Aslan DEĞİRMENCİ
Paralel Devlet’in dosyacısı
Kılıçdaroğlu’nun bir proje olduğunu söylediğimizde keskin CHP’liler tepki gösteriyordu.
En başa gidelim…
Ortaya attığı tartışmalı dosyaları hatırlayın.
Dosyacı Kemal’e çıkmıştı ismi.
Elinde dosyalar ile medyanın ilgisini çekiyor, Baykal’ın koltuğuna adım adım ilerliyordu.
"Yolsuzlukları ortaya çıkaran adam" diye sunulan Kılıçdaroğlu’nu geçmişten kalan fişlemeleri peşini bırakmıyor, ulusalcı kesimin önyargıları kırılamıyordu.
Kendisini bir türlü Kemalist cepheye kabullendiremiyor, medya desteği alsa da Baykal’ın alternatifi olarak görülmüyordu.
Tek bir yol kalmıştı o da bel altı kaset operasyonu.
Dosyacılar operasyonu hayata geçirmişti.
Operasyon tamamlandığında artık koltuğu devir almasında bir engel kalmamıştı.
Hemen ardından başta Doğan medya olmak üzere bugün hükümete kalkışma başlatan medyada boy gösteriyor, “YeniCHP, Yeni Lider” diye topluma sunuluyordu.
İnceden inceye bir yerlere hazırlanıyordu.
Ama tutmuyordu, tutmazdı da…
Jakoben asker-sivil bürokrasinin yıllardır temsilcisi olan CHP’yi değiştirmek mümkün değildi.
Makyaj da tutmuyordu.
Koltuğa sıkıca sarılmak isteyen Kılıçdaroğlu, dosyacıların projesine uymuyordu.
Dersim’de yaptığı açılımı Ankara’da yutuyor, konu Ergenekon olduğu zaman Küresel Ergenekoncuları bile şaşkına çevirecek kadar katı tutum sergiliyordu. Zaman zaman Sezgin Tanrıkulu ile denge oturtmaya çalıştığında taban zıplıyordu.
Bir yanda Neo-Concuların dayattığı projeler bir yanda ise Neo-Bolşeviklerin sunduğu rol… İki farklı rolü üstlenmeyençalışan çarkçı Kemal!
Ama değişim şarttı!
Bir baktık Kılıçdaroğlu, Bugün gazetesinde…
Erhan Başyurt, Adem Yavuz Arslan soruyor Kılıçdaroğlu cevaplıyordu.
Sorulardan biri: Seçim bildirge çalışmanızda dini cemaatlere daha saygılı bir yaklaşım olacağı yansıdı? İsa Gök'ün Meclis'teki Fethullah Gülen açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kılıçdaroğlu’ndan cevap: “Parlamento kürsüsünden milletvekili, siyasetçi olmayan kişilerin adını vererek eleştiri yapmanın çok doğru olmadığı kanısındayım. Sonuçta sizin muhatabınız iktidardır. İktidarı eleştirebilirsiniz yerdenyere vurabilirsiniz hatalarını söyleyebilirsiniz. Ama orada doğrudan milletvekili dışında kişileri alıp eleştirilerinodağına koymanız doğru değil.”
Kılıçdaroğlu verdiği cevap ile Gülen’in dokunulmazlığını ilan ediyor, iktidarı yerden yere vurmanın daha doğruolduğunu savunuyordu.
Sorulardan bir diğeri ise bugünler de yeniden gündemde olan Savcı Zekeriya Öz ile ilgili oluyordu: Savcı Öz'ün görev değişikliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kılıçdaroğlu’nun cevabı ise bakın nasıl oluyordu: “Savcı Öz ya da diğer savcıların görev değişikliğini önemsemiyorum. Önemli olan yargıcın tarafsızlığı ve bağımsızlığıdır.” Oysa CHP kurmayları daha önce Savcı Öz’ü F-Tipi ilan etmişlerdi. İlk soru da olduğu gibi Kılıçdaroğlu, Gülen ile Öz’ü de korumaya almış hatta bu yüzden İsa Gök ve Süheyl Batum’la arasına kara kedi girmişti.
Başbakan Erdoğan Fethullah Gülen’i Türkiye’ye çağırdığında da Kılıçdaroğlu aksi bir tutum sergiliyordu. Kılıçdaroğlu, “Bu onun tercihi, ister döner ister dönmez. Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı. ABD'de oturma hakkını kazanmışsa ister ABD'de oturur ister Türkiye'de" diyordu.
Yine parti kurmayları o günlerde Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarından yola çıkarak, “emniyet ve yargıda F-Tipi yapılanma var” derken, Kılıçdaroğlu, "Poliste veya yargıda camiamın hakim olduğuna dair görüşler var, size böyle bir rapor geldi mi? Poliste veya yargıda böyle bir örgütlenme var mı" sorusu üzerine şu cevabı veriyordu: “Elimizde böyle bir veri yok. Ben bir belge görmeden anlatımlardan yola çıkamam... Benim bir şeyi dillendirmem için bir kaynak, bir belge olması lazım." Belgesiz iktidara her türlü iftiraları atan Kılıçdaroğlu konu paralel yapılanma olunca sessiz kalmayı tercih ediyordu.
Ve bugüne kadar ite kalka gelişi…
Şimdi yeni bir aksiyon lazımdı.
Kendisine dosya sunan paralel devletin elemanları da çıkış arıyordu.
28 Şubat'dan sonra Neo-Conlardan yeni bir kripto çoktan gelmişti. Kripto da, “Recep Tayyip Erdoğan II. Selahaddin Eyyubi olma yolunda, durdurun” talimatı yazılıydı! (Benzer bir kripto merhum Erbakan Hoca için gelmişti: “Erbakan yüzünü İslam coğrafyasına döndü, gereğini yapın.” )
Başbakan için gönderilen kripto ile önce Gezi kalkışması…
Kirli ittifak deşifre olmaya başlamışken, Washington Post, Wall Street Journal ve TheJewish Press Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Sır küpüm" dediği MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı hedefe oturttu. Fidan’ın hedefe oturtulması ile Gezi kalkışması bu kez çatırdadı. Örneğin Cumhuriyet Gazetesi Neo-Conların bu hamlesine hafif de olsa tepki gösteren haberlere imza atabildi. Ancak bugün hükümete karşı isyan başlatan medya sessiz kalarak kirli operasyona destek verdi. (7 Şubat darbe girişiminde aynı medya öncü rolü üstlenmişti)
Kirli plan işletiliyordu.
Ancak muhalefette iş yoktu. ‘Kılıçdaroğlu’nun iktidar heyecanı azalmıştı. Parti içi kavgalar da onu baya yormuştu.
Bir ABD gezisi lazımdı.
Tam da gezi düşünülürken dershane kalkışması…
Gezi öncesi Samanyolu TV’de Kılıçdaroğlu’nun özel misafir edilmesi, uçak biletlerinin alınması, görüşmelerinin eş zamanlı organizesi ve ABD’ye uçuş…
Ancak ilginç olan ziyaret ABD’ye değil Yahudi lobisine ayarlanmıştı. (Lobiye yapılan ziyaret Cumhuriyet gazetesi tarafından yine eleştirilmişti.)
JINSA, AJC, ADL, Bnai Brith ve tabiî ki Fethullah Gülen’in onursal başkanı olduğu, ABD’deki cemaat derneklerini tek bir çatı altında toplayan; Turkic American Alliance'ın Başkanı Faruk Taban ve diğer yöneticileriyle Kılıçdaroğlu bir araya geldi. Ve iddia ediyorum o görüşmelerde Halk bankası ve hükümete bugün düzenlenen operasyonun haberi Kılıçdaroğlu’na verildi. Sadece haberi verilmedi yeniden heyecanlandırıldı, İHH, MİT, Merkez Bankası gibi hedefe konulması muhtemel diğer kuruluş ve kurumlar hakkında bilgi verildi. Tabi sürecin nasıl işletileceği ve kendisine düşen görevler de bir bir anlatıldı. Kolunun altına yeni çakma dosyaları alan Kılıçdaroğlu yurda döndü. Operasyon başladığında Ergenekon sürecinde hakaretlere boğduğu polis ve savcılara sahip çıktı yetmedi “İmparatorluk çökecek” diyen ABD elçisi ile bir araya geldi. Ve tüm tezlerimizi doğruladı.
Özel sipariş ile partisinin tepkisine rağmen Sarıgül ve Yavaş’ın adaylığını açıkladı. Baronların talimatı ile düğmeye bastı.
Şimdi kirli bir o kadar da karmaşık koalisyonu gördünüz mü? Bu koalisyonu televizyon dizilerinde göremezsiniz. Gerçek “Karar Kurur”, “Karar Kurulu Üyeleri” ve “Karanlık Planlar” ı bu yazı ile özetlemeye çalıştım. Bu koalisyonu Şefkattepe dizisinde göremezsiniz.
Ve Güneydoğu’dan yeni geldim. Oradaki kirli tezgahları arkadaşım Adem Kızılağıl ve ziyaretlerimizde bize eşlik eden Ömer Evsen ile yerinde gözlemledik. İlk fırsatta yazacağım. Ama anlaşılan asıl hedef Çözüm Süreci. Ancak bölge halkı, STK ve siyasiler oyunun farkında.
www.twitter.com/aslandegirmenci
degirmenciaslan@gmail.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.