xxx43
Müslüman Âqiller ve Bilgeler Nesâyih Heyeti
İrili ufaklı binlerce günlük gazetede, haftalık veya aylık dergide, ulusal veya mahallî televizyonda binlerce haber, yorum, köşeyazısı, analiz, açık oturum... Her kafadan ayrı bir ses çıkıyor... Laf laf laf... Kiminin ak dediğine öteki kara diyor... Korkunç bir dezenformasyon... Bilmeden yalan söyleyenler, aldatanlar, bilerek aldatanlar... Parayla satılmış veya kiralanmış kalemler, vicdanlar... Halkın aklı da kafası da karmakarışık... Türkiye çapında genel, yaygın ve yoğun bir beyin yıkama... İlkokuldan başlayıp üniversiteye kadar süren ideolojik ve resmî tarih safsataları... Liselerde doğru dürüst mantık okutmayarak halkı doğru ile yanlışı ayırt edemeyecek kadar cahil bırakmak... Türkçeyi 300 kelimeye düşürerek bir zeka özürlüler lisanı haline getirmek... Diyaneti resmî ideolojinin, laik askerî vesayet rejiminin hizmetkarı haline düşürmek...
Korkunç ve dehşetli krizler, hıyanetler, suikastlar, sabotajlar içinde çalkalanan bir ülke... Bir buçuk milyon Kripto Yahudi, bir buçuk milyon Kripto Ermeni... Bunların kaçtakaçı militan?..
Ardından başka hiç bir tarafı millî olmayan müflis bir eğitim sistemi.
Çetelere, mafyalara zebûn olmuş bir devlet, halk, ülke...
Ahlaksızlık, kokuşma, haram yeme, vurgun, talan, soygun diz boyu değil, gırtlağa kadar değil, boyu aşmış...
Birleşmiş Milletlerin Temizlik ve Şeffaflık araştırmalarında notu 10 üzerinden 4 olan kirlenmiş bir sistem ve düzen.
Berhava edilmiş toplumsal barış ve millî mutabakat...
Dinsizliğin, densizliğin, donsuzluğun kol gezdiği bir vatan...
Bin yıllık millî yazıyla okur-yazarlığın binde bir olduğu, bir ülke...
Bina ve zina...
Ar, namus, iffet, hayâ şişeleri taşa çalınmış...
Orospu olmadıkları halde orospu kıyafetiyle gezenler...
Para en büyük değer olmuş...
Lüks, israf, aşırı tüketim, sefahat, gösteriş şehveti iyice azgınlaşmış...
Merkezî ve üniter ümmet hiyerarşisine sahip olması gereken Müslümanlar binlerce birbirinden kopuk hizbe, fırkaya, cemaate, tarikata, alt kimliğe ayrılmış...
Cemaat (Ümmet) ruhu elden gitmiş, tefrika yaygınlaşmış...
Dinleri para, kıbleleri karı olanlar...
Hizmet perdesi altında dini ve ümmeti tahrip edenler.
İman kalplerine inmemiş, zahiren müslim görünenler.
Azılı bir Farmasonu imam edinenler.
Beytülmal-i müslimîni zimmetlerine geçirenler...
Müslüman miskinlerin ve fakirlerin hakkı olan zekatları gasb edenler...
Benlikleri ve riyasetleri için militan ve harbî kafirlerle işbirliği yapanlar...
Tâğut'a ve Deccal'e tâbi olanlar...
Allah'ın yap dediklerini yapmayanlar, yapma dediklerini yapanlar...
Tefrika, tezebzüb, fitne fesat, şikak ve nifak son haddinde...
İslam tarihi boyunca 20 kadar mutlak müctehit zuhur etmişken bugün milyonlarca echel, müctehitlik taslıyor, Kur'an ayetlerini re'yi ile tefsir edip kimisi küfre düşüyor.
Bünyan ı mersus (taşları birbirine perçinlenmiş bir kale) gibi olması gereken İslam Ümmeti darmadağınık olmuş, mü'minler birbirine düşmüş...
Kötülükleri yazmaya devam etsem, günlerce yazsam yine bitmez...
Böyle bir durumda ne yapmak gerekir:
Teklifim şudur:
Bir "Müslüman Adiller ve BilgelerNesayih Heyeti" kurulacak.
25 kişi olabilir.
Üyeleri Ehl-i Sünnet itikadında ve mezhebinde olacak.
Bunlara kesinlikle para, ücret, maaş, doğrudan doğruya veya dolaylı olarak menfaat verilmeyecek.
Muhtaç olanlara mütevazı standartlarda yol ve konaklama masrafı verilebilir.
Beş yıldızlı otellerde kalmak, beş yıldızlı kahvaltı, beş yıldızlı öğle yemeği, beş yıldızlı akşam yemeği gibi lüks ve israflar olmayacak.
Bu heyet sık sık toplanacak ve Türkiyenin Müslüman halkına etkili nasihat beyannâmeleri, kurtuluş çare ve çözümleri hazırlayıp yayınlayacak.
Heyet siyaset üstü olacak.
Heyet devlet ve iktidar büyüklerini ziyaret etmeyecek, dâvet edilirlerse gitmeyecek.
Dünya büyükleri gurur, kibir ve nahvetlerini portmantoda bırakmak şartıyla Heyeti ziyaret edebilir.
Heyet şuculuk, buculuk, cemaatçilik, tarikatçılık yapmayacak.
Hiçbir reformcu, yenilikçi, Kemalist ilahiyatçı, dinde değişimci, Fazlurrahmancı, aktivist, din sömürücüsü, müteşeyyih, din baronu, Diyalogçu bu Heyete dahil olamaz.
Bu anlattığım Heyete bu ülkenin, bu milletin çok büyük ihtiyacı vardır.
Heyet mensupları şu veya bu meşrebe ve tarikata mensup olabilirler ama tarikatçılık yapmazlar. Yaparlarsa âqillik ve bilgelik sıfatını kayb ederler.
Bendeniz böyle bir heyetin üyesi olmayı aklımın kenarından bile geçirmem. Çünkü ehliyetim ve liyakatım yoktur. İhtiyaç ve lüzum olursa ve talep edilirse hiçbir ücret ve harcirah almadan katiplik gibi hizmetler yapabilirim.
Bu heyet teklifim birçok sözde dindarın ve İslamcının işine gelmeyecek, hoşuna gitmeyecektir.
Zaruret derecesinde hizmetler yapacaktır bu Heyet.
(Heyet üyeleri nasıl seçilecek?.. İşte en önemli mesele budur...) "Masraflar nasıl karşılanacak?"