yokken varlığın kıymetini bilmeye var mısın? Başkalarını kendinden daha çok düşündüğünü hissettirmeye hazır mısın?
Kapıları aralamaya, elini uzatanların elini tutmaya, verirken hoşnut olmaya var mısın? Bencilliği bir kenara bırakanlardan olup, sadece başkalarının mutluluğunu tercih etmeye var mısın?
Sen bir açın karnını ne zaman doyurdun? En son ne zaman dindirdin bir ocağın yangınını? Yangınları bilir misin? Ocağında ateş yanmadığı halde umudunu katık yapanların yaşadığı huzuru bilir misin? Orada yangın yürekte başlamış ve bitmemiştir. Sofrada bir kuru soğan olsa da ekmeğin adıdır sevgi…
Bir sıcak çorbanın hatırını saydın mı hiç? Bir elmaya hasret kaldın mı? Tadını bilmediğin meyve ya da sebze var mı senin? Yediğin lokmayı boğazına dizecek kadar acı yaşadın mı oturduğun yerde… Göbeğini kaşıya kaşıya aç olanların halini seyrederken üzülmekle mi geçti yoksa ömrün?
Hayat sana karanlıkmış oysa… Vefa sana yabancı, zafer sana uzakmış… Sen kendini fildişi kulelerde sanırken yerin yedi kat dibindeymişsin meğer… Meğer ne çok aldanmışsın elindeki her şeyin senin olduğuna… Vermek zor, almak kolaymış bu hayatta… Almadan vermeye var mısın? Küskün bir yüreğe teselli olmaya? Başkalarının verdiği yaşam kavgasına dahil olmaya ve hayatı kimseye zindan yapmamaya var mısın?
İnsanoğlu en çok kendine düşmanlık edermiş. Hırslar en kötü düşman, nefis zalimin ta kendisiymiş… Oysa bu dünyada vicdanlarını unutanlardır en çok içi acıyanlar… Feryat duyduğunda kulağını tıkayanlar, bir mazlum karşısında başını çevirenlerdir hayatın tadını kaçıranlar… Dünyanın kendi eksenleri etrafında döndüğünü zannedip yalana, riyaya teslim olanlardır onlar… Üç kuruşluk hevesleri için dostunu düşmana satanlardır onlar…
İyilik nedir bilir misin? Al “her şeyim senindir” diyebilmektir. Başkalarına zulmetmemektir. Yetimi gözetmektir, sui zandan kaçınmaktır iyilik… Güzel söz söylemek, samimiyeti elden bırakmamaktır iyilik… Kapıdaki komşunla, akrabanla iyi geçinmek, anne ve babayı üzmemektir iyilik… Ahde vefalı olmak, derde devalar sunmaktır. Dostunu bilmek, kardeşini başkalarına ezdirmemektir.
İhsanda bulunmanın verdiği hazzı yaşamaya var mısın? Yokluğun gerçekten varlığın ta kendisi olduğunu anlamaya? Birini binlere katmaya? Binleri mutlu etmek için bir ufacık fedakarlık yapmaya var mısın?
Sen yüreğini nereye bıraktın? Malını devşirirken, makamını yüceltirken sen gözlerini neye kapattın?
İçimize gömmeye çalıştığımız acılarımız vardı hepimizin… Yırtık pantolonlarımız her düştüğümüzde biraz daha yırtılırdı eskiden... Bulduğumuzu yer, bulamadığımızda sevgimizle beslenirdik. İhaneti buyur etmemiştik hiç sofralarımıza… Şehrin caddelerinde parlak ışıkların büyüsüne kapılmamıştık o zamanlar… Mahallemizin direğinden sızan ışıkla sabaha kadar kurduğumuz hayallerimizle yarenlik eder, gün ışıdığında soluğu dostun yanında alırdık. Rüyalarımız bize arkadaş, kurduğumuz güzel cümleler bize şahit olurdu. Bize yani kardeşliğimize… Annelerimizin elimize tutuşturduğu bir dilim sıcak böreği boğazımızdan geçirmezdik sevdiklerimizle paylaşmadan… O zaman öğretmişlerdi bize göz hakkının ne olduğunu… Paylaşmanın çoğalmak olduğunu o zaman söylemişlerdi.
Şimdi makamlarımızı, hırslarımızı, mallarımızı o hayallerle değişmez olduk. O hayalleri unutalı çok oldu. Konuşmayı unutalı, dert anlatmayalı çok zaman oldu. Yüreklerde çiçek açtırmayalı, hüznü unutturmayalı, kardeşi hoş tutmayalı çok zaman oldu.
Oysa bir başkadır iyiliğin hazzı… Güneşi başkalarıyla görmek başkadır. Yıldızlara dokunmak bir başkadır mutluluğu paylaştığın biriyle… İyilikle yol almak, iyilikle yola çıkmak bir başkadır. Bütün bilgileri, bütün makamları, bütün servetleri toplasanız fethedilmiş bir yürek etmez. O yürekte özgürlük, güven ve mutluluk vardır. O yürek/ler kanatılmazsa, zafer sizin ayrılmaz parçanızdır.
Hiçlikten geldiğini unutma sakın… Var sandıkların gelip geçer bir gün sakın aldanma dünyaya …
Mutluluğu uzaklarda arama… Hayatın basamaklarını kıyam ile çık… Huzura secde ile var… Bir ah işitsen de bin defa af diye yalvar…
Sev seni seveni… Sevindir sevdiklerini… Irmaklar taşır susamışlara… Tebessümü yay, gülmeyi unutanlara… Aydınlat kararan günlerini... Öğret sabrın tesellisini aldananlara…
Hediyeni uzaklarda arama… İçten gelen bir niyaz ile dirilt ümitlerini… Huzura ahlak ve edep ile var. Unutma bereket iyilikle başlar.
İyilik için yarışmaya var mısın? Varını değişmeye, yokluğu satın almaya hazır mısın? Bir yüzü güldürmeye, avuçlarından merhameti yağdırmaya var mısın? Yüreğinin tenhalığından kurtulup, güneşe yürümeye hazır mısın?
Bugüne talip olma ey gafil gönül… Ezelden ebede bir yolculuk var. Güneş dürülüp, gök yarılırken seni de beni de bilen biri var.
Ödülünü uzaklarda arama… Hırsların önünde en büyük engel… Gayretini bu dünyaya harcama… Her ne yaparsan ameline kar… Sakın unutma bugünün yarını da var.
AYŞE NUR MENEKŞE
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.