xxx43
Ordu Yıpratılmamalıdır
Devlet konusunda son kırk elli yılda çok aşırı fikirler, ifratlar tefritler sergilendi. Bazı radikal aktivist İslâmcılar "Batsın bu devlet!.." gibi sözler ettiler. Devletin batmasının Türkiye'nin batması manasına geleceğini anlayamadılar.
Türkiye şu üç şeyden ibarettir.
1. Türkiye devleti yâni tarihî devamlılık.
2. İster vatan deyin, ister ülke, bir coğrafya.
3. Millet veya halk yahut halklar.
Devlet ile düzeni veya sistemi mutlaka birbirinden ayırt etmek gerekir.
Devlet dursun, düzen değişsin.
Devletin ıslahı (iyileştirilmesi) düzenin değişmesiyle olur.
Devlet bardaktır, düzen onun içindeki süt veya şaraptır. Şarap istemiyorsan, bardağı kırman gerekmez, onu döker bardağı çalkalar, yerine süt koyarsın.
Şarap kötü diye bardağı kırmak ahmaklıktır.
Devlet cevherdir, düzen veya sistem arazdır.
Eski devleti çökertecekler, onun yerine kendi istedikleri yeni bir devlet kuracaklarmış... Çocuksu bir edebiyattır bu.
Bugün, ordu konusunda da buna benzer ucuz ve yıkıcı bir edebiyat yapılmaktadır. Ordudaki bazı olumsuzluklar, bazı bozuk zihniyetler, kötü planlar yüzünden ordunun manevî şahsiyeti, tüzelkişiliği yıkılmak isteniyor.
Yanlış yanlış yanlış... Bin kere yanlış...
Ordu darbe yapmasın... Eyvallah yapmasın...
Ordu siyasete karışmasın... Bu da çok doğru...
Ordu, halkın çoğunluğunu oluşturan Müslümanları tehdit ve tehlike olarak görmesin... Doğru doğru...
Ordu, ülkede bir vesâyet rejimi kurmasın... Doğru...
Ordu devlet içinde devlet olmasın... Doğru...
Ordu halkın din hürriyetini, diğer temel hak ve hürriyetleri kısıtlamaya yeltenmesin... Yine doğru...
Ordu, sivil devletin üzerinde olmasın, sivil iktidara itaat etsin... Doğru...
Ordu, kurum olarak, tüzelkişilik olarak kötüdür... Bu ordu gitsin, yerine Nizam-ı Cedid gibi başka bir ordu kurulsun... İşte bu çok yanlıştır.
Kötü şeyler ordunun mânevî şahsiyetinde, tüzel kişiliğinde değil, orduyu âlet eden bazı kişilerde ve kadrolardadır.
Ordu dursun, ordu yıpratılmasın, ordu yıkılmasın... Orduya, devlete, ülkeye, halka zarar veren kötü zihniyet uzaklaştırılsın.
Ordunun vazifesi devleti, ülkeyi, halkı dış tehlikelere karşı korumaktır.
Ordu, birtakım yapay ve uydurulmuş iç tehlikeler, iç tehditlerle meşgul olursa asıl vazifesini ihmal eder, yapamaz.
Serasker Hüseyin Avni Paşa ve çetesi Sultan Abdülaziz'i tahttan indirdi, askerî bir diktatörlük kurdu da ne oldu. 93 savaşını kaybettik, Rus ordusu Yeşilköy'e kadar geldi, mahv olduk, perişan olduk.
Masonların, Dönmelerin, emperyalistlerin propagandalarına kanan Resneli Niyazi, taburu ile dağa çıktı, Sultan Abdülhamid rejimini sarstı da ne oldu?
Anlı şanlı Enver'ler bu devleti ıslah ve ihya mı etti, yoksa mezarını mı kazdı?
27 Mayıs 1960 darbesi iyi mi oldu?
12 Mart 1971 darbesi iyi mi oldu?
12 Eylül 1980 darbesi iyi mi oldu?
28 Şubat postmodern darbesi iyi mi oldu?
Halkın seçtiği en kötü sivil iktidar, en iyi askeri darbeden bin kat iyidir.
Darbe, adı üzerinde darb eder, vurur, batırır, yatırır.
Ordu darbecilerden, darbe zihniyetinden temizlenmelidir ama ordunun mânevî şahsiyetine, tüzelkişiliğine zarar verilmemelidir.
Ordunun, resmî ideolojiyi korumak ve bekçiliğini yapmak gibi bir vazifesi yoktur.
Ordu halkın ordusudur, halkın temel hak ve hürriyetlerinden, bunların birincisi olan din, inanç, inandığı gibi yaşamak hürriyetinden yana olmalıdır.
Bir Genelkurmay Başkanı İsrail'e gidip orada başında kippa olduğu halde Yahudilerin Ağlama duvarında dua edebiliyorsa, bir başka Genelkurmay Başkanı da hacca gidebilmeli, camiye gidip halkın arasında namaz kılabilmelidir.
Ordudaki birtakım kimseler Müslümanların başörtüsüne, sakalına, namazına, niyazına, dinine imanına karışmamalıdır.
Devletin ve ordunun ıslahına evet, imhasına hayır...
Devlet yıkılırsa Türkiye de yıkılır...
Ordu yıkılır veya ağır şekilde tahrip edilirse Türkiye bundan büyük zarar görür...
Ordumuz şu anda hem içten, hem dıştan darbeleniyor.
Evet askerî darbe olmasın ama ordu da darbelenmesin.
Yarın savaş olursa bizi biiznillah ordu koruyacaktır.