Şimdi...

Hamdolsun, 
Emeklerini zayi etmedik Erdoğan'ın.
Hamdolsun,
Bunca gayrete gereken vefayı gösterdik.
Hamdolsun,
Bir maceraya sürüklemedik ülkemizi.
Yalnız bırakmadık Onu. Omuz verdik, ses verdik, güç verdik.
Bir olduk, İri olduk, Diri olduk. 
Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Vatan, Tek Devlet diyenlerin sesini daha da gürleştirdik.
Mazluma bir kere daha umut, zalime bir kere daha korku saldık.
Ve Hamdolsun, Kazandık.

Ne var ki artık, çok çetin bir yol yürüyecek Ak Parti. Çok büyük zorluklar aşacak. İçeride ve dışarıda göstereceği çok büyük mücadelelerin yanında bir de özü ile mücadele edecek. Daha çok nefsi ile baş başa kalacak ve daha çok vefanın sorumluluklarını taşıyacak üzerinde. 
Ve güç en büyük imtihanı olacak. 
Kazandırdığı gibi kaybettirebilecek bir tehlike olarak üstelik.

24 Haziran seçimlerinin ufaktan ufağa verdiği bir mesajdır aslında bu. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine odaklandığımız için çok fazlaca etkilenmediğimiz ve fakat halkın nabzını, ferasetli duruşunu ve hakiki hissiyatını okuyabildiğimizde gördüğümüz bir gerçek var önümüzde: Güç, ki bu milletin gücüdür, kazandırdığı kadar, kaybettirebilir de.
Yeni sistemde kazanmak öyle kolay değil. Yeni sistemde ötekileştirmek, benmerkezci olmak, ayrıştırmak geçer akçe değil.
Yeni sistemde güçlü olmak yetmeyecek. 
Yeni sistemde daha adil olmalısınız, Yeni sitemde yüksek gelir yetmeyecek, daha çok tabana yaymalısınız. Yeni sistemde izmler, muhafazakarlar, şu hani bizim sağcılar yetmeyecek; daha kapsayıcı olmalısınız. Yeni sistemde köprü, yol, tünel yetmeyecek, daha çok adalet, daha çok özgürlük, daha çok ittihat üzere olmalısınız. 

Ve gençler. Yeni sistemde 70lerin 80lerin 90ların siyaseti ile yetişmiş gençler hâkim olmayacak. Yeni sistemde daha çok sosyal medya kullanan ve bilgiye ulaşırken bilgeliği ıskalayan gençler olacak. 
Yeni sistemde onları daha çok ilim, irfan ve iz’anla yoğurmalısınız. 

Sonuç olarak, Ak Parti, geçtiğimiz on altı yılda, çocuğundan hiçbir şeyi esirgemeyen, düne göre pek çok imkâna ulaşmış/ulaştırmış, varlıklı bir aile edasıyla hizmet ettiği Türkiye’yi yeniden dönüştürmek zorundadır. 
O sebeple artık iktidara, sürekli bu gerçekleri hatırlatacak bir güce ihtiyaç var. Orada dur, buradan yürü diyecek bir aklıselim lazım. Çok şükür bunu anlayacak ferasette bir lideri var bu ülkenin. 
O halde, bu dakikadan sonra "gururlanma padişahım" diyeceklerle hemhal olmak gerek. Bu dakikadan sonra Akşemseddin gibi, Tapduk Emre gibi, Ahi evran gibi, Orhan'a yol gösteren Osman, Hz Ömer'i kılıcıyla düzelten sahabe gibi olanlarla bir olmak lazım. 

Ak parti’ye, dışarıda bir türlü edinemediği, salt yıkıcı olmak öte hiçbir varlık gösteremeyen muhalefet yerine, yeni, yapıcı doğrulayıcı ve içeriden bir muhalefet lazım.
Kusura bakma Reis! İşin çok zor ve yine iş sende bitiyor.
 Biz yanındayız ve elimizden geleni yapıyor olacağız ama sen,  bundan sonra başarmak için gerekli muhasebeleri yapıp; sokaktaki onlarca Akşemsettin’i bir araya toplayarak, kendi muhalefetini dahi, kendin kuracaksın