Haşim AKIN
Olmaya Devlet Cihanda Bir Nefes Sıhhat Gibi.
Allah’ın ayetleri ve Nebiyyi Muhterem’in (SAV) hadisleri her gönle ayrı bir haz ve sükûnetle işler. Herkes kendi ihtiyacı kadar alır. Kendi dünyasına göre bir anlam yükler. Kulağa erişen her hadisi şerif her âdemoğlunun kalbinde aynı noktaya dokunmaz.
Muhtemelen bundan önce birçok defa okuyup duyduğunuz bir hadisi şerifi paylaşmak isterim. Allah’ın Habibi (SAV) şöyle buyuruyor.
“Beş şey gelmeden önce beş şeyi ganimet bil:
- İhtiyarlığından önce gençliğin,
- Hastalanmadan önce sıhhatin,
- Fakirliğinden önce zenginliğin,
- Meşgul zamanlarından önce boş vakitlerin,
- Ölümünden önce hayatın!” (Buhârî, Tirmizî,)
Bugünler annemin rahatsızlığı sebebiyle hastanelerde hem sağlığın nasıl büyük bir nimet olduğunu yeniden fark ediyorum hem de ülkemdeki sağlık hizmetlerinin durumunu görme imkânı buluyorum. İnsanoğlu sağlıklı olduğu zamanlarda hastalığı kendisine çok da yakıştıramıyor. Gerçi aynısı ölüm için de geçerli değil mi?
Ben bu konuda hastalık ve ölümün kime geleceği konusunda bir mevzuya girsem hep İranlı yazar Muhsin Mahmelbaf'ın yazdığı, Ulvi Alacakaptan'ın yönettiği "Başkasının Ölümü" adlı tiyatro oyununu hatırlarım. Birkaç defa izlediğim ve eğlendirmekten öte acı bir gerçeği insanın kafasına çakan bir tiyatro oyunuydu.
Bazen hastaneler arasında gezer ve ne aradığınızı veya ne bulacağınıza da bilemezsiniz. O doktor, bu hastane gezersiniz ama bir netice de çıkmaz. Tabi uzaktan arayıp da “anneni iyi bir doktora niçin götürmediniz? Onun hastalığına neden bir derman bulamadınız?” diyen lüzumsuzlar da eksik olmaz. Yani imtihan sadece hastalıkla olmaz.
Hâsılı biz bugünlerde bu imtihanımıza devam edip dua bekliyoruz. Hayatın, hastalığın, şifanın ve ölümün Allah’ın yed-i kudretinde olduğunu bilerek bekliyoruz. Ancak bunun yanında ülkemdeki sağlık hizmetlerini, özel veya devlet hastanelerinin durumunu da görmemek mümkün değil. Bunları görüp eskileri hatırlamamak, gelinen noktalardan mutlu olmamak, emeği geçenlere teşekkür etmemek de gerçekten nankörlük olur. Hele yurt dışında çalışan çoğu gurbetçinin birçok alandaki tedavilerini tatile ve ülkemize ertelemelerini bilmemek için ölü olmak lazım. Ben, Burkina Faso’daki sağlık sistemi ve sorunlarını anlatsam hemen verilecek cevabı biliyorum. “Afrika’daki bir ülkeyle bizi mi kıyaslayacaksın? Tabi ki bizde çok daha iyi olacak...”
Bizde güzel olacak. Hatta daha da güzeli olmalı... Ancak güzele güzel olduğunu söylemek de lazım...
****
Sağlık konusunda birkaç cümle edilir de Kanuni Sultan Süleyman dedemizin meşhur şiir hatırlanmazsa büyük bir vefasızlık olur. Bu nedenle şiirin tamamını dikkatlerinize bırakıp, tüm hastalar için dua beklediğimizi ifade ederek bitireyim.
Halk içinde mu'teber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi.
Halkın gözünde devlet (iktidâr) gibi değerli bir şey yok.
Halbuki şu dünyada bir nefes sıhhat gibi devlet (güç) olamaz.
Saltanat didükleri ancak cihân gavgasıdur
Olmaya baht u sa'âdet dünyede vahdet gibi.
Saltanat dedikleri sadece bir dünya kavgasıdır.
Dünyada Allaha yakınlık gibi büyük saâdet ve baht açıklığı olamaz.
Ko bu iyş ü işreti çün kim fenâdur âkıbet
Yâr-ı bâkî ister isen olmaya tâ'at gibi.
Bu eğlenceyi yeme içmeyi bırak, sonu kötüdür.
Eğer ebedî bir sevgili istiyorsan ibâdet gibisi yoktur.
Olsa kumlar sagışınca ömrüne hadd ü 'aded
Gelmeye bu şîşe-i çarh içre bir sa'ât gibi.
Ömrün, kumlar sayısınca sınırsız ve hesapsız olsa bile,
Bu feleğin fanusunda ( çıtasında) bir saât gibi bile gelmez.
Ger huzûr itmek dilersen iy Muhibbî fâriğ ol
Olmaya vahdet makâmı gûşe-i uzlet gibi.
Ey Muhibbî, eğer huzur içinde olmak istersen, ferâgat sâhibi ol (vazgeç)
Dünyada yalnızlık köşesine çekilmek gibi Allaha yakınlaşma olamaz.
Kanuni Sultan Süleyman "Muhibbi"
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.