İbrahim DANACILAR
Sanal Takva Jargonlu Müslümanlar
Uzun zamandır sosyal paylaşım sitelerinde bende varım.
Sosyal paylaşım siteleri aracılığı ile bir çok konu ve kişiler ile ilgili faydalandığım analizlerim olduğu gibi, oldukça ilginç analizlerim de oldu…
Bu ilginç analizlerimde ‘’en endişe duyduğum konuyu’’ size bu yazımla açmak istiyorum.
Hayatımızda sosyal paylaşım neredeyse olmazsa olmaz olduğunu görebiliyoruz. Sosyal paylaşımın kullanıcısına birçok faydası olduğu kadar, kişiliğini henüz oturtturamamışlar için ise, sosyal paylaşım neredeyse tam bir felaket…
Sosyal paylaşım siteleri kullanıcılarının çoğu; Siyasi, bürokrat, ünlü ve güçlü işadamlarına yalamalık yapmalarının yanı sıra ‘’ falanca kişi ile, şurada şunu yiyip, şunu içiyoruz’’ Şeklinde ve kendini olduğundan faklı bir şekilde göstermeye çalışanların ‘’psiko tedavi’’ merkezleri haline geldiği ne yazık ki, ortada…
Aslında beni bunların içinde en çok ilgilendiren ve endişelendiren "Bizim sanal takva jargonlu müslümanlar"
Bu kardeşlerimiz; Birçok ayet’i, hadis’i, önemli İslam mütefekkiri ve alimlerin derin sözlerini paylaşır, hemen akabinde ise, bir öncekine tam zıt bir paylaşım yaparak, büyük bir tezat’a imza atarlar. Ancak bu tezat’tan haberleri yoktur. Çünkü gözlerini ilgi çekmek beğenilmek ve Rt. almak hırsı kaplamıştır…
Bizim Sanal Takva Jargonlu Müslümanlar, 3 Madde İle Sosyal Paylaşımı Şöyle kullanır:
1) Mevlana Hz. Şems Tebriz-i Hz. ve Necip Fazıl’ın derinlik dolu sözlerinden vampirleşmiş nefsani duygularını tatmin etmeye başlayıp, bu müstesna sözleri kişisel ilanı aşk olarak ve birilerine cilve veya gönderme şeklinde kullanır, en kötüsü de bu durumdan hiç rahatsız olmayan bir cürrete bürünebilirler…
2) Manitacılığından ödün vermeyip, aslında şerii olarak haram kabul edilen veya hoş görülmeyen ilişkilerinin detaylarını facebook ve twitter aracalığı ile birçok kimseyi de bu durumlarına şahid ederler. Bir önce ki paylaşımında, ayet veya hadis yazan bu kişiler, bazı bilgi eksikliği olan kardeşlerimize maalesef bu şekilde örnek olmayı başarır. Ancak kendisi ne yazık ki, halen hizmet ettiğini düşünür... Aslında bu kişiler, söz’de takva’dır ancak özde belirsizlerdir.
3) Bazen sabah namazına kalkar ve hemen bu durumunu, şeytanında desteği ile millete ilân eder ve çoğunlukla "Namaz uykudan hayırlıdır" diye paylaşımda bulunurlar. Görenler bilir ki, bu kişi sabah namazına kalkmıştır. Aslında bu yazıyı başka vakit yazabilir veya sabah namazının önemini birçok şekilde yine sosyal paylaşımda vurgulayabilmek varken… Şeytan sağdan gelip, onlara hizmet etmesi gerektiğini fısıldamıştır bir kere…
Yazının Özü:
Bakınız sevgili kardeşlerim; Elbette sosyal paylaşım herkesin hakkı olduğu gibi sizlerin de hakkıdır. Ancak bu durumunuz dinimizin en aşağı gördüğü, münafıklık alemetleridir ki, hepimiz için oldukça tehlikelidir…
Gelin bu halden dönün! Elbette günah işleyebiliriz ancak bu durumumuza mümkün olduğunca kimseyi şahid olarak tutmamalıyız. İbadetlerimizi ifşa etmek başkadır, başkalarını ibadete davet etmek ise, başkadır... Bu durumu iyi kavramalıyız!
İslam dini; hiçbir şahsi nefsani arzuya asla ve asla malzeme olmayacak kadar, mukaddes ve özeldir…
Bu din hepimizindir. Bu dini yozlaştıran biz olmamalıyız! Bilakis yozlaştırmaya çalışanlara karşı hepimiz sık bir saf şeklinde, dik ve vakur durmalıyız…
Ayet’ler bizlere peygamberimiz aracılığı ile, düşünüp tutalım diye gönderilmiştir.
Hadis’ler yaşamımızı dini islama göre daha periyodik bir şekilde uyarlamamız gerektiği için efendimiz tarafından söylenmiştir.
Mütefekkir ve alimlerin sözleri ise, bizlere efendimiz Hz. Muhammed (Sav.)’e nasıl bir ümmet olmamız bilincini ve din-i islam’a nasıl hizmet etmemiz gerektiğini anlatır…
Elbette ki, ayetleri, hadisleri ve büyüklerin sözlerini her platformda insanlığa hizmet amacında kullanabilirsiniz. Ancak bu kullanma şahsi ve nefsani olursa, kuşkusuz sonunuz felakettir bilesiniz…
Rabbimiz; hepimizin bildiğimiz ve bilmediğimiz tüm kusurlarını bağışlasın…
Vesselam…
İbrahim DANACILAR
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.