Recep KOÇAK
Seçim sonuçları ve Gannuşi
1 Kasım seçimleri öncesi iddialı değerlendirmeler yapan ve Ak Parti’nin yeniden tek başına iktidara gelişini göremeyenler şimdi çok üzgün. Onlardan bazıları yarım ağız özür diledi. Bazılarının ise ağzını bıçak açmıyor.
Seçimler öncesi halkın suskunluğunu iyi bir dersin, bir Osmanlı tokadının gelmekte olduğuna yoranlar olmuştu. Onların tahmini doğru çıktı. İçerden ve dışardan algı operasyonlarıyla halkın iradesine ipotek koyma girişimlerinde bulunan çevrelerin tamamı tokadı yedi. Seçmen yine “ince ayar” yaptı. Bir zamanlar vesayetçilerden yana tavır alan partileri nasıl Meclis dışında bırakmışsa, 1 Kasım’da da yanlış tavır sahiplerinin tamamına dersini verdi.
Seçimlerde yüzde 49.5’lik oy çok farklı nedenlerle Ak Parti’ye verildi. Seçim sonrası yapılan araştırmalar seçmenin Ak Parti’yi tercihinde çok sayıda faktörün etkili olduğunu gösteriyor. Onlardan bazıları şöyle; yapılan hizmetler, Tayyip Erdoğan sevgisi, istikrarın korunmasına olan ihtiyaç, 7 Haziran’da yapılan uyarıları Ak Parti yönetiminin dikkate alması.. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kullandığı iletişim dili, geniş toplum kesimlerinin neredeyse tamamını doğrudan ilgilendiren vaatler de alınan sonuçta etkili oldu elbet.
Türkiye içerisinde birbirinden hayli uzak çevrelerin bir araya gelerek Ak Parti’ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seviyesiz ve acımasızca saldırmış olması da seçmenin bir kısmının öfkesini çekti. Batı başkentlerinden Türkiye’ye nizamat vermeye kalkan yayınlar da insanımızın kanına dokundu.
Deniz Feneri Derneği’ne seçim öncesi bağış yapan bir vatandaş, banka üzerinden gönderdiği para ile ilgili şu mealde bir not düşmüş: “Ak Parti’ye oy vermemek üzere yemin etmiştim. Yeminimden dönüyorum. Oyumu Ak Parti’ye vereceğim. Bu miktarı yeminimin kefareti olarak ihtiyaç sahiplerine ulaştırın.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Bu saldırılarda hedef ben değilim, ailem değil. Asıl hedef Türkiye” hatırlatma mesajları da yerine ulaşmış görünüyor.
Erdoğan’ın seçimlerden birkaç gün önce, “Sandıktan çıkacak sonuca herkes razı olmalı” sözünü birkaç defa ve kararlılıkla söylediğini gördüğümde, çoğumuz için sürpriz olacak bir sonucun beklendiğine yormuş, bu tahminimi bazı dostlarla da paylaşmıştım. Oy kullanma işlemleri devam ederken kaleme aldığım geçen haftaki yazımda bu beklentime dair satırlara yer vermiştim. Çıkan sonuçlar İslam dünyasında mağdur ve mazlum milyonları sevindirdi, umutlandırdı. Diktatörler ve onların destekçisi çevreler ise çok üzüldüler.
Sevinenlerden birisi de Tunuslu lider Gannuşi idi. Tunus Nahda Partisi Lideri Raşid El Gannuşi geçtiğimiz hafta İstanbul’daydı. Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Eğitim ve Kültür Komisyonu tarafından düzenlenen "Oku, Dinle ve Yaşa" etkinliği kapsamında Türkiye’ye gelen Tunus Nahda Partisi Lideri Raşid El Gannuşi, İslam dünyasının gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye’nin, 1 Kasım Pazar günü yapılan son seçimde, o günün Allah’ın bir günü, İslam’ın bir günü, demokrasinin bir günü, olduğunu anlattığını söyleyen Gannuşi, “Bu sadece Türkiye’yi etkileyen bir gün değil, tüm bölgeyi etkileyen bir gündü. Türkiye’nin stratejik olarak Ortadoğu’daki duruşu, konumu bütün bölgeyi etkileyen bir konumdu” şeklinde konuştu.
Adalet ve Kalkınma Partisine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, Ahmet Davutoğlu’na, Türkiye’ye bütün olarak büyük bir saldırı ve algı operasyonları olduğunu vurgulayan Gannuşi konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Türkiye bunun farkına vardı. Diktatörlüğe karşı özellikle siz biliyorsunuz; Ortadoğu’daki seçimler bir diktatör seçmeye yönelik yapılırken Türkiye’de yapılan seçim gerçekten bir Cumhurbaşkanı seçmeye yönelik yapılan seçimdi. Şimdi karşılaştırma yaptığımızda Ortadoğu’da gelen diktatörlerle Türkiye’de başa gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan seçimle gelmişken aradaki fark çok barizdi. Bu çok açık bir mesaj vermekte Recep Tayyip Erdoğan demokrasiye bağlı bir adam olmakla beraber seçimlere son derece saygılı olduğunu bir kez daha göstermiş oldu. Dolayısıyla da Türk milleti kendisini ve partisini ödüllendirdi. Türk lirasının da bu seçimden sonra tekrar kıymet ve değer kazandığını gördünüz. Böylece geçen seçimlerden sonra muhalefet partilerinin bir sonuca varamaması sürekli şart koşması koalisyon kurması için kendisine bu şartları yüksek görmesi ve asla çözüme yaklaşmamasını Türk halkı da görmüş oldu. Arap ülkeleri olarak bizim Pazar günü çok büyük bir sevincimiz vardı. Arap Baharı yaşayan ülkeler rahat bir nefes aldı. Türkiye aslında mülteci insanlar için açtığı kucağı sadece Suriyeliler için söylemiyorum; Mısır’da, Irak’ta, Libya’da, Filistin’de herkes sevindi, rahat bir nefes aldı Pazar günü. Adalet ve Kalkınma partisi değil tüm Türk halkı kazandı. Türk milletinin kazanmasıyla tüm Arap ülkeleri de kazandı, çok tebrik ediyorum sizleri.”
Türkiye'nin İslam'ı ve laikliği aynı anda koruyabildiğini belirten Gannuşi, özgürlüklerin bir arada yaşayabileceğini kaydetti. Türkiye'nin Arap ülkelerinde rol model olduğunu yineleyen Gannuşi, “Türkiye'deki laik bir anayasa, İslami bir anayasa olmasa bile İslam'ın rahatça yaşanabildiği bir anayasa var. Özgürlük sizce de bu değil midir? Türkiye'deki demokrasi zaferi umuyorum ki diğer Müslüman ülkeler için de umut ışığı olur” diye konuştu.
…
1 Kasım’da seçmen Ak Parti’ye yeniden büyük bir kredi açtı. Ak Parti’nin başarıları sadece Türkiye’deki seçmenleri sevindirmeyecek. Bir başarısızlık durumu da milyonlar için hayal kırıklığı ve büyük kayıplar anlamına gelecek. Allah korusun.
İşleri ehil ellere teslim ederek ve iyi denetleyerek şimdiden 2019 ve 2023 seçim sonuçları garantiye alınabilir. Zira bu millet, kendisine samimi olarak hizmet edenleri yarı yolda koymaz. Büyük atılım, reform ve kalkınma adımları için bu dönem daha dikkatli ve titiz olunmalı. Allah bu kadrolara yeniden ülkemize ve tüm mazlum coğrafyalara hizmet etme ve umut ışığı olma görevi verdi. Kıymeti biline..
recep.kocakk@gmail.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.