Peygamberimiz hem Halîl hem Habîb'dir

Beşerî duygu ve düşünce dünyamızda "sevgili" ve "dost" ne demektir az çok biliriz; bu ilişkiyi tecrübe ederiz, yaşarız.

Allah'ı sevmek ve Allah'ı dost edinmek bahis mevzuu olduğunda, bizden O'na yönelik olan sevgi ve dostluk idrakimiz ve duygumuzda beşeri olandan sıyrılmak, tamamen farklı bir manayı idrak ve tecrübe etmek mümkün değildir. Sevgi sevgidir, ancak onun hedefi Allah olunca fark, duygudan ziyade hedefte olur ve ve Yüce Hedef'i ise idrak etmemiz zaten mümkün değildir (Zira bu terazi o kadar sıkleti çekmez). Her bir kul ne kadar Allah bilgi ve idrakine (marifetullah'a) sahip ise o kadar ve o keyfiyette Allah sevgisine de nail olur.

O'ndan bize (kullarına, yarattıklarına) yönelik sevginin ne demek olduğunu, nasıllık ve niceliğini ise asla bilemeyiz. Ama beşeriyet âleminde birini sevmenin güzel neticeleri hakkındaki bilgi ve tecrübelerimize dayanarak "Allah tarafından sevilmenin" başka hiçbir sevgi ile ölçülemeyecek bir mazhariyet, bir saadet, bir devlet olduğuna hem inanır hem de bunu hissederiz.

Şüphe yok ki, miraca nail olmuş, Allah'ın hitabına mazhar olmuş, kulun Allah'a yakınlaşabileceği en yüce mertebeye kadar ulaşmış peygamberlerin ve bunlar arasında, "birçok özellik ve güzelliklerle donatılmış" Son Peygamber, Sevgi rehberi ve rahmet pınarı Efendimiz (s.a.)in Allah bilgi ve idrakleri en ileri mertebededir. Şu halde onların ve O'nun sevgi ve dostluğu da bu mertebeye yakışandır.

Allah'ın halîli olmakla habîbi olmayı birbirinden ayıranlar, "halîl" olmanın ""habîb" olmaktan daha üstün bir mertebe, bir mazhariyet olduğunu söyleyenler olmuştur. Farklı olarak habîb (sevgili) olmanın mertebeleri bulunduğunu ve habibliğin en üst mertebesinin halîllik olduğunu (bu mertebede iki sıfatın birleştiğini) ifade edenler de olmuştur.

Bu arada "halîl" olma sıfatının Hz. İbrahim'e, "habîb" olma sıfatının ise Peygamberimize ait olduğunu iddia edenler ve bu iddiayı rivayetlere dayandıranlar da vardır.

Hanefî İbn Ebi'l-İzz, Tahâvî'nin akide kitabının şerhinde bu konuyu şöyle açıklamıştır:

Rasulullah (s.a.) için, mahabbet (Allah sevgilisi olma) mertebelerinin en yücesi olan "hullet" (Allah'ın halîli olma) rütbesi (sıfatı) sabit olmuştur. Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: "Allah nasıl İbrahim'i halîl edindi ise beni de öyle halîl edindi". "Yeryüzünde yaşayanlardan birini halîl edinseydim, Ebu Bekir'i halîl edinirdim, fakat arkadaşınız (ben) Rahman'ın halîlidir." Bu iki hadis de sahih olup "Allah sevgilisi (habîb) olmak Hz. Muhammed'e, Allah dostu (halîl) olmak ise Hz. İbrahim'e mahsusutur (özgüdür)" şeklindeki iddiayı geçersiz kılmaktadır.

Allah Teâlâ tevbe edenleri, tertemiz olanları, ihsan ahlakına sahip olanları, takva sahibi olanları... sever; şu halde sevgisi umumidir, ama "hullet, halil edinme" devleti, Hz. İbrahim ile Hz. Muhammed'e özgüdür. Tirmizî'de rivayet edilen "İbrahim Allah'ın halîlidir, ben ise Allah'ın habîbiyim; övünmek için söylemiyorum " mealindeki rivayet sabit değildir.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar