Haşim AKIN
Rahmet Mevsimi
Afrika deyince insanların aklına genelde çöl iklimi gelir. Yağmur mevsimi olduğunu ve birçok bölgeye ulaşımın zor olduğunu söyleyince insanlar inanmakta zorlanıyor. Oysaki şimdi Burkina Faso ve çevresindeki benzeri ülkelere delice yağmurlar yağıyor.
Anadolu’da yağmura yağmur denilmez. Rahmet denilir. Gökten O’nun emriyle inen bu su, sahibi olan Allah’ın rahmet sıfatıyla ilişkilendirilir. Ondan geldiği için de rahmetinin bir tecellisidir. Zira buna benzer daha birçok olayda büyük bir feraset örneğini ve hikmet damlasını bulmak mümkündür. Siz burada Nasrettin hocanın “Allah’ın rahmetinden mi kaçıyorsun?” fıkrasını kendiniz hatırlayıp gülümseyeceksiniz.
Arkadaşımın babası çocukluğundan bu yana maydanozu pek yiyemezmiş. Ancak maydanozu sevmiyorum demeyi; Allah’ın nimetine karşı bir nankörlük, isyan ve ukalalık olacağını düşünürmüş. Bunun için de “maydanoz iyidir ama ben onun yokluğunu yüz yıl dayanabilirim” diye içindeki sevgi ifadesini diline dökermiş. İşte “rahmet” de bunlardan birisidir.
Hâsılı Burkina Faso’da rahmet mevsimi şimdi. Köylüler hem çok sıkıntılı hem de çok mutlu. Ülkede taşradaki köylerin büyük çoğunluğuna araçla ulaşım yapılamaz. Ancak motorlarla gidilebilir. Hatta büyük derelerin bir yakasına kadar bir motorla gidilir. Dere yürüyerek bir şekilde geçilir ve karşıda başka bir motorla köye ulaşım sağlanır. Bu aralar köylere gitmek gerektiğinde safari hakkımızı kullanmış oluyoruz.
Ancak rahmet olmasa karınları doymazdı. Tarlalar elle işlenecek, tohumlar ekilecek, otları alınacak, köklerine gübre konulacak ve ürünün ziraatı beklenecek. Değilse ne yiyecekler? Tarlanın dışında rızık arayan gençlerse dere kenarlarından kum toplar. Bu günler aynı zamanda derelerin kenarından kum avlama mevsimidir.
Yol kenarlarına birikmiş suları bidonlarına doldurmaya çalışan kadınlar ve çocuklar dikkatimi çekti. Geçen yıllarda çamaşır yıkayanları görmüştüm. Bunu çok da yadırgamadım. Benim doğup büyüdüğüm köyde çamaşırlar yağmurdan biriken sularla yıkanırdı. O suyu kullanınca daha az deterjan harcadıklarını söylerledir. Gerçi o zaman deterjan yerine kil vardı. Ancak bidonlara doldurulan sular hiç de iç açmıyor. Büyük ihtimalle bu yağmur sularını içilecek veya benzer yerde kullanacaklar.
Kadın veya erkek fark etmez, bisikletiyle korkmadan bu suların içine kolayca dalarlar. Zira hayat bu sularla kaim... Bundan en karlı çıkanlar da hayvanlar ve onların çobanları olmuş. Zira hem ot için hem de su için uzun mesafeleri yürüme zorunluluğu bitmiş oldu.
Geçen gün gittiğimiz bir köyden biz ayrılırken yağmur atıştırmaya başladı. Korkmadık desek yalan olur. Zaten çamurun içinde zor gidiyor motorlarımız. Bir de yağmur yağarsa... Neyse o da Allahtan ve yapılacak bir şey yok. Ha şurada ha burada derken arabanın yanına geldik ki her yer göl olmuş. Yağmur aracın çevresine yağmış ama bizi yolda ıslatmamış. Koruyan Allah’a hamdolsun...
İki motorla yola düştük hep. Çamur ve suyun olmadığı yolda bizim motor öne geçti. Diğerleri arkadan takip etti. Şayet çamur veya suyu geçmek gerekiyorsa hemen arkadaki motor öne geçti ve dibi görülmeyen suyu kontrol etmiş oldu. Doğrusu bu nezaketleri onlar için çok harika bir örnek. Misafirlerine ve uzak diyarlardan gelenlere karşı çok dikkatlidirler.
Sanki bu yıl bizim şehirde hissettiğimiz fırtına bazı köylerde çok daha fazla esmiş. Zira belki onlarca yıldır ayakta duran, ancak iki kişinin kucaklayabileceği gövde kalınlığındaki ağaçlar yere devrilmiş. Kökleri kocaman bir çukur açmış. Mesela birisi Allah’ın hikmeti camiyi kıl payı sıyırmış. Değilse camiyi yıkmakta zorlanmayacaktı.
Toprak yollar çok bozulur bu dönemde. Dün baktım çocuklar ellerine kürekleri almış ve bu yollardaki çukurları dolduruyor. Çok hoşuma gitti. Büyüklere örnek olacak bir davranış olmuş. Meğerse onlar da bu işi yaparak yoldan geçen araçlardan birkaç kuruş da olsa para beklermiş. Bizden de şeker almış oldular. Ancak girişim güzeldi. Zira devletin bu yollara bakım yapamayacağını bildikleri halde halkın buna el atma gibi bir alışkanlıkları yoktur. Başlarındaki köy kralları veya benzeri kanaat önderleri tarafından çok kolay yönlendirilebilirler. Ancak bu konuda kimsenin kılı kıpırdamaz.
Ancak rahmet mevsimi ayrı bir güzeldir burada. Benim gibi sivrisinek sizden çok hoşlanmıyorsa gelmek için çok güzel bir dönem. Serin ve yeşil.
Ama siz sıcak severseniz o dönemde başka güzellikleri olacaktır elbette...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.