xxx95
Saadet Partisi Kongreden İktidara 3
Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş ile Millî Gazete yönetici ve yazarları olarak bir araya geldiğimiz toplantıda çok önemli ülke sorunları üzerinde duruldu. Bu önemli sorunlar var olmaya devam ettiği ve çözüme kavuşturulmadığı müddetçe de hep üzerinde durulmaya devam edecek... Siyasiler konuşacak ve çözümlerini dile getirecek, biz gazeteci ve yazarlar da yazılması gerekenleri yazmaya devam edeceğiz...
Hatırlayalım; bize göre "dört temel sorunumuz" neydi?
Bir: İŞSİZLİK yani aş, iş, eş/ev/evlilik/evlatlar, geçim ve yolsuzluk, yokluk, açlık...
İki: BORÇLAR yani ülkenin faizli iç ve dış borçları ile vatandaşların şahsi borçları...
Üç: ADALETSİZLİK yani Anayasa, AYM, Yargıtay, Danıştay vs. vs. meseleleri...
Dört: MEDYA yani millî olmayan dışa bağımlı her türlü yazılı ve görsel yayınlar...
...
İŞSİZLİK hep bir numaralı sorun. Bütün anketler öyle diyor; hem de yüzde yetmiş oranında. Siyasiler seçmene/vatandaşa gerçekten ve samimi olarak soruyorlar ve cevabını da istiyorlarsa: Seçmenin/vatandaşın bir numaralı sorunu "ekonomik sorunlar" ile hep var olan ve giderek artan "gelir dağılımı adaletsizliği"dir. Genç nüfusumuz var ama o gençlere her şeyden önce iyi bir "eğitim" yok; sonra da yeterince "iş, eş, ev, evlilik, yeni aile" yok, yok!..
BORÇLAR yani Osmanlı Devleti gibi devletimizi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yok edebilecek borçlar! Özel sektörümüzü de her an çökertebilecek, hem de "vahşi/vampir kapitalizmin fahiş faizli dövizli" iç-dış borçlar! Vatandaşlarımızı intiharlara sürükleyen ve her gün, her hafta birkaç aile yuvasını yok eden "faizli kredi kartı borçları" dahil her türlü borçlar! "Borçlar meselesi"nin detaylarına burada girmeye gerek yok; isteyenler zaten bu konuda yazdığım onlarca yazıya bu köşenin arşivinden "çözümleri" ile birlikte ulaşabilirler...
ADALETSİZLİK yani pek çok çeşidiyle "ZULÜM" ise başlı başına bir sorun. Zulüm ile âbâd olmak isteyenin sonunun berbât olacağını herkes bilir ve söyler ama; her nedense halkımız ve seçmenimiz, bizim kırk yıllık "Millî Görüş ve Adil Düzen/ Adil Ekonomik Düzen" teklif ve taleplerimizle yeterince ilgilenmez, tek başına iktidar etmez!.. Bir zamanlar bu yollarda birlikte yürüdüğümüz bir kısım eski yol arkadaşlarımız ise "Anayasa çoğunluğu" ile tek başlarına iktidar olmalarına ve aradan sekiz yıl geçmesine rağmen; hâlâ "Anayasa.. Anayasa.. Açılım.. Açılım..." diye sayıklamaya devam ederler!.. Bir ülkede "adalet" yoksa, "adil yargı" yoksa, davalar kırk yıl sürüyorsa (bizim İzmir ve İstanbul'da kırk yıldır süren ve hâlâ sonuçlanmayan çok büyük iki davamız var); biz daha ne diye konuşup yazıyoruz ki! Düşünsenize; ülkeyi AKP mi idare ediyor, yoksa AYM mi?!.
MEDYA yani millî olmayan ve maalesef her yönüyle dışa bağımlı olan, daha doğrusu tekel sömürü sermayesinin yönlendirmelerine göre hareket eden "yazılı ve görsel medya" da yıllardan beri ülkemizin baş belâsı olmaya devam ediyor! Millî olmayan medya konusundaki detaylar ile "çare ve çözümleri" de, daha önce bu köşede yazdıklarımda...
...
Bugün bir yazar (Eyüp Can, Hürriyet, 03.07.2010), "İsli sacayağı" başlıklı yazısında benzer konulara kısmen temas etmiş ve yazısına şöyle başlamış: "TAKTIN" diyenler çıkabilir... Evet taktım... AK Parti, CHP, MHP, SP ya da BDP fark etmez. / İktidar olmak isteyen her partinin Türkiye'nin önüne artık 'ortak bir gelecek hayali koyması' gerekiyor. / Türkiye'yi üç temel konuda barıştıracak ve geleceğe taşıyacak 'üçlü bir sacayağı...' / Bir, Kürt Sorunu... / İki, Din-Devlet İlişkisi... / Üç, Gelir Dağılımı Adaletsizliği...
Millî Gazete yönetici ve yazarlarıyla yapılan toplantıda, Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş 11 Temmuz Kongresi ve sonrasını değerlendirirken; "Millet sığınacağı bir siyasi liman arıyor... Saadet Partisi 'toparlanmamın merkezi' olacak... Saadet Partisi 'muktedir siyaset merkezi' olacak..." diyor ya...
Ben de "Saadet Partisi Kongreden İktidara" doğru giderken diyorum ki: Neden olmasın?..