Recep KOÇAK
Rotanızı Değiştirin
Bir savaş gemisi karanlık ve sisli bir gecede okyanusta yol almaktadır. Ancak bir müddet sonra kaptan karşıda bir ışık fark eder ve:
“Derhal rotanızı 30 derece doğuya çeviriniz” diye bir mesaj gönderir. Karşıdan,
“Asıl siz rotanızı derhal 30 derece batıya çevirin” diye mesaj alır. Kaptan sinirlenir ve mesajı tekrarlar:
“Emrediyorum, rotanızı derhal 30 derece doğuya çevir.”
Karşıdaki de ısrar eder, “Asıl sen rotanı derhal 30 derece batı’ya çevirmelisin” der. Kaptan iyice sinirlenmiştir artık,
“Ben otuz yıllık kaptanım, sana son defa emrediyorum rotanı derhal 30 derece doğuya çevir.”
“Siz otuz yıllık kaptan olabilirsiniz, ben de yirmi yıllık denizciyim” cevabını alan kaptanın artık sinirleri iyice gerilmiştir.
“Burası bir savaş gemisi. Derhal rotanızı 30 derece doğuya çevirmezseniz ateşe başlayacağız” diye son ihtarını yaptığında karşıdan,
“Burası da bir deniz feneri. Siz rotanızı bir an evvel 30 derece batıya çevirmezseniz birazdan kayalara bindireceksin” mesajı gelir.
…
Deniz Feneri Yönetim Kurulu 19 Şubat’ta bir mektup yazarak
Deniz Feneri Derneği Yönetim Kurulu mektubu aynı gün, medya aracılığıyla bütün kamuoyuna duyurdu.
Mektubun ardından Baykal’ın cevabı gecikmedi.
İlk mitingini Adana’da yapan Baykal, sahneye kırmızı kaplı “sahte” Deniz Feneri dosyası ile çıktı. Dosyayı kaldırdı, salladı ve 29 Mart’ta yapılacak seçimin adını koydu: “Deniz Feneri Seçimi”.
Yine “sahtekârlar dedi, “Bunların defterini dürelim” çağrısı yaptı.
Baykal mektubu almış ama mesajı almamış görünüyor.
Baykal “gemi azıya almış”, ışığa doğru tam gaz ilerliyor. Tıpkı Don Kişot’un yel değirmenleri ile savaşmaya gitmesi gibi.
Baykal’a birisi karşıdaki ışık kaynağının “deniz feneri” olduğunu, hem de herhangi bir feneri olmadığını, ışığını cümle aleme ulaştırmış bir iyilik merkezi olduğunu hatırlatmalı.
Baykal hızla ilerliyor. Bütün mitinglere kırmızı kaplı dosya ile çıkacağı anlaşılıyor. “Rotanızı derhal değiştirin” diyerek ve sürekli hakaretler ederek üzerine üzerine gittiği ışık merkezine her an biraz daha yaklaşıyor.
Ona birisi sesini duyurmalı.
Baykal uyarıları duymaz ise ne mi olur?
Kendisini “gemi azıya alan atın” akıbeti ile karşı karşıya gelmekten kurtaramaz.
O akıbetle yüz yüze gelirse, yaptığı yanlıştan dönmesi için artık çok geç olacaktır.
Baykal, gönlü kırık insanların, kimsesizlerin, dul ve yetimlerin dualarını küçüksemeyi bırakmalı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.