Lütfi AYHAN
Palandöken Erciyes’e Kavuştu
Günümüz Türkiye’sini yönetenlerin önemli bir kısmını bağrında yetiştiren tarihi öğrenci teşkilatı MTTB’nin, Erzurum Üniversitesi mezunları buluşmalarının 17. si, geçen hafta sonu Anadolu’muzun güzide şehirlerinden Kayseri’de gerçekleştirildi.
60 lı 70 li yıllarda, ülkemizde, asırlarca dünyayı hak, adalet ve barışla yöneten bir ceddin torunları, Batıl Batının iki batıl ideolojisinin ( kapitalizm, sosyalizm; Sağ, Sol) girdabına kapılmışlardı. Görünmez bir el, tarihte hakkın ve adaletin timsali olan bu milletin evlatlarını batıl bu iki kutba ayırarak birbirlerine kırdırıyordu. Bu anlamsız kavganın en acımaz sonucu ise ortalığı bürüyen kan ve dumandan naşi, kurtarıcı ve kuşatıcı İSLAM fikrinin görünmez oluşu idi.
MTTB, 60 li yılların sonuna doğru üniversitelerde ve siyasi arenada Batının iki batıl kolu olan sağ ve sol fikirlerin hükümran olduğu dönemde “İslam, Anadolu, Türk…” Kültürünü harmanlayıp, “eskimez ve pörsümez yeninin” umdelerini kendisine dayanak yaparak ilim ve siyaset meydanına çıktı. O dönem Türkiye’sinde sağ ve sol öğrenci hareketleri, sahte kavgalarla milletin hem zamanını çalıyor, hem enerjisini tüketiyor hem de sahte gündemlerle milletin dikkatini hakikatlerden cüda kılıyordu. Başka diyarların fikirleri için Anadolu bu dönemde 5000 e yakın genç, dinamik evladını kurban verdi. Böyle bir devranda MTTB, kendisi kronik hasta olan, lakin hem kendisi hem de marazlı ruhlar tarafından çare gibi sunulan “batı kültürüne “ meydan okuyup, ona alternatif siyasi fikirler, sosyal ve hukuki görüşler üreterek meydan aldı.
O yıllarda siyasi alanda ve üniversitelerde revaçta olan Sağ ve Sol ayırımı, hem asil milletimize, hem de cihana asırlarca “alempenahlık” yapan devletimize büyük zararlar verdi. Milletin evlatlarının anlamsız ve temelsiz bu kavgalarının zirve yaptığı dönemde MTTB, üniversitelere, kavga yerine barışı, silah yerine kitabı, yumruk yerine fikri getirdi. Batı yerine İslam’ı, batıl yerine Hakkı koyan bir gençlikle yavaş ve derinden, güçlü ve planlı bir şekilde üniversite ortamlarında neşvünema bulmaya başladı. “…Allah, İslam, Peygamber, Kuran, hak-batıl, Mekke, Medine, İman, melek, ahiret, cennet, cehennem, sonsuzluk, sevap günah, itikat, ibadet, ahlak, muamelat, Namaz, ezan, oruç, , kader, cihad, adil düzen, MTTB, Tasavvuf, İslam Dünyası, Osmanlı, Selçuklu, Abbasi, sahabe, Bedir, İstanbul’un fethi, Malazgirt…” Bu din ve tarih kökenli kelime ve terimler, MTTB sayesinde gençliğin gündemine oturuyordu yavaş Yavaş. Gençlik, Paris, Londra, Moskova, Washington şehirleri ile birlikte, İstanbul’u Mekke’yi, Kahire’yi, Gırnatayı, Semerkant’ı da konuşmaya başladı. Marks, Mao, Lenin, Hitler, Mussolini, John Locke isimleri ile birlikte Hz Muhammed (sav) peygamberler, sahabeler, Ebubekirler, Ömerler ,Aliler…, İbni Haldunlar, Farabiler, Mevlanalar, İbni Rüştler , İmam-ı Azamlar, Maturidiler… Gündem olmaya başladı üniversite gençliği arasında. Yıllar süren bu kavgalar neticesinde bu gün Allah şükür ki MTTB ve ona bağlı gençlerin savunduğu fikirler, düşünceler, görüşler hem millet nezdinde daha tanınır oldu, hem devlet katında daha fazla revaç buldu. Devletimiz MTTB lik ruhunun da etkisi ile Dünyadaki o eski namlı, o eski başat rolünü hatırlamaya başladı.
2017' DE, TEMMUZ SICAĞINDA KAYSERİDE
Ve yıllar sonra MTTB’nin, dimağları, ruhları, düşünceleri eskimez fikirlerle dopdolu olduğu için daima taze olan, görüşleri eskimekten cüda heyecanlı gençleri, Anadolu’nun ortasındaki kadim şehir Kayseri’de, Temmuz sıcağında “mutlak hakikat” serinliği estirdiler. Ruhları hep taze, fikirleri hep yeni, eylemleri sürekli bereket üreten MTTB’li gençler, Palandöken şarkılarının eşliğinde, Erciyes bulutlarının gölgesinde asil ve vakur adımlarla şenlendirdiler kayserinin tarih, kültür ve maneviyat kokan, caddelerini, sokaklarını.
Anadolu’nun her şehri ayrı bir kıymet, ayrı bir güzellik, ayrı bir önem taşır. Bunlardan ikisi Erzurum ve Kayseridir. Bu iki Anadolu yıldızının birçok ortak yanı var: Bunlardan en önemlisi, ikisi de sırtlarını yüce iki dağa dayamış olmalarıdır. Erzurum Palandökene yaslanırken, Kayseri ise sırtını Erciyes dağına vermiştir. Geçen hafta bu iki güzide şehri maneviyatı pek sağlam, tarihi pek güçlü bir halat (MTTB Halatı) bir araya getirdi. Erzurum Üniversitelerinden mezun MTTB liler, geçen hafta sonu Anadolu’nun bu iki vefalı, kadim, tarihlerine ve kurtarıcı kültürlerine bağlı şehirlerini adeta kucaklaştırdılar. Niye Erzurum? Çünkü o dönemde MTTB nin en güçlü olduğu il Erzurum Atatürk üniversitesi idi. Bunun birçok sebebi var, lakin en önemlisi bu üniversitemizin yöneticileri, başka üniversitelerin kabul etmediği İHL mezunlarına kucak açmışlardı. Diğer üniversitelere gidemeyen çalışkan, zeki, becerikli İHL li öğrenciler de EAÜ’ ne girdi. Bu gençlerin çoğunluğu da dinini diyanetini bilen, bu vatanın öz kültüründen beslenen gençlerdi. Bu sebepten dolayı MTTB li gençler, hem bu toplantıda hem de diğer zamanlarda hayırla anarlar o dönem üniversitede yöneticilik yapan (başta kemal Bıyık olmak üzere) hocaları.
17. SİNDE KATILABİLDİM
Kayseri şehri ile Erciyes Dağı, geçen hafta sonu, sakalları beyaz, kafaları parlak (kel diyemiyorum!) , yüzleri buruşuk, gözleri ve dizleri zayıflamış, lakin gönülleri ummanlar gibi coşkulu, kalpleri yüce dağlar gibi sağlam, düşünceleri güneş gibi parlak, duyguları okyanus dalgaları gibi yüksek ve hızlı Eskimez MTTB lileri kusursuz bir ev sahipliği yaparak ağırladı. Böyle büyük bir organizasyonu, kusursuz bir şekilde ancak MTTB lilik ruhu taşıyanlar yapabilirdi. 700 kişiye yakın bu topluluğu iki gün boyunca barındırıp, yedirip, içirip, önemli mekânlara kazasız, belasız vaktinde götürüp gezdirmek çok kolay bir iş değil. Fedakâr, çalışkan ve becerikli ev sahiplerimiz gerçekten büyük bir iş çıkardılar. Sunucumuz Sadi beyde işinin hakkını verdi. Hepsine katılımcılar adına teşekkürlerimi sunuyorum. Bir teşekkürde beni bu toplantıya katılmam için biteviye teşvik eden, yüzünden gülücükleri, kalbinden merhameti hiç eksik etmeyen adaşım, kardeşim, aziz ve kadim dostum Lütfi Yılmaz beyefendiye.
Kimler yoktu ki bu büyük buluşmada: Başta meclis başkanımız, eski yeni bakanlarımız, ( Beşir Atalay, Ömer Dinçer, Mehmet Özhaseki …) Eski yeni vekiller, valiler belediye başkanları, Müdürler… İhsan Süreyya Hoca başta olmak üzere Yusuf ziya kavakçı ve birçok yazar… Arap Salih başta olmak üzere vefalı, çalışkan, dava arkadaşlarımız …) Yapılan konuşmalar, verilen mesajlar, anılan mazi, canlanan hatıralar, giderilen hasretler…
Kayseri gerçekten çok güzel bir şehir. Tarihi dokusunu korumuş Artan nüfusu ve yoğunlaşan trafiği, yapılan güzel evlerle ve modern geniş yollarla halletmiş. Kayserili yöneticiler tebriği hak ediyorlar. Benim en hoşuma giden yeni eser, Harikalar Diyarı oldu. Deniz isteyen kayserinin dileği yerine gelmiş.
MTTB: BİR BAŞARI ÖYKÜSÜ
Başkanını ülkenin meclisinin başına geçirme başarısını gösteren bir başka Talebe kuruluşu yoktur sanırım. MTTB nin başkanı bu gün meclis başkanı. Onun üyeleri bu gün Cumhurbaşkanı, başbakan bakan, genel müdür, yüksek bürokrat, zengin iş adamı, yazar, şair... Üstat bu günleri görseydi ne kadar sevinirdi. Sakarya’sından su içen gençlerin kayseri meydanlarında onun şiirlerini mırıldanarak (bazende haykırarak) yürümesi onu ne kadar mutlu ederdi.
Keşke bu toplantıya tüm Erzurum mezunu MTTB liler (başta sınıf arkadaşlarım Adem, Abdülkadir, Lütfi, Ahmet,Eyüp, Dursun, Şaban...) katılsaydı. Gözlerim, yağmur şiirinin şairi ile “Seni de vururlar ey acı!” diyen üstadı ve üniversiteye başladığı haftanın ikinci veya üçüncü günün de sınıfında, başka fikre sahip hocalardan birinin “içinizde bizden olmayan var mı?” Sorusuna tek başına “ben varım!” diyen taze vekilimiz Sami Çakırı, 2. yurdun o meşhur 68 nunarasının mukimlerini aradı. Konya’dan katılanlar azdık, ama Zekeriya Elbeyli, Mustafa Çelik, Asım Uysal, Hasan Ayaz, Abidin Yavuz, Mustafa Kaya gibi arkadaşlarımız vardı.
Allah şükür bu günleri de gördük. Erzurum’un o soğuk, o imkansızlıkların gölgemiz olduğu dönemlerinden bu günlere geldik. Öksüz yapı yarım kalmadı kalmayacak inşallah. Bir zamanlar tüm alanlardan dışlanan milletimizin öz kültürü, her alanda görünür oldu. Kayseri sokakları, 30-40 yıl önce caddelerinde “tek yol İslam” "biz, biz, biz! Fatihlerin nesliyiz"diye bağıran gençlerin ayak izlerini, sadalarının aksülamellerini yeniden hatırladı. Yollarda caddelerde Sakarya türküsü eşliğinde yürüdüler Akıncı beyleri. Tıpkı 30-40 yıl öncesinde olduğu gibi Sakarya gençliği, Büyük Doğun emanetçileri, başlarında zafer sorguçları, alınlarında mutlak hakikat güneşinin pırıltıları olduğu halde “Zafer Tak”larının altından geçerek selamlar, muştular gönderdiler muhteşem maziye, muazzam atiye… Giden şanlı akıncılar beşaretlerle avdet ettiler vatanlarına, yurtlarına. Bu sebeplerden dolayı Biz eskimez MTTB liler, Allaha ne kadar şükretsek azdır. Rabbimizin yardımı ile bir zamanlar öksüz ve zayıf gibi görünen ve dışlanan bir fikir, bu gün ülkeyi bazı eksikleri ile birlikte yönetmekte. Bu başarının en büyük sebebi MTTB fikriyatının dayandığı fikrin hak (İslam) oluşu ve toplumumuzun bu düşünceye merbutiyetidir. (bu arada şu gerçeği de hemen dile getirmeliyim, siyaset başta olmak üzere fikriyatımız, toplumsal hayata, hukuka, bilime, sanata, mimariye, kişisel ilişkilere tam yansımış değil)
TEMMUZ 2018 DE SAMSUNDA BULUŞMAK ÜZERE
MTTB nin her zaman diri, her daim genç Erzurum mezunu üyeleri, (Allah izin verirse) yeni sene yine aynı tarihlerde (Temmuzun 20 si gibi) Samsunda buluşacaklar. Maziyi bir daha hatırlamak, Erzurum günlerini bir daha yaşamak, eski dostlarını bir daha görmek isteyen herkes davetli bu buluşmaya. Benden duyurması.
Rabbim! Bizleri senin yolundan, senin rızandan ayırma! İki cihan saadetini tüm ümmet-i Muhammedle (sav)birlikte bizlere de ihsan et(amin amin amin)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.