Tahirhan GÜL
ORTADOĞUNUN DENİZ FENERİ TÜRKİYE
Dostlar bugünkü yazıma ilginç bir başlık attım. Türkiye’yi sadece İslam dünyasının değil tüm orta doğunun deniz feneri olarak ifade ettim. Gelin öncelikle deniz fenerinin bir tanımını hatırlayalım. Deniz feneri; geceleri gemilerin yollarını bulmaları, tehlikelerden sakınmaları için ışık saçarak gemilere yol gösteren onların sapasağlam limana gelmelerini sağlayan ışık kulesine deniz feneri denir.
Çok eskiden deniz taşıtlarına geceleri yol göstermek için kıyılarda yüksek tepelerde ateş yakılırmış. Daha sonraları liman ağızlarına konan taş sütunlar üzerinde ateş yakılmış, gemilere yol gösterme işine devam edilmiştir. Ve en sonunda deniz fenerleri yapılmıştır.
Fener kuleleri dayanıklı olması gerektiğinden çoğunlukla taştan örülür. Taş, denizin dalgalarına ve tuzlu suyun aşındırmasına karşı çok dayanıklıdır.
Gelelim bunları neden böyle detaylı açıklama gereği duyduğuma. Birincisi Türkiye tüm İslam ülkeleri ve Ortadoğu’ya model olacak bir yönetim biçimi, devlet geleneği ve aynı zamanda gelişmişlik düzeyine sahiptir. Artık kendi silahını yapan, diğer devletlere borç veren, sanayisi her türlü teknolojik gelişmişliğe sahip güçlü bir devlettir. Özellikle son yıllarda tam bir süper güç olmuştur. Şu an için Ortadoğu’da rol model olacak tek devlet, diğer devletlerin bakıp da düzlüğe çıkacağı model olacağı kendilerini güvenli limana atacakları, tek rol model devlet Türkiye’dir. Aynı deniz fenerlerinin yolunu kaybetmiş gemilere güvenli limana gelmeleri için rehber olup yol göstermesi gibi.
İkincisi gerçekten ama gerçekten Türkiye bin yıllık devlet geleneği ve sağlam yapısıyla her türlü azgın dalgaya ve tuzlu suya dayanan fener kuleleri gibidir. Yıllarca Batının bin bir çeşit ayak oyununa rağmen sağlam dimdik ayaktadır. Bu diğer Ortadoğu devletlerine özgüven vermesi ve ciddi bir devlet yapılanması ile devlet kurumsallaşması için iyi bir örnektir.
Batı bu yüzden defalarca ülkemde sıkıntılar çıkarmıştır. Farklılıklar oluşturup iç karışıklar çıkarmış devşirmeler yoluyla isyanlar ve darbeler planlamış bunlara üst akıl olmuştur. Lakin bunların tümü Anadolulun feraset sahibi insanı ve güçlü devlet geleneğiyle bertaraf edilmiştir.
Değerli dostlar bu deniz fenerine sahip çıkalım. Bu tek fener tek umut Ortadoğu’ya tek modeldir.
Ona göre çalışalım ülkemize sahip çıkalım
HİKAYENAME
Bugünkü hikâye bizzat benim başımdan geçti. Değerli eski dostlarla bir gün İstanbul’da buluşmuştuk. Eski günleri anarken birde fatih camisi geldi aklımıza Hazır gelmişken hemen uğrayalım dedik. Çünkü avlusu eskiden fatihte temel buluşma yerimizdi. Birçok anımız vardı orada. Hemen uğramıştık. Vakitte namaz vaktiydi. Bizde namazı cemaatle kılalım dedik. Tam abdest alırken sekiz dokuz yaşlarında bir çocuk geldi abdest alıyordu. Suriyeli olduğunu görünce savaşında görüntüleri göz önüne gelince çok küçük miktarda bir para zorda olsa çocuğa verdik. Tam o sıra kardeşi de diğer taraftan geldi. Para verdiğimiz çocuğun yüzü başka tarafa dönüktü. O sırada kardeşine de para verecekken bir anda çocuk gördü sinirle kardeşine ayıp ayıp değip günah günah bana para verdiler günah diyordu. Ne yaptıysak kardeşine para aldırmadılar. Ne zor şartlarda ülkemizde yaşadıkları belliydi. Ona rağmen bizden fazla para almıyordu. Sonra düşündüm Demek ki asalet ne ırkta ne renkte nede başka bir şeydeydi asalet yürekteydi. Küçücük çocuk yüreği bile olsa.
Selam ve duayla.
Tahirhan gül
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.