xxx95
'Saadet'ten 'Yeni Medeniyet'e...
'SAADET' derken, sekizinci yazıda kısa ve öz olarak ne dersin diye soranlara derim ki: 'SAADET'ten 'YENİ MEDENİYET'e doğru...
Ne demek istiyorum?
Demek istediğimin iyi anlaşılması için bundan önceki yedi yazıma daha dikkatlice bakılması gerekiyor. Bu zahmete katlanabilenler için mesele yok; onlar zahmet ederler, çalışırlar, bakarlar, görürler, ilm ederler, akl ederler, fehm ederler yani anlarlar ve anladıklarını amele dönüştürürler... İlim ve amelin, teori ile pratiğin at başı birlikte gittiği doğru yolda giderler; peygamberlerin ve onların yolunda binlerce yıldan beri yürüyenlerin yürüdüğü, dünya ve âhiret saadetinin elde edildiği zahmetli ve çileli yolda yürürler...
Ne demek istediğimin kısa bir özetini sunayım.
Bir, iki, üç; Saadet Partisi: Kongreden iktidara... Bir iki, üç; Yeni Anayasa'da 'Yeni Devlet' organizasyonu ya da Yeni Anayasa, 'Yeni Devlet' ve ekonomi/siyaset yazıları yazıldı... Bir tek kelimeyle, yedinci yazıda 'ADALET' dendi ve detayları anlatıldı...
Bugün de yeni medeniyete giden 'SAADET' anlatılıyor...
SAADET kapısı ya da evi anlamında 'dersaadet'...
Saadete giden yol anlamında SAADET...
Ve de SAADET KONGRESİ...
Tevafuk 24-26 Haziran günlerinde başladı ve Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş ile Millî Gazete yazarları olarak 28 Haziran akşamı bir araya gelindi... Sonrasında bu vesileyle bu sekiz yazı yazılmaya başlandı... "Millî Görüş Hareketi"nin kırk yıllık özü ve özeti bu kelimelerde: Millî Nizam... Millî Selâmet... Refah... Fazilet... Ve SAADET... Bunların tamamı mukadderatın ve tevafukun eseri değil mi?..
FARK VAR - SAADET VAR: Aslında bu fark kırk yıldan beri var; ERBAKAN'ın önderliğinde "Millî Görüş Hareketi" başladığından beri var; "Adil Düzen ve Adil Ekonomik Düzen" Türkiye ve bütün dünyaya "bir medeniyet projesi" olarak sunulduğundan beri var... Batı merkezli "kuvvete dayalı zalim uygarlık" insanlığın sorunlarını çözemedi, aksine Batı sürekli sorun üretti; üretmekle kalmayıp sorunları daha da çoğalttı ve günümüzde "SOSYAL TUFAN" seviyesine yükseltti. Batı merkezli bu uygarlık hep savaş, sömürü, kriz, zulüm ve adaletsizlik oluşturdu. Sadece ülkemiz değil, bütün beşeriyet ve dünyamız bu sorunlarla boğuşurken; tam da işte bu zamanda, böyle bir kritik vakitte, insanlık "yeni bir dünyaya, yeni bir medeniyete, Hakka ve adalete dayalı bir medeniyete" muhtaç. Ülkemizdeki bütün siyasi partilerin önemsediğim çok önemli bir sorunu var: Saadet dışındaki partiler bu "yeni medeniyet ihtiyacı"nın farkında değiller. İşte tam da bundan dolayı, "yeni medeniyet projesi"ni sunmasından dolayı, "Adil Düzen"i "bir medeniyet projesi" olarak takdim etmesinden dolayı: FARK VAR - SAADET VAR...
Tekrar hatırlayalım: Bize göre "dört temel sorunumuz" neydi? Bir: İŞSİZLİK yani aş, iş, eş/ev/evlilik/evlatlar, geçim ve yolsuzluk, yokluk, açlık... İki: BORÇLAR yani ülkenin faizli iç/dış borçları ile vatandaşların şahsi/kredi borçları... Üç: ADALETSİZLİK yani Anayasa, AYM, Yargıtay, Danıştay vs. vs. meseleleri... Dört: MEDYA yani millî olmayan dışa bağımlı her türlü yazılı ve görsel yayınlar... Ve: Bunların ÇARE VE ÇÖZÜMLERİ...
Son yazıda 'ADALET!' diye feryat ettik... 'Adalet önemli, adalet her şeyin başı, adalet mülkün/yönetimin temeli' dedik ve sorduk: 'Peki, ülkemizde "adalet" ve "adil devlet" ya da "adil yönetim" var mı?' Cevap: Ülkemizde adalet, adil yönetim, adil devlet düzeni yok, yok, yok! Soru: Düşünsenize; ülkeyi AKP mi idare ediyor, yoksa AYM mi?!.
İşte tam da bundan dolayı: "Yeni Anayasa'da 'Yeni Devlet' organizasyonu..."
İşte tam da bundan dolayı: 'SAADET'ten 'YENİ MEDENİYET'e...
SAADET KONGRESİ yeni medeniyete vesile olur inşaallah...
Selâm, sevgi, saadet ve nice duâ, duâ, duâ ile...