Ünal SADE
Okuma, Araştırma, Yazma Sadece Seyret
Okuma, araştIrma, yazma sadece seyret
ÖĞRETİM ÜYELERİMİZ YILDA BİR YAYIN BİLE YAPMIYOR
Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) nun resmi web sitesinden aşağıda aktardığım verilere göre:
· 2268 öğretim üyesi olan İstanbul Üniversitesinde 2007 yılında öğretim üyesi başına yayın oranı 0,55
· 1354 öğretim üyesi olan Hacettepe Üniversitesinde 2007 yılında öğretim üyesi başına yayın oranı 0,76
· 363 öğretim üyesi olan Boğaziçi Üniversitesinde 2007 yılında öğretim üyesi başına yayın oranı 0,63
Bu oranlar Haliç Üniversitesinde 0,14, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinde 0,23, Mimar Sinan Üniversitesinde 0,01, Yaşar Üniversitesinde 0,13 şeklinde sıralanıp gidiyor.
Bu rakamların anlattığı aslında çok açık. Birkaç istisna hariç üniversitelerimizde öğretim üyesi başına koca bir yılda (1) yayın bile yapılmıyor.
DÜNYA BİLİMSEL MAKALELERİNE KATKIMIZ NEREDEYSE YOK
Ulakbim verilerine göre Türkiye’de son 25 yılda 98.186 makale üretilmiştir. Bu makalelerin Dünya bilimsel makalelerine katkı oranı %0,6, toplam atıf sayısı 428.642, etki değeri 4,37 dir.
Peki diğer ülkelerde durum ne?
ABD’nin yayın sayısı 5.861.401; İngiltere 1.443.131; Japonya’nın 1.371.470; Almanya’nın 1.318.796 ile milyon düzeyinde makale üretilirken, nüfus olarak bizden çok küçük olan Finlandiya 137ç856; Avusturya 130.651 ve Norveç 100.975 makale üretmiştir.
49.500 KİŞİYE 1 KÜTÜPHANE, 122 KİŞİYE BİR KAHVEHANE DÜŞEN ÜLKE
Nüfusu 7 milyon olan Azerbaycan’da kitaplar ortalama 100.000 tirajla basılırken, Türkiye’de 2000-3000 civarında basılmaktadır.
Japonya’da kişi başına düşen kitap sayısı yılda 25, Fransa’da 7 iken Türkiye’de 6 Türk’e yılda sadece bir kitap düşmektedir.
Bir yılda basılan kitap çeşidi ülkelere göre şöyledir.
ABD 85.121
Japonya 42.217
İngiltere 64.761
Türkiye 6.151
Türkiye’de kahvehane ve kütüphane sayılarının kıyaslanması:
Kütüphane Sayısı: 1412
Kahvehane Sayısı: 570.000
Buna göre 49.500 kişiye bir kütüphane düşerken, 122 kişiye bir kahvehane düşmektedir. (O kütüphanelere kaç kişi gidiyor, ne kadar kitap alınıyor sayılarına hiç girmeyelim)
Gallup’un yaptığı bir araştırmaya göre bazı ülkelerde kitap okuyucuların nufusa oranları şöyledir.
Japonya %14
ABD %12
Almanya %11
İngiltere %11
Türkiye %0,01
Kitap piyasası cirosu Amerika’da 25,5 milyar $, Japonya’da 10,5 milyar $, Almanya’da 10 milyar $ ve Türkiye’de 30 milyon dolardır.
GAZETE DE OKUMUYORUZ
82 milyon nüfuslu Almanya’da satılan gazete sayısı 51 milyon adet, (Her yüz kişiden 63’ü gazete okuyor), Fransa’da bu oran % 41, İngiltere’de % 44, İtalya’da % 38, İsveç’de % 61, Hollanda’da % 44 dür.
Türkiye’de ise gazete satışları 5 milyon civarındadır.
GÜNDE 4 SAAT TV
RTÜK’ün yaptırdığı bir araştırmanın verilerine göre;
Hafta içinde günlük ortalama televizyon izleme süresi kadınlarda 4,5 saat, erkeklerde 4,1 saattir. (Hafta sonu bu oran 4,5 saat üzerinden eşitlenmektedir.)
TOPYEKÛN BİR SEFERBERLİĞE İHTİYACIMIZ VAR
Rakamların dili “en yalın dil”. Bu rakamları verdikten sonra aslında söz söylemeye de gerek yok. Öğretim görevlisinin yılda 1 yayın bile yapmadığı, bilimsel makale üretimim ve katkısının bulunmadığı, kimsenin kitap-gazete okumadığı ama bolca TV seyrettiği bir ülkenin gelişen ve değişen dünyada yerinin nerde olacağı belli değimli?
Özellikle okumak birçok eğitim süreci içerisinde insan için en kolay ve etkili öğrenme yöntemidir. Gelişmiş ülkeler daha fazla okuma alışkanlığının avantajıyla aradaki farkı katlayarak açmaya devam ediyor. Gelişememiş toplumların karşılaştıkları sorunların temelinde de eğitimsizlik yatmaktadır. Yukarıdaki tablo da buna işaret ediyor. Okumuyor, yazmıyor ama bol bol tv seyrediyoruz.
Gelişmekte olan ülkeler kategorisinden çıkmak ve gelişmiş ülkeler arasında yer almak ancak bu verilerin değiştirileceği politikalar üretmemizle mümkün olacaktır. “Kürt Açılımı” dahil her türlü açılıma evet ama “halimiz bu olduktan sonra” neyi açsak “açık kalmaya mahkumuz”.
unalsade@mynet.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.