Mustafa YILDIZ
Saadetimiz için SAADET
Seçimlere ramak kala son vazifemizi deruhte edelim istedim.
Vakit su gibi akıp gidiyor. İnsanlar hızla değişen dünyanın meşekkatinden olsa gerek sakin bir kafa ile düşünmekte zorlanıyorlar.
Bu da meseleleri doğru analiz etmemize çoğu zaman mani oluyor.
Bizim, bakınca güzel gördüğümüz bir yüzün arkasında gizlenmiş nice çirkinlikleri sonradan farketmemiz aslında derdimize de merhem olmuyor.
Aynı delikten hep ısırılıyoruz.
Aktörler değişiyor.
Ama senaryo aynı mihraklar tarafından yazıldığı için, onlar açısından bir şey değişmiyor.
Kah başına meydanlarda Kur’an’ı öpüp koyan, kah internette Kur’an okuyan kimselerle karşılaşıyoruz.
İçinde yaşadığımız devir, akların kara, karaların da ak gösterildiği bir devir.
Uzun uzadıya felsefik analizler yapmanın da an itibarıyla ve esen hava münasebetiyle aslında faydasının olmadığına kaniim.
Yine de ‘kısa vadeli menfaat güdüleri’ ile hareket etmenin, memleket insanımızı içinden çıkılmaz bir darboğaza götüreceği endişesiyle, son bir feryadın bizleri kendimize döndürmesini ümit ediyorum.
Gömlek çıkarmanın öyle zannedildiği gibi hafife alınmaması gerektiğini, usta gazeteci rahmetli A(tı)fet Ilgaz hanım Yusuf (as) dan bahisle, gömleğinin kokusunun Yakub (as) ın gözlerini açtığını, Milli Gazete’de yazdığı bir yazısında dile getirmişti.
Hidayet, Feraset ve Dirayet gömlek çıkınca giden ve daha sonra yapılan onca reklama ve pohpohlamaya rağmen gelmeyen melekelerdir.
Bir dört yıl daha verelim de son hamlelerini yapsınlar diye kendisi için oy istenen iktidar partisinin, alacağı yetkiyle bundan sonraki dönemde de sadra şifa olacak adımlar atamayacağını, kurtuluşun sözde değil, fiilde İslam Birliği’nden yana olduğunu dile getiren ve D-8’leri kurarak bunu da ispatlayan SAADET’te olduğunu ifade etmek istiyorum.
Bir dahaki seçimlerde kaybolan on yedi seneye ağlamamak için SAADET diyorum.
‘Ve ma aleyna illel belagul mubin’
Allah encamımızı hayreylesin.
Hamiş: Rahmetli Afet Ilgaz hanım bir yazısında, kendisine, rahmetli Prof. Dr. Esad Coşan hocamızın Afet yerine A(tı)fet hanım desek daha yakışık alır dediğini ve sonraki takdimlerde Atıfet ismini kullandığını belirtmişti.