Dergilerde, televizyonlarda gizli-açık bir İslam karşıtlığı yaşıyoruz (İslamofobi). Açık ve net tahrik ediliyoruz. Tamamı provoke içeren yayınlar, çizimler, filmler…

Kutsal bir dinin peygamberine aşağılayıcı tavır sergileyenlere karşı gayr-i ihtiyari öfkeleniyoruz,. İnsani bir tepki bu. Normal yani…

Anormal olan ve İslam'la kesinlikle uzaktan yakından alakası olmayan tavır ise, yıkıp dökmek… Şiddet ile cevap vermek…

Müslümanca bir yaklaşım değil bu. Peygamber'e yapılan bu iğrenç saldırı karşısında susalım demiyorum; tavrımızı, metodumuzu değiştirelim diyorum. Yıkıcı değil yapıcı olalım. Bu bizim mizacımıza daha uygundur.

Filmin içeriği ne olursa olsun, Efendimiz a.s.´ın güzelliği, latifliği bu çirkin beş para etmez senaryo tarafından hiçbir zaman değişmeyecektir. Bunun da farkındayız sanırım. Rahat olalım yani…

Susalım mı? Hayır…

Metod değiştirelim…

Yıkma yerine, yapalım…

Tabiki protesto edelim, edelim etmesine de, protestomuzun şeklini değiştirelim..

Nasıl mı?

Şöyle:

Mesela protestomuz şöyle olsun: Efendimiz'in sünnetlerini iyi bilelim. Nerede, ne zaman, nasıl davranmış…

Sünnet-i Seniyye´ye daha bir başka sarılalım. Yaşayalım, yaşatalım. Aleme; işte benim güzel Peygamberim'in ahlakı bu dedirttirelim. Zorlayalım.

Ve sakın oyuna gelmeyelim, çünkü Müslüman akıllıdır. İman hakikatleri ile hemhal olmuş kalp ve akıl, herzaman doğruyu bulabilir.

Tepkimiz arttıkça olaylar daha da alevleneceğinden İslam karışıtlarının ilgisini çekmeye devam ederiz.. Filmi izleme sayısı başlangıçta 500′ü geçmezken, tepki gösterileri ve olayların ardından otuz milyona ulaştığı bildiriliyor. Müslüman sükunetini korur, korumalıdır da…

Yıkıcı tavrımızla birilerinin ekmeğine yağ sürmeyelim. Amaç yerine ulaşmasın. Varsın kendilerince taş atsınlar, laf atsınlar, bilmem ne atsınlar, elbette yerine ulaşmayacak…

Gündeme taşımayalım. Bizim gündemimiz de O´nun (s.a.v)´in güzel ahlakı olsun…

Bediüzzaman : Ciddiye almayıp gündemden düşürün, demişse 

O halde, ciddiye almayıp yolumuza kaldığımız yerden devam edelim…