Bu hafta 32. Gün’de Mehmet Ali Birand’ın konuğu 28 Şubat’ın önemli aktörlerinden Aczmendi Lideri Müslüm Gündüz’dü.

Müslüm Gündüz ve onun peşinden gidenlerin hem kıyafetleriyle olsun, hem hareketleriyle olsun, hem yaşam tarzıyla olsun diğer dini gruplardan epeyce farklılar.

Kendilerine 28 Şubat sürecinde bir rol biçmişlerdi ve bunlar da bu rolü en güzel şekilde oynadılar(!)

28 Şubat’ın bu önemli aktörü kim?

Kendisi aslen Elazığlı.

Akşam Sanat Okulu mezunu.

1985 yılından sonra memleketinde çevresindeki insanları etki altında bırakarak kendinden bahsettirmeye başlamış ve dinî sohbetlerle de bu etkisini artırmıştır.

Kendine özgü tarzı ve gurubunun adı da Aczmendi olan Müslüm Gündüz kıyafetleri ve saç, sakalıyla acaba İslamî bir havası mı var?

Dün televizyondan gördüğümde saçlarını örmüş ve iki yana salmış.

Kıyafetleri de siyah.

Saçı ve sakalları dağınık.

Hz. Peygamber’in (sav) hayatını incelediğimde O’nun bu tarz giyimine hiç rastlamadım. En fazla Hz. Peygamber saçlarının kulak memelerine kadar uzatmış.

Hz. Peygamber saçına ve sakalına o kadar itina edermiş ki, yabancı birinin karşısına çıkarken mutlaka saçlarını tararmış.

Aczmendilerin bir kere fiziki olarak sünnete mugayir bir durumları var.

Yaşam tarzı olarak da, zikir olarak da tamamen Hz. Peygamber’den farklı çizgideler.

Anlamadığım böyle insanlar hangi İslam’ın çizgisinde gidiyorlar?

İslam’ın insanların kalblerini ısıtması gerekirken, İslam’ın tamamen dışında yaşam tarzlarıyla, kılık - kıyafetleriyle, hal ve hareketleriyle bunlar kimlere hizmet ediyorlar?

Dün Müslüm Gündüz’ü dinlediğimde kendisinin nasıl bir maşa olduğunu gayet iyi anladım.

Kesinlikle askerle ilgisi olmadığını söylerken kapitalist biriyle arkadaş olacağıma sosyalist biriyle arkadaş olmak istediğini ifade eden Müslüm Gündüz, Fethullah Gülen’e de ateş püskürüyor. Kendilerinin çizgilerinin tamamen Bediüzzaman Said Nursi olduğunu, Fethullah Gülen’in kapitalist ve düzenin bir adamı olduğunu endirekt olarak ifade etti.

Fadime Şahin ile olan tanışmasını anlattığında “yok daha neler!” diye içimden geçirdim.

Meğersem mahzun, mazlum ve acılı kadın Aksaray’ın ünlü pavyonunda konsomatrislik yapan Fadime Şahin’e acıdığından yardım etmiş. İlk olarak telefonla görüştükten sonra birkaç kez yüz yüze görüşmüş ama bu durumun İslam’a aykırı olduğu için dinî nikâh kıyılarak işi kalıbına uydurmuş ve rahat rahat konuşmaya zemin hazırlamış Efendi Hazretleri(!).

29 Aralık 1996 tarihinde o ünlü baskından önce Müslüm Gündüz Hazretleri herhangi bir ilişkiye girmemiş, sadece o anda banyo yaptığından belinde peştamal olduğu halde yakalanmış.

Vah garibim vah.

Halvetinde tabir-i caizse çıtır bir bayan ve sen hiç bir şey yapmadan yıkanacaksın.

Behey Allah’tan korkmaz, senin erkeklik kanunlarında sakatlık mı var?

Kendini Hz. Yusuf gibi iradeli mi sanıyorsun?

Hem dinî nikâhı altına alacaksın bir kadını hem de ona dokunmayacaksın?

Dünkü konuşmasında hâlâ provoke havası vardı.

Türkiye’de meğersem Kemalizmi Recep Tayyip Erdoğan ortadan kaldıracakmış.

Bu sözle Kemalistleri Recep Tayyip Erdoğan’a karşı kışkırtmaya çalışıyor.

Kapitalistme karşı olduğunu açık açık söylerken doğruyu söylüyor.

Müslüman’ın da mal sahibi olmasını da söylerken de doğruyu söylüyor.

Ama bir tarikat liderinin 2 – 3 katlı evi olmasını uygun bulmuyor.

Bunda çelişki yok mu?

Kendi alın teriyle kazanıp kazanmadığı konusunda bilgisi olmadığı halde onu suçlamak ne kadar doğru?

Yüce dinde hüsnü zanda bulunmak yok mu?

İslam’a aykırılıkları bunla da bitmiyor.

En ilginci de çarşafsız bir kadınla tokalaşmıyor ama çarşaflı bir kadın onun bacısı yerinde tokalaşabiliyor.

Mehmet Ali Birand’ın sekreterinin buraya gelse tokalaşır mısın sorusuna verdiği cevap bu.

Bir de çarşaflı kadınlar sadece İslam’ı temsil ediyormuş. Diğer kadınlar ona göre tükaka.

Daha ne saçmalıkları var Efendi Hazretlerinin.

Acaba diyorum, bu muhterem insan İslam’a ne kadar faydası oldu?

Ya da hiç oldu mu?

Ama ben geriye şöyle bakınca; dindarların halk nezdinde soğumasını sağlayan bu değil miydi?

Dindar insanların uçkur düşkünü olduğu yaftasını da yapıştıran yine bu değil miydi?

Evet, aradan 15 yıl geçmiş ve tekrar sahnelerde.

Şimdi neyin peşinde?

Zamanla göreceğiz bakalım.