xxx95
Semt işletmesi 3
Semtte bir de 'kasa' vardır. Halk isterse dışarıda da çalışır, 'para' kazanır ve getirip kasaya verir, karşılığında 'işletme senedi' alır; sonra o senetle 'semt bakkalına/marketine' gider ve istediği malı satın alır. Civardaki komşu semtlerden çalışanlar gelir, çalışır ve 'işletme senedi'ni alır, bunu kasaya götürerek paraya çevirir ve gider.
TÜCCAR ise kendi parası ile ham maddeyi alır ve ambara teslim eder. Bakkalda/markette satılacakları da alır ve bakkala teslim eder. Karşılığında 'işletme senedi'ni alır. Sonra o senetlerle semtte üretilen mamul maddeleri alır ve dışarıda satar. Tüccar böylece iki defa kâr eder; alırken kâr eder, satarken kâr eder.
HALK bakkaldan aldıklarını evde tüketir ve emeğe çevirir, sonra işyerine gider, emeğiyle ham maddeyi mamul maddeye çevirir.
FİYATLAR ambardaki ham madde, ara madde ve mamul madde stokları ile tesbit edilir; bakkalda da raflardaki stoklara göre tesbit edilir.
ÜCRETLER ise fiyat farkları ile belirlenir.
Hangi ambarda mal çoksa fiyat azdır, oradan alınır.
Hangi ambarda mal azsa fiyat çoktur, orada satılır.
Tezgah kirası ve işçi ücreti bu kârdan paylaşılır.
Bu semt bakkalı ve semt atölyesi işletmesinden ne gibi yararlar sağlanır?
- İşletmeye 'para' girmez, onun yerine 'işletme senedi' bulunur. Böylece işletmelerin en büyük sorunu olan 'sermaye' derdi sona erer, işletme bu dertten kurtulur; daha da önemli bir şey olur 'FAİZ' belası son bulur, faiz ödenmez.
- Çalışanlar işletme senetlerini hemen paraya veya mala çevirmezlerse ne olur? Onların orada durmaya devam eden emeklerinin karşılığı değerlenir ve semt işletmesine 'sermaye' olur. Bu arada sermaye senedi değer kazanır ve sermaye senedinin değer kazanmasından onlar da yararlanır. Sermaye kârı da tahakkuk ettirilir. Bu uygulama sayesinde 'faiz' yerine 'kâr' konmuş olur; 'haram' olan faizin yerini 'helal' olan kâr almış olur.
- İstediğimiz kimselere biz 'kredi' verebiliriz yahut bize katılmalarını sağlayabiliriz. Böylece içimizde ve kendi aramızda 'kredileşme' gerçekleşir. Bu arada 'karzı hasen' kurumunu da yeniden ihya etmiş oluruz. Hakkı, hakikati, doğruları, güzellikleri, eski hayırlı yapılanmaları yeniden ihyada hayat vardır.
- En önemli özelliği ve güzelliği sona sakladım: Semtte hiçbir şey 'para' ile alınmadığı ve satılmadığı için tüccarın bir malı semte satabilmesi için semtten bir şey alması gerekir, bir şey alabilmesi için de ona bir şey satması gerekir. Yani bu sistemde iki defa kâr eden tüccar birinden kâr ediyor, diğerinden zarar ediyorsa ve genel olarak toplamda kâr ediyorsa o işi yapmaya devam edecektir. Diğer özellik ve güzellikler aşağıda.
Kriz zamanında mamul madde satılmaz; satılsa bile ucuz satılır. Tüketim malları pahalanır. Tüccar bakkaldan/marketten elde ettiği kârla ucuza satmak zorunda kaldığı semtte üretilen ürünün zararını kapatır. Bu uygulama sayesinde semt içinde işsizlik olmaz, ekonomik sıkıntı olmaz, kriz olmaz. Aksi de doğrudur, kıtlık da olmaz. Ekonomik hayat, üretim ve tüketim devam eder. Yani; semt dışındaki fiyat değişmeleri semt içine olumsuz bir şekilde etki etmez, hayat normal ve istikrarlı bir şekilde devam eder gider.
Böylece 'tüketim kooperatifi' şeklindeki bakkal/market yapılanması, 'üretim kooperatifi' şeklindeki semt atölye işletmesi ve 'semt senedi' işsizliği çözmüş olur.
Bu vesileyle önemli bir hatırlatma daha: Daha önce de yazdım; 'işsizlik sorunu'nu çözerseniz 'terör sorunu'nu da çözmüş olursunuz.
'Semt işletmesi' ile başladık; 'semt ve bucak yapılanması' ile devam edeceğiz...